En Üşengeç Bünyeyi Bile Günde Bir Dakika Çalışmayla Dize Getiren, Japonların Başarı Sırrı: Kaizen Tekniği
İmkan olsa öylece durur ve sadece istediğimiz şeyleri yaparız, değil mi? Ama o imkan bir türlü gelmez ve içten içe tembellik etrafımızı sarar. Japonların üşengeç bünyeye ilaç gibi gelecek tekniğiyle tembelliği silip atalım mı?
Aslında her ertelemeyi tembellik olarak adlandırmamak gerekiyor, ertelemenin bir seviyeye kadar olanında zarar yok.
Hedefleriniz var ve bu hedefler için çalışmak istemiyorsunuz. Bu size has bir durum değil, kimse çalışmak istemiyor.
Ama şu da bir gerçek: Sadece çalışanlar başarılı olabiliyor.
Kararlılık, disiplin... Tüm bunlar için heybemizde yer açmak gerek ama o heybeyi kim taşıyacak şimdi?
Planlar ve programlar yapılırken yaşanan heyecanın işin başına oturulduğunda uçup gitmesi, çalışmak yerine aklın YouTube'daki o videoda yahut Netflix'teki dizinin son bölümünde kalması sadece sizin başınıza gelmiyor.
Zihnimiz kısa yolları seviyor.
Kalıcı tembelliğin önüne geçemezsek hayatımız sadece anları tüketmekten ibaret bir aktiviteye dönüşebilir.
İlkin her şeyi bir anda yapabileceğimize olan inancımızı sarsmak gerek. Hem İngilizce öğrenip hem yazılımcılığa giriş yaparak bir yandan da Yunan Felsefesi okumaları yaparken golf kariyerinizi başlatmak iyi bir fikir olmayabilir. Düşüncede müthiş, uygulamada sallantılı.
O halde hoş geldin Japonya'nın kadim yöntemi Kaizen!
Kaizen, Japonca'da kai ve zen kelimelerinin birleşimiyle oluşuyor. Kai, değişim ve zen de iyi anlamına geliyor, birleştiklerinde 'iyiye doğru değişim' olarak birbirlerini tamamlıyorlar. Japon kültüründen doğan Kaizen özellikle iş dünyasının aşina olduğu bir kavram.
Kaizen Japonca Kai, “değişim” ve zen “iyi” sözcüklerinden oluşuyor. Bunu iyi yönde değişme ya da sürekli iyileştirme olarak çevirebiliriz. Masaaki Imai tarafından icat edilen Kaizen yönteminin amacının, 'herhangi bir yönde ilerleme kaydetmeden günü geçirmemek' olduğunu söyleyebiliriz .
Japonya'da iş dünyasının ve başarılı girişimcilerin sık sık başvurduğu bu kavramın çok basit bir amacı var.
Günde 4 saat uyuyup 20 saat çalışmak gibi zorlu bir yoldan ziyade denklemi basitleştirerek bir günü herhangi bir konuda ilerleme, iyileşme kaydetmeden geçirmeme üzerine kurmakla ilgili.
İşte bu noktada Kaizen'in sadece iş dünyasıyla sınırlı kalmadığı anlaşılıyor, değil mi?
Kaizen bir felsefe aslında.
Bu felsefeyi de bir dakikaya sıkıştırarak özetlemişler. Aslında çok basit, Kaizen felsefesine göre temel olan herhangi bir şeyi sadece bir dakika boyunca yapması ve bunu her gün tekrar etmesi yeterli. Bu bile büyük bir gelişimin anahtarı.
"E bu çok kolay?" Diyorsunuz... Ve haklısınız.
Bu noktada bir dakikanın önemini kendimize anlatmak gerekiyor. Bir dakikanın size hiçbir şey katmayacağını düşünürseniz muhtemelen haklı çıkacaksınız, önce kendimizi bu bir dakikanın tıpkı Semiha Yankı'nın sevdiği kişiyle geçirdiği bir dakikası gibi benzersiz olduğuna ikna etmemiz gerekiyor.
Bir dakikayı birkaç hafta, bir ay uyguladıktan sonra bu deneyimin size faydalı olduğunu hissettiğinizde kendi Kaizen döngünüzü oluşturmaya başlayabilirsiniz.
Örneğin ilk ayın sonunda bu süreyi beş dakikaya, bira ay sonra on beş dakikaya çıkararak zihninizi kısa yollar arayışına sokmadan düzene sokabilirsiniz.
Kaizen'in size kazandırdıklarını gördükten sonra sürenin artışı da kaçınılmaz olacak.
Hedefinizi koyun ve kendi Kaizen döngünüzü yaratın, işte hepsi bu kadar.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
anlatamamışsın.
aradığım yorum
Bunu okumaya üşendiğim için çözüme ulaşamadım.
yalnızca 1 dakikalığına okumaya çalışsana. bişey denicem.
kaizenden bahsedip Toyota ve Taiichi Ohno'dan bahsetmemen biraz komik olmuş editör.