onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Erdoğan: 'Bu Ülkenin Gençliği Gezi'deki Vandallar Değildir'

Erdoğan: 'Bu Ülkenin Gençliği Gezi'deki Vandallar Değildir'

FreiGeist
13.03.2015 - 16:02 Son Güncelleme: 14.03.2015 - 00:36
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Bu ülkenin gençliği Gezi'deki vandallar, etek giyen provokatörler, ırz düşmanları değildir. Bu ülkenin gençliği işte buradadır' dedi.

'100. Yılında Çanakkale Ruhu ve Gençlik' programında konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 'Burada gördüğünüz gençler Gezi'de gördüğünüz vandallar değildir. Bu ülkenin gençliği etek giyerek sokakları ateşe veren provokatörler değildir. Bu ülkenin gençliği masum kızlarımızı katleden o ırz düşmanları hiç değildir. Bu ülkenin gençliği işte buradadır' dedi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, MEMUR-SEN tarafından Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen '100. Yılında Çanakkale Ruhu ve Gençlik' adlı programda konuştu.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

'Sizlerin bir farklılığı var. Sizleri bu ülkede molotofla, demir bilyelerle yakmakla yıkmakla değil, bilgiyle kültürle sevgiyle mücadele eden bir gençlik olarak görüyorum.

Buradaki her bir genç kardeşimin kim var diye seslenildiğinde sağına soluna bakmadan ben varım diyeceğine dava taşını gediğine koyacağına yürekten inanıyorum. Buradan milletime sesleniyorum burada gördüğünüz gençler Gezi'de gördüğünüz vandallar değildir. Bu ülkenin gençliği etek giyerek sokakları ateşe veren provokatörler değildir. Bu ülkenin gençliği masum kızlarımızı katleden o ırz düşmanları hiç değildir. Bu ülkenin gençliği işte buradadır.

Birileri ısrarla diğerlerini gündeme getirebilir. Diğerlerini ön plana çıkartabilir. Ama biz biliyoruz ki bu ülkenin gençlerini asıl temsil edenler, ahlakınızla çalışkanlığınızla bilginizle enerjinizle sizlersiniz. Rabbim sizlerden razı olsun.

ÇANAKKALE ZAFERİNİN 100. YILI

Bu yıl 18 Mart'ta Çanakkale zaferimizin yüzüncü yıl dönümünü kutluyoruz. Aziz şehitlerimizi rahmetle yad ediyor, hepsine Allah'tan rahmet diliyoruz. Çanakkale savaşlarının yüzüncü yıl dönümünü çok farklı etkinliklerle mart ayı başından itibaren kutlamaya başladık. Yarın Çanakkale'deyiz, tıp bayramını orada kutlayacağız. Bu unutulacak bir şey değil. Yahya Kemal'in ifadesiyle, çok enteresandır, o sıkıntılı günlerde ne diyordu 'Şu kopan fırtına Türk ordusudur Yarabbi. Senin uğrunda ölen ordu budur Yarabbi. Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın, Galib et, çünkü bu son ordusudur islamın' diyordu.

Tüm üniversiteliler, lise öğrencileri Çanakkale'deydi. Bu farklı bir mücadeleydi. Onun için bizler işte oradan alıyoruz asıl gücümüzü. Çanakkale'de ve ülkemizin pek çok farklı yerinde çeşitli kurumlarımız, STK'larımız tarafından düzenlenen etkinliklerle bu önemli yıl dönümünü en güzel şekilde idrak etmeye çalışıyoruz.

'HER ZAFERİN BİR BEDELİ VARDIR'

Esasen Çanakkale Savaşı diğer birçok özelliğinin yanı sıra bir genç savaşıdır. Ülkemizdeki pek çok lise, üniversite Çanakkale Savaşları'nın olduğu yıllarda mezun vermemiştir. Niçin biliyor musunuz? Çünkü o okulun tüm öğrencileri Çanakkale cephesine gitmiş, kimi şehit olarak, kimi gazi olarak bir daha okullarına dönme imkanı bulamamıştır. Biz işte böyle bir ruhun, azmin neticesi olarak bugünlerimize kavuşmuş bir milletiz. Her zaferin unutmayın, elbette bir bedeli vardır. Evet biz kazandığımız muhteşem zaferle bu milletin makus talihini tersine çevirdik.

'EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR'

Elbette en doğrusunu Allah bilir. Savaşın sonuçlarını ve bedelini iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Ben burada bu savaşların sadece bir yönü üzerinde durmak istiyorum. Bugünlerde hepimizin yüreğini yakan öyle hadiseler yaşanıyor ki, Çanakkale'den ders çıkarılmasını ummadan edemiyorum. Bu savaşta bulunmuş bir Fransız generali hatıralaırnda şöyle bir olayı naklediyor. Diyor ki 'yerde bir Fransız askeri yatıyor. Bir türk askeri de kendi gömleğini yırtmış onun yaralarını sarıyor. Kendisine tercüman aracılığıyla niçin yardım ettiğini sorduğumuzda, Fransız askerini elinde tutuğu kadın resmini işaret ederek, bu herhalde annesi, benim kimsem yok, o kurtulsun annesinin yanına dönsün istedim' diyor. Üstelik bu türk askerinin göğsünde, Fransız askerinin yarasından daha derin bir yara vardı diyor. Biraz sonra her ikisi de öldü.

AVUSTRALYALI ÖRNEĞİ

Bir başka örnek 1956'da Avustralya'da müsabakaya giden, Vehbi Emre anlatıyor bunu. Kafile başkanı. Avustralya'ya vardıklarında orada bir aile kendilerini ısrarla evlerine yemeğe davet ediyor. Yemeğin sonunda orada bulunan ve Çanakkale Savaşı'nda bulunmuş olan Avustralyalı şunları anlatıyor 'İngilizler 17 yaşımdayken beni askere alıp Çanakkale'ye gönderdiler. Bir akşam şiddetli bir çatışmada türk askeriyle karşı karşıya geldim. Çok enteresan burası. Süngüsünü göğsümde hissettim. Tam her şey bitti, öldüm herhalde diye düşünürken, Türk askerinin bana bağırarak, geriyi göstererek bizim siperleri işaret ettiğini gördüm. Hemen toparlanıp siperime geri döndüm. Oradaki tercümana Türk askerinin ne dediğini söyledim. Türk askerinin 'Be çocuk burası er meydanı senin ne işin var burada. Haydi git' diye bağırdığını söyledi.

'DÜNYA NE YAPIYOR? DÜNYA SEYREDİYOR'

Bugün ise masumların acımasızca katledilmesini görüyoruz. İşte Suriye, Irak. İşte Mısır'da Esma'larımız şehit oldu. Bitmedi Myanmar'da Ruanda'da bütün bunlar oldu. Somali'de bunlar oldu. Dünya ne yapıyor? Dünya seyrediyor. Biz Suriye'den ve Irak'tan iki milyon insana ev sahipliği yaparken, tüm Avrupa'da 250 bin kişi var. Bizi gördüklerinde takdire şayan diyorlar. Ey batı kendine gel kendine, bu bizim medeniyetimizin inancımızın gereğidir de onun için bunu yapıyoruz. Savaşın da bir haysiyeti ahlakı vardır. Bugün Suriye'de Irak'ta olanları görüyorsunuz. Kadın çocuk yaşlı denmeden üzerlerine bombalar atıyor. İsrail Gazze'de bu bombaları yağdırdı. Plajda babasının kucağında atılan bombalara yapacak hiçbir şeyi olmayan yavrunun nasıl sarıldığını biliyoruz değil mi, şehit oldu. Dünya sessiz. Uluslararası sularda Marmara gemimize nasıl saldırdıklarını gördük değil mi? Kafalarına kurşun sıkılarak, palalarla doğranarak insanlar katlediliyor. İşte ülkemizde, soruyorum Diyarbakır'da apartmandan atılarak üzerinden geçilen genç hakkında acaba onlar adına sokaklarda bulunanlar o gençler bunu nasıl izah edecekler?

Kalkıp da dün yine istanbul'da, Türkiye'de her tarafı kan gölüne çevirmek isteyenler, acaba Yasin'le ilgili olan o tavırlarını neyle izah edecekler? Adil olmadıktan sonra hakkın ve hakikatin yanında yer almadıktan sonra hiçbir toplumun iflah etmesi mümkün değildir.

'DÜNYA 5'TEN BÜYÜKTÜR'

DEAŞ denen örgüt kafa keserek, topluca insanları kurşuna dizerek, camileri türbeleri okulları yıkarak bir medeniyet katliamı gerçekleştirerek, onlar sadece örgüte katılan üç beş vatandaşlarının derdindeler. Esed, 350 bin kişiyi katlederken onlar hala BM dengelerini gözetmenin çabası içindeler. Onun için diyorum ki dünya beşten büyüktür. Artık BM'ye bir güncelleme gerekiyor. Tüm dünyanın temsil edildiği bir BM Güvenlik konseyi. Her dinin temsil edildiği bir BM Güvenlik konseyi. Yok daimi yok geçici üyeymiş, böyle bir mantık olmaz. Orada 20 ülke mi olur belirlenir hepsi de daimi olur, dönerli olur. Bir iki yıl görev yaparlar. Adalet budur.

Mısır'da hemde canlı yayında, tüm dünyanın gözü önünde demokrasi talebinden başka talebi olmayan halk kurşunlanarak, onlar darbecilerin katillerin yanında yer aldılar. Filistin'de myanmar'da insanlar inançlarından dolayı zulme uğrayıp öldürürken, modern vicdan kutup ayılarının azalan sayısına odaklanmış durumda.

'BİZ ASLA BÖYLE OLMADIK'

Biz asla böyle olmadık, olmayacağız. Sevgili gençler, bizim dedelerimiz böyle olmadılar. Dün istiklal marşımızın kabulünün 94'üncü yıl dönümüydü. Allah'tan kendilerine rahmet diliyorum. Gençler tavsiyem şudur Safahat. Mehmet Akif'in o muhteşem eseri sizin yastık altı eseriniz olsun. onu okurken istirahate çekilin, öyle bir eser olsun. Üstelik o Akif'ki ömrünün son döneminde ülkesine döndüğünde de fişlenmiştir.

Âsım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek.

İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.

Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...

O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,

Yaralanmış tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,

Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor.

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!

Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i...

Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

'Gömelim gel seni târîhe' desem, sığmazsın.

Asım'ın nesli burada mı? Rüku dışında eğilmeyecek başlar burada mı? Rabbim birliğinizi beraberliğinizi kardeşliğinizi azminizi artırsın diyorum. Sözlerimi Akif'in Çanakkale şehitlerimiz başta olmak üzere, tüm şehitlerimiz için 'amin desin hep birden yiğitler, allahu ekber gökten şehitler. Amin amin allahu ekber. Allah tüm şehitlerimizden razı olsun, rabbim onları cennetiyle şereflendirsin.'

sondakika.com

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
1
1
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam