Kaybımızın 3. Yılında Tiyatronun Hiç Sönmeyen Çocuk Ruhlu Işığı Erol Günaydın
'Yine yapardım, yine yapardım. Hiç kimse görmese, bitse bile, ölse bile, yine tiyatro yapardım ben.' diyen Erol Günaydın için tiyatronun vazgeçilmezi ahşap kokusuydu.
Eskilerin tiyatro tabiridir, 'İki kalas bir heves derler.' İşte anlattığı bu hevesin kokusudur.
16 Nisan 1933'te Akçaabat - Trabzon'da dünyaya geldi ünlü sanatçı. Dünyaya geldiği toprakları masal ülkesi olarak tanımlıyordu...

Çocukken geçirdiği hastalık yüzünden yürüyemeyince, yattığı odanın duvarını maviye boyayan, o uçurtmayı çiviyle duvara sabitleyen, uçurtmanın ipini de uçurması için kendisine vererek ona baharı yaşatan bir babanın ve oğlunun oynadığı ilk oyunu izlediğinde 'Uşağum ben de seni bir şey yapıyorsun sanıyordum, sizin yaptuğunuz şey maymunluk da!' diyen matrak ve sezgileri kuvvetli bir annenin üçüncü çocuğudur.
Ailesiyle Akçaabat'tan, İstanbul'a göç ettiklerinde Beşiktaş'a yerleşmişlerdir. İlkokulu birincilikle bitirdikten sonra akrabalarının da önerisiyle Galatasaray Lisesi'ne başlamıştır.

Galatasaray'da yatılı okumak ona hayatı öğretir. Kendini bulduğu dönemdir. Ömrüne ömür katan dostluklar edinir. Tiyatroyu sanatla, edebiyatla besler. Onun için; 'Biri vardı, o ilk ağlamayı bulup, herkesi güldüren sonra bunu unutup, ağlarcasına gülen' diye yazan Özdemir Asaf ile geceleri birlikte gezer, gün üstlerine ışır. Edip Canseveri çok sever, Sait Faik'in Karaoğlanı'dır. Atilla İlhan ile Baylan'da buluşurlar. Melih Cevdet Anday'la birlikte kız liselerindeki Edebiyat Matinelerine katılırlar. Orada La Fontaine'den masallar okur. Necati Cumalı, Can Yücel, Oğuz Aral ve Ferruh Doğan gençlikteki dostlarıdır.
1955 yılında Haldun Dormen, genç bir yönetmen olarak Amerika'dan geldiğinde onunla tanıştı. Ve ilk olarak Papaz Kaçtı oyununda Humprey adlı bir rahibi canlandırarak profesyonelliğe adımını attı.

O günleri bir röportajında şöyle anlatıyor Erol Günaydın;
'Kadıköy Süreyya Sineması'nda ilk oyunu oynayacağız. Papaz Kaçtı diye. Orada 3. perdede küçük bir rol oynuyorum, bir papaz rolü. Heyecandan 2 perde bekledim kapının arkasında, elim zilde. Zili çalıp içeriye gireceğim. Derken, zile bastım, kapı açıldı, Haldun Dormen kolumdan içeriye çekti beni. Bir girdim, bir başladık oyuna, kahkaha, alkış, kıyamet yıkılıyor ortalık. Ben orada sessiz bir Humprey oynuyorum. Her şeyden korkan, ürken, vaaz vermeye gelen bir rahip. Durduğum yerde sağa bakıyorum alkış, sola bakıyorum alkış, yıkılıyor ortalık. Ama neyi alkışladıklarının farkında değilim.
Oyun bittiğinde ter içinde kaldım. Ne olduğunu anlamadım, herkes birbirini öpüyor falan. Ben de yüzümü gözümü sildim. Beşiktaş'a evime vapurla gittim, soyundum yattım. Sabah kalktığımda 60 sene geçmişti üstünden... 60 senedir hala tiyatrodayım...'
Altmış yıllık tiyatro hayatı boyunca hiçbir zaman yorulmadı, Erol Günaydın. Hep daha çok oyunda rol almak istedi. Onu, güzel bir oyun sergilemekten daha fazla mutlu eden pek fazla şey yoktu.

Sırasıyla;
Cep Tiyatrosunda Papaz Kaçtı
Madonnanın Portresi ve Pierre Patheline
Yalancı
Klopatra'nın mezarı
Nuh
Teyzesi
(Çevirisini de yaptığı) Nina
Müfettiş
Zafer Madalyası
Kamp 17
Duvarların Ötesi
Benimle Oynar mısınız?
Ayı Masalı
Altın Yumruk
Dün Gece Yolda Giderken Çok Komik Bir Şey Oldu
Gülerek Giriniz
Kalbin Sesi Halkın Gözü
Pembe Kadın
Karakolda
Yolcu
Kızıl Büyü
Yaygara 70
Uy balon Dünya
Bir İstanbul Masalı
Bit Yeniği
Oliver
Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım
Canlı Maymun Lokantası
Othello
Midas'ın Kulakları
Cilalı İbo'nun Dolapları
Yedi Kocalı Hürmüz
Çöpçatanın Fendi
Sait Hopsait
Acele Bir Koca Aranıyor
İstanbul'u Satıyorum
Soyut Padişah
Yorgun Matador
Aşkımızın Gemisi Fındık Kabuğu
Uzun Donlu Kişot
oynadığı oyunların bazılarıdır.
Tiyatro'da genelde hep küçük rollerde oynadı. Ama küçük rollerde oynaması Erol Günaydın'ın sahneye hakim olmasına engel olmadı.

Bununla ilgili de Ferhan Şensoy, Erol Günaydın'ı anlatırken şu cümleleri kullanıyor;
'Erol abi, rolün büyüğünün küçüğünün derdinde değildir. En küçük rolü öyle bir oynar ki, kimseye bakamazsınız o sahnedeyken. O zaten hep baş roldedir...'
Vatani görevini ise Ağrı'nın Diyadin İlçesi Yukarı Biligan Köyü'nde yedek subay öğretmen olarak yaptı. O zamanlar askerlik ya da öğretmenlik arasında seçim yapılabiliyordu.

Erol Günaydın, Ağrı'ya Yukarı Biligan Köyü'ne gelince, görev yapacağı okulun hasarlı olduğunu görüyor ve maarife bir dilekçe gönderiyor. Okulun çatlak olduğunu ve eğitim vermenin tehlikeli olduğunu söylüyor. Maariften bir heyet geliyor, okul inceleniyor ve rapor tutuluyor. Raporda okulun temelden çatlak olduğu ama kışın don olduğu nedeniyle bahara kadar çökmeyeceği yazıyor. Ondan sonra Erol Günaydın kalemi eline alıyor ve bir mektup yazıyor, Haldun Dormen'e.
O mektupta da şunlardan bahsediyor;
'Patronum, bana yazın. Bana çocuk kitapları yollayın. Benim küçük vahşilerime yardım edin. Maarif hiç yardımda bulunmuyor, okulda hiç oturacak sıra yok. Sıra yapılması için on tahta verdiler. Kalemleri, defterleri hiç yok. Tebeşir yok. Galiba bu ay maaşı bunlara yatıracağım. Önlüklük siyah kumaş yollarsanız çok makbule geçecek. Burada bulmanın imkanı yok. Dağada geçecek günlerimi süsleyecek bu güzel, gerçekleştirmek istediğim hayallerim. Muhtara söyledim, köylülerle çalışıp köyün yollarını düzelteceğiz. Baharda da köye ağaç dikeceğiz.
Patronum isteklerim çok oldu ama bunlar çok az paraya bakar. Çok özledim sizleri. Kendimi bu işlere vermezsem hiç günler geçmeyecek. Bitmeyecek...
Dağlar kadar büyüdü içim...'
Vatani görevini tamamladıktan sonra, yarım bıraktığı tiyatroya devam eder Erol Günaydın. Tekrar sarılır ilk günkü heyecanla tiyatroya.

Derken, İzmir'e turneye gittiğinde eşiyle tanışırlar ve Yıldız Kenter, Müşfik Kenter, Şükran Güngör ile Manisa'ya kız istemeye giderler. Sonra İstanbul'a yerleşirler.
Erol Günaydın o sıralar İzmir'de Yılmaz Güney ile birlikte bir sinema filmi için çalışmaktadır. Karısı hamiledir ve doktora giderler. Doktor, üç adet röntgen filmi göstererek, Günaydın çiftine üçüzleri olacağı müjdesini verir. Daha sonra Erol Günaydın, İzmir'e film çekimlerine geri döner, ve çok geçmeden üçüz çocuklarının doğum müjdesini alır.
Ancak bu çocuklardan birini henüz yeni doğmuşken toprağa verir Günaydın ailesi, daha sonra ikinci çocukları da yenilir hayata. Bunun üzerine Erol Günaydın tekrar İzmir'den kalkar gelir eşinin yanına.
Uçakta yanında bir İngiliz oturur ve heyecanını ona anlatmak ister. İngilizcesi pek iyi değildir Erol Günaydın'ın. Ve 'Sir, My husband three sister' der. Karısına kocam diyecek kadar heyecanlıdır yani Erol Günaydın o an...
Daha sonra tiyatro ve sinemaya devam eder. "Güzel Bir Gün İçin" adlı filmin senaryosunu yazar, Altan Erbulak ile birlikte oynar.

Oynadığı sinema filmleri;
Güneşi Gördüm 2009 Samet
Orada 2009 Erol Gümüş
Kanal-İ-zasyon 2009
Yedi Kocalı Hürmüz 2009
Balkan Düğünü 2009 Kemal Çavuş
Nekrüt 2008 Ali Rıza
Destere 2008 Hazım Dede
O Kadın 2007 Yazar
Beyaz Melek 2007 Komutan Vahit
Sinekli Bakkal 2007 Ali Küçük
Geçmiş Zaman Olur ki 2006
İlk Aşk 2006 Arif Arifoğlu
Kınalı Kuzular: Bedeli Çanakkale'de Ödendi 2006 Artin
Pardon 2004 Baba
Ömerçip 2003 Kamil
Menekşe Koyu 1991 Teffaf
Karartma Geceleri 1990
Herşeyi Bitirdik 1990
Kocakarılar 1990
İnsanlar Yaşadıkça
Aile Pansiyonu 1987
Biz Doğarken Gülmüşüz 1987
Kuşatma 2 / Şok 1987
Hoşgeldin Ramazan 1987
Otobüs Yolcuları / İhsaniye - Karasu 1987
Çantada Keklik 1987
Acı Lokma 1986 Dayı
Ağa Bacı 1986 Osman
Gelmeyin Üstüme 1986
Hayroş 1986
Kıratlı Süleyman 1986 Kenan Ağa
Savunma 1986 Rıza
Yaygara 86 1986
İki Milyarlık Bilet 1986 Kanun Kazım
Bu Muhtar Başka Muhtar 1986
Kocamın Nişanlısı 1986
Duyar Mısın Feryadımı 1985
Ekmek Elden Su Gölden 1985
Herşeyim Sensin 1985 Manav Kadir
Yavru Kuş 1985
Sessiz Ölüm 1985 Baba
Pehlivan 1984 Mestan
Şaşkın Gelin 1984 Memiş
Bir Yudum Mutluluk 1982 Erol
Renkli Dünya 1980 Patron
Dağılın Kazımlar Geliyor 1976
Nereye Bakıyor Bu Adamlar 1976 Otelci
Tepedeki Ev 1976
Ayıkla Beni Hüsnü 1975
Canım De Bana 1975
Curcuna 1975 Saffet
Tokmak Nuri 1975
Diyet 1974 Mevlüt
Ben Doğarken Ölmüşüm 1973 Doktor
Düğün 1973 İbrahim
Hamsi Nuri 1973 Patron
Tatlım 1973 Zarif
Yeryüzünde Bir Melek 1973 Şemsi
Yılmayan Şeytan 1972 Bitik
Casus Kıran / Yedi Canlı Adam 1970
Vur Patlasın Çal Oynasın 1970 Şaban
İntikam Yemini 1969
Casus Kıran 1968
Sinekli Bakkal 1967 Kız Tevfik
Çelik Bilek 1967
Yarın Çok Geç Olacak 1967 Ressam Nevzat
Eşrefpaşalı 1966
Kibar Haydut 1966
Kovboy Ali 1966
Nuh'un Gemisi 1966
Ölüm Tarlası 1966 Bekir
Pembe Kadın 1966
Yalnız Adam (Kibar Haydut) 1966
Güzel Bir Gün İçin 1965
İsyancılar 1965
Erkek Sözü 1964
On Güzel Bacak 1964
Varan Bir 1964
Başımı Belaya Sokma 1963 Ahmet
İki Gemi Yanyana 1963 Nuri
Yedi Kocalı Hürmüz 1963
Battı Balık 1962
Kardeş Uğruna 1961
Yaman Gazeteci 1961
Yeşil Kurbağalar 1960
Bu uzun listeye bir de yorulmadan, sıkılmadan birçok dizi projesi sığdırır. Aynı zamanda çok önemli seslendirmeler de yapar.

Rol aldığı diziler:
Köşe Dönücü 1984
Saat Sabahın Dokuzu 1987
İnsanlar Yaşadıkça 1989
Doktorlar 1989
Bir Ömrün Bedeli 1991
Mahallenin Muhtarları 1992
Rüstemin Gazinosu 1993
Çiçek Taksi 1995 Ramazan Ay
Köşe Kapmaca 1996
Tatlı Kaçıklar 1996 Beton Raziye
Bir Demet Kahkaha 2000
Bir Demet Yerli Film 2000
Yeşilçam Denizi 2003
Cennet Mahallesi 2004 Deli Kadir
Geçmiş Zaman Olur ki 2006
Sinekli Bakkal 2007 Ali Küçük
Genco (dizi) 2007 Konuk Oyuncu
Akasya Durağı 2008 Ramazan
Balkan Düğünü 2009 Kemal Çavuş
Geniş Aile 2009 Konuk Oyuncu
Seslendirmeleri:
Ayı Yogi
Yavru ile Katip filminde Yavru karakteri
Yüzüklerin Efendisi (The Lord of the Rings) filminde Bilbo Baggins'i
Hz Muhammet Son Peygamber' adlı çizgi filmde Ebu Talip'i
Yukarı Bak (Up) adlı uzun metrajlı çizgi filmde 'Carl Fredricksen' karakterini seslendirmiştir.
"Güzel Bir Gün İçin" filmi ile 4. Antalya Film Şenliğinde Erol Keskin ile Birlikte En İyi Senaryo Ödülü'nü aldı bununla birlikte ömrüne bir çok ödülü sığdırır. Bununla beraber "İki Kavas Bir Heves" adlı Emine Algan'ın yazdığı söyleşi kitabı 2007'de yayınlanır.

Hayatına sığdırdığı diğer ödüllerinden bazıları;
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü
Oliver Oyunu ile İlhan İskender Ödülü
Magazin Gazetecileri Yaşam Boyu Onur Ödülü
Afife, Nisa Serezli, Tolga Aşkıner Özel Ödülü
Altan Erbulak Oyunculuk Ödülü
Gazeteciler Cemiyeti Oyunculuk Ödülü
Nasrettin Hoca Oyunculuk ve Yaşam Boyu Sanat Ödülü
33. Altın Kelebek Onur Ödülü
8. Eyüboğlu Tiyatro Buluşması Tiyatro Sanatına Katkı Ödülü
İsmail Dümbüllü Yaşam Boyu Onur Ödülü
Yılın Gönlümüzdeki Galatasaraylı Sanatçı Ödülü
Uludağ Üniversitesi Onur Ödülü
Yaşar Kemal filmlerinde oynadığı için aldığı plaket
46. Antalya Film Festivali Yıldırım Önal Onur Ödülü
1. Malatya Film Festivali Onur Ödülü
9. Üniversiteler Arası İstanbul Tiyatro Festivali Onur Ödülü aldığı ödüllerden bazılarıdır.
Ancak, Erol Günaydın'ın asıl ödül olarak kazandığı şey "Sevgi"dir.

'İnsanlar hayatımın en büyük serveti, bütün gezdiğim yerdeki insanlara hep sevgiyle baktım. Onlardan da sevgi gördüm. Kimseye kızmadım. Herkese hak verdim. Belki de bu sevgi dağıtımı beni çok mutlu ediyor. Bu sevgiyle belki bana hayat verdiler, nefes aldırdılar. Her zaman gülüyorum, gülümsüyorum. Ne yapayım?' der. Erol Günaydın...
Kaybımızın 3. yılında biz de Erol Günaydın'ı sevgi ve saygı ile anıyoruz. Onun tiyatroda ve sahnede saçtığı ışık hiç sönmeyecek. Mekanı cennet olsun. Sahnenin ışığı ruhunu hep aydınlatsın...
Erol Günaydın İçin En Güzel Belgesel
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!