Esad Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne Çıkarılsın!
Esed Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne Çıkarılsın!
Dış Politika Derneği DPD, Anadolu Ajansı tarafından tüm dünyaya duyurulan Suriye'deki vahşete ilişkin eylem açıklamasında bulundu. Dernek Başkanı Av. Kemal Kaya imzasıyla yapılan açıklamada Suriye Lideri Beşar Esed'in Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde (UCM) yargılanması istendi. Suriye'de, Esed rejimi tarafından işlenen savaş suçlarını belgeleyen fotoğrafların yayınlanmasıyla birlikte, daha önce başta Bosna Hersek olmak üzere dünyanın değişik yerlerinde insanlığa karşı işlenen savaş suçları için harekete geçen Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) göreve çağrıldı.
İNSANLIĞA KARŞI SUÇ İŞLENMİŞTİR
Dış Politika Derneği tarafından yapılan açıklamada 1949 tarihli Cenevre Sözleşmesi ve ek 1 numaralı Protokolü'ne göre savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlemiş durumda olduğunun altı çizildi. Türkiye'nin UCM'yi
harekete geçirecek uluslararası mekanizmalara derhal müracaat etmesi sözkonusu basın açıklaması ile istendi.
Dernek tarafından paylaşılan o metin
SUÇA ORTAKLIK
Devam etmekte olan iç savaş sırasında işlenen suçlara ilişkin olarak ortaya çıkan görüntüler
Suriye de işlenen vahşet ve insan hakları ihlallerinin boyutları konusunda yeterince fikir verir
niteliktedir. Suriye deki rejim kendi halkına ve savunmasız sivillere karşı sistematik işkence
ve savaş suçu işleyen bir yapı olarak karşımızda durmaktadır.
Medyadan, gözaltına alındıktan sonra işkence, elle boğma ve aç bırakılmak suretiyle
öldürüldüğü anlaşılan yaklaşık 11 bin kişiye ait 55 bin kare fotoğraf ortaya çıkarılmıştır.
1949 tarihli Cenevre Sözleşmesi ve ek 1 numaralı Protokole göre doğrudan sivil nüfusa,
sivil eşyalarına, sivil hedeflere zarar vereceği veya sivilleri yaralayacağı ya da sivillere
yönelik yasaklanmış saldırılar ile, teslim olmuş askerleri öldürmek ya da yaralamak; uzuv
keserek fiziksel olarak sakat bırakmak; kişinin ölüme sebebiyet verecek ya da onun sağlığını
ciddi biçimde tehlikeye atacak veya savunmasız kişilere zarar verme filleri savaş suçu,
bu fiillerinin; siyasal, felsefî, ırkî veya dinî saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plân
doğrultusunda sistematik olarak işlenmesine ise insanlığa karşı suç olarak tanımlanmaktadır.
Suriye ye ait doğruluğu teyit edilen ve el değmediği tespit edilen fotoğraflardaki fiilleri
işleyenler savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlemiş durumdadır.
Esed gerçekleştirdiği bu insanlık dışı vahşet nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi karşısına
çıkarılmalıdır. Bunun için; UCM Savcılarının kurban ya da ailesinden gelen bilgiye dayanarak
re'sen, Roma Statüsünü onaylayan devletler, ya da BM Güvenlik Konseyinin işlenen suçun
soruşturması için UCM Savcılarından talepte bulunması gerekmektedir. Türkiye UCM'yi
harekete geçirecek uluslararası mekanizmalara derhal müracaat etmelidir.
Ülkemiz ve TC Hükümetinin Suriye konusunda uyguladığı insani boyutu ön planda olan dış
politikanın ne kadar haklı, doğru ve yerinde olduğu tescillenmiştir. Bu politika kararlılıkla
Sivil, askeri ve yargısal bürokrasinin, Hükümeti sıkıştırmak, bölge ülkeleri nezdinde aldığı
aktif tutumu akim bırakmak için Suriye deki komşu ve soydaşlarımıza yapılan yardımların
önünü kesmek, ülkemizin imajına zarar verecek ve onu teröre destek veren ülke görünümüne
sokacak girişimlerden kaçınmalıdır. Bu girişimleri yapan devlet kurumlarındaki sivil ve askeri
görevliler derhal deşifre edilerek görevden el çektirilmelidir.
Muhalefetin, ülkemizin bölgedeki beka sorunu olan komşu ve soydaşlarımıza yapılan
yardımları iç politika malzeme yapmaya son vermesi gerekmektedir. Aksi takdirde tarih ve
maşeri vicdan önünde yargılanmaları söz konusudur.
Uluslar arası planda ise İran ve Rusya Suriye de işlenen ve insanlık vicdanını karartan bu
eylemlerin ortağı ve sorumluları arasında dır. Bu ülkeler Suriye de ki rejime can suyu ve
suni teneffüs imkânı vermemelidir. Bu duruma devam etmeleri kendilerini bölge ülkelerinin
halkları nezdinde uzun süre silinmeyecek olumsuz sicile sahip hale getirecektir. Ayrıca iç ve
dış politik aktörlerin Suriye de ki durumu kendi çıkarları için destek vermeleri aynı zamanda
bu insanlık suçuna ortak olmaları anlamına gelmektedir.