Fazla Kilolarından Kurtulamayanlara: A'dan Z'ye Mide Küçültme Ameliyatı Rehberi
Her hastanın sağlık öyküsü farklı olduğu için mide küçültme ameliyatı ve sonrasındaki süreçlerde farklılıklar görülebilir. Size göre en uygun planlama için uzman bir doktorla görüşmeniz daha faydalı olacaktır.
Birçok ünlü ve fenomen ismin mide küçültme ameliyatı yaptırdığını biliyoruz.
Fazla kilolardan kurtulma konusunda diyet, egzersiz veya ilaç tedavisinin işe yaramadığı durumlarda bu ameliyata başvurularak kişilerin zayıflaması sağlanıyor. Ancak mide küçültme ameliyatlarıyla ilgili bilmeniz gereken birçok detay bulunuyor.
Elbette 'Mide küçültme ameliyatı olmak istiyorum!' diyen herkes bu ameliyatı olamıyor, belli kriterler var.
Ameliyat onayı verilebilmesi için hastanın vücut kitle indeksi 40'dan ve beden kitle indeksi 35'ten yüksek, uzman kontrolünde diyet programı uygulamış olsa da kilo verememiş ve yandaş hastalığı nedeniyle sağlığı tehlike altında olmalıdır.
Mide küçültme ameliyatının birtakım avantaj ve dezavantajları bulunuyor...
Mide küçültme ameliyat sayesinde fazla kilonun %50-60'ı kısa sürede veriliyor. Bu yapılırken vücuda cerrahi bir yöntemle yabancı bir cisim adapte edilmiyor. Ayrıca ameliyat sonrasında metabolik bozulmalar daha hızlı bir şekilde düzeliyor.
Ameliyattan sonra görülebilecek en ciddi komplikasyon ise midenin kalan kısmından karın boşluğuna sızma olması.
Uzun dönemde görülen komplikasyon ise nadiren de olsa bazı hastalarda oluşan mide darlığı. Bu durum, endoskopik genişletme işlemiyle kolay bir şekilde tedavi edilebiliyor.
Mide küçültme ameliyatlarında iki farklı yöntem uygulanıyor: Gastrik bypass ve sleeve gastrektomi.
Sleeve gastrektomi, hepimizin tüp mide ameliyatı olarak bildiği ve mide küçültme yöntemleri arasında en sık tercih edilen operasyon. Tüp mide ameliyatı ile midenin %80-85'lik kısmı çıkarılır, böylece de midenin hacmi küçülür.
Tüp mide ameliyatı sonrasında hastanın yemek yeme miktarı azalır, kısa sürede tokluk hissine sahip olur.
Böylece ameliyat sonrasında kişi sağlıklı bir şekilde kilo vermeye devam edebilir.
Gastrik bypass ameliyatında ise mide küçültülür, ince bağırsak ile küçültülen mide arasında bağlantı yapılır.
Gastrik bypass operasyonundan sonra hasta hem daha az yemek yemeye başlar hem de tükettiği gıdaların büyük bir kısmı emilmeden, yağ olarak depolanmadan dışarı atıldığı için kilo verilir.
Hastanın gastrik bypass mı yoksa tüp mide ameliyatı mı olacağına karar verilirken nelere dikkat ediliyor?
Gastrik bypass operasyonu, daha çok Tip 2 Diyabet rahatsızlığına sahip obezite hastalarına uygulanıyor. Genele bakıldığında ise mide küçültme ameliyatı için başvuran bireylere tüp mide ameliyatı uygulanıyor.
Mide küçültme ameliyatı olduktan sonra süreç tamamlanmıyor tabii...
Ameliyat sonrasında hastanın küçük porsiyonlar tercih etmesi, yiyecekleri iyice çiğneyerek yemesi, düzenli olarak egzersiz ve spor yapmaya devam etmesi, öğünlerde katı-sıvı yiyecek ve içeceklerin aynı anda tüketilmemesi, yemekten 10-15 dakika önce, 20-30 dakika sonra su ve diğer sıvı içeceklerin tüketilmemesi önem taşıyor. Rutin kontrolleri de atlamamakta fayda var.
Sağlıklı bir şekilde kilo verdikten sonra yeniden doğmuş gibi hissedeceğiniz kesin!
Görüştükten sonra size en fazla güven veren, ameliyattan beklentilerinizi gerçekten anlayıp karşılayabilecek bir doktorla bu yola girmekte fayda var. Geçmiş olsun...
Yorum Yazın