Efsanevi Yazar Franz Kafka'nın 'Babaya Mektup'undan Babasına Dair Çarpıcı Anektodlar
1883 yılında Prag’da dünyaya gelen Franz Kafka, Hermann ve Julie Kakfa’nın oğludur. Altı kardeşin en büyüğü olan Franz, Hukuk eğitimi almış ve boş zamanlarını yazılarını kaleme alarak değerlendirmiştir.
Kafka’nın yazmış olduğu Babaya Mektup isimli eseriyle kendi gözünden babası ile olan ilişkilerine şahit oluyoruz. Peki bu dünyaca ünlü yazarın babası ile arasında nasıl bir ilişki vardı, gelin yakından inceleyelim.
Not: Buradaki çıkarımların çoğu Babaya Mektup isimli eserden alıntılanmıştır…
1. Kafka her zaman babasından korkmuştur.
2. Birbirlerinden oldukça farklı ruhani özelliklere sahiptirler.
3. Kafka’nın çocukluğuna dair unutmadığı tek bir anı var. Bu anının kahramanı ise babasıdır.
4. "Unutma itiraz yok" dedi.
5. "Baba ben köle gibi hissediyorum."
6. Franz Kafka, babasının işlettiği dükkandan kaçmıştır.
Babasının çalışanlarına eziyet veren davranışları Kafka’yı oldukça korkutmuştur. Dükkanda öğrendiği tek şey babasının vicdansız davranışlara sahip olduğu görüşüdür.
7. Babasından uzaklaşmak istediği için dine sığınmıştır.
“ Senden bir parça uzaklaşmak için Yahudiliğe sığındım. Belki bir açıdan farklı bir kurtuluş olabilirdi. Sinagog'da olduğum zamanlar (asıl mesele bu) ben kolaylıkla senden __kaçabildim ve kaçtığım yerde bütün vaktimi uyuyarak geçirebildim. “
8. Babası yazılarına her zaman karşı çıktı hatta yazmasını istemedi ve okumayı reddetti.
“Yazıyordum çünkü senin buna karşı çıkışların aslında __bana “Artık Özgürsün!” anlamı verdiği için iyi hissediyordum.”
9. Mesleğini seçerken özgür olamadı.
Kafka için önemli olan kibrini kaybetmeden umursamazlığını
sürdürebileceği bir iş seçmekti. Babasının karşısında eğilmemek için seçebileceği tek meslek avukatlıktı.
10. Babasına karşı, hayatının en büyük sınavı evlilik oldu.
Elbetteki hayatının en büyük sınavının bu olacağını tahmin
edememişti. Evlenmek bile babasından uzaklaşabilmek için çaba gösterdiği
fırsatlardan biri haline gelmişti.
“Evlenmeyle alakalı düşüncelerin konusunda bana söyleyeceğin şeyler elbette vardı, sonuçta F. İle iki kez ayrılıp iki kez barışmıştım… Bütün bunlar doğruydu peki nasıl olmuştu? Evlilik düşüncem ve seninle ilişkimizle alakalı fikirler karşı karşıya gelmişti. Evlenmek özgürlüğün ve senden kurtuluşun tek anahtarıydı kuşkusuz. “
11. Ve der ki,
'Paltom bile ağır gelirken, nasıl taşırım koskaca dünyayı sırtımda?'
Yorum Yazın