Galatasaray - Beşiktaş Maçı İçin Yazılmış En İyi 10 Köşe Yazısı
Büyük başarı - Mehmet Demirkol
Yasin’in golüne kadar Galatasaray’ın kalesine top gitmedi. Bundan sonra da 75’e kadar Beşiktaş’ın kalesine çok az...
Bilic’in değişiklikleri değil ama kadro tercihleri konusunda yapılacak tartışmaları manasız bulduğumu söylemeliyim. Çünkü son 1 ayda kesin oynaması lazım denecek bir oyuncu kalmadı. 3. kalecinizle şampiyonluk yarışının son düzlüğüne girmişseniz ya çok üst düzey bir kadronuz vardır. Ya da vasat. Beşiktaş takım oyunu gücünü kaybetmişti.
G.Saray artık şampiyo. - Rıdvan Dilmen
Şampiyonluk için atan ve tutanın iyi golcüleri de olacak. G.Saray 6 maçtır gol yemiyor golcüleri atıyor. Mutlu son yakın
Ben yıllardır derbileri izlerim, derbilerde ev sahibi takımlar genelde baskılı oynar. Galatasaray 11. dakikada golü buldu. O golden sonra oyunda inisiyatif Beşiktaş'a geçti. Galatasaray da yaslanmaya başladı. Bunun da nedeni, Galatasaray son haftalarda 'Ben gol yemiyorum, bir de ahtapot gibi kalecim var' diyor... Şimdi ben hep şunu söylüyorum; şampiyonluk yolunda atanla tutanın iyi olacak.. Bir de mücadele edeceksiniz... Atanı var mı? Var... Burak atıyor, Sneijder atıyor, Yasin atıyor... Tutanı da var; Muslera... Bunların yanında mücadele ediyor...Sarı-kırmızılı takım 6 maçtır gol yemiyor. Bu bir kere büyük bir başarı... Galatasaray için artık şampiyo... diyebiliriz...
Oyun Beşiktaş’ın maç Galatasaray’ın - Okay Karacan
Galatasaraylı doya doya sevinsin..
Şampiyonluk belki bugün belki haftaya bugün..
Dördüncü yıldızın yanında Şampiyonlar Ligi vizesi şampiyonluğun bonusu ama ne bonusu..
Bunu başarırken kötü oynadıkları maçları bile çevirebilen iyi bir kalecileri, sıradışı bir 10 numaraları vardı.. Bilhassa sezonun son altı maçında inanılmaz bir son 15 dakika skorerliğindeydiler.. Ne zaman baskı yeseler kale emin ellerdeydi ve rakipleri stres ve telaş yaparken sakin kaldılar..
Biliç klasiği ve şampiyona selam - Güntekin Onay
Biliç ve İsmail Kartal, kafa kafaya verecek şapkalarını önlerine koyacak ve bu G.Saray’a nasıl şampiyonluk verdiklerini sorgulayacak.
Kazanan her zaman haklıdır, doğru. İnanın bu köşede G.Saray’a övgüler yağdırmayı çok isterdim. Çünkü artık şampiyon gibiler. Şampiyon olan da her zaman alkışı hak eder. Ancak bu takımın Muslera ve Sneijder dışında övülecek, beğenilecek tek bir şeyi bile yoktu dün. Hiçbir iddiası olmayan eksik Beşiktaş karşısında futbol adına varlık gösteremeyen bir G.Saray vardı.
Dursun Başkan ikna etmeli - Levent Tüzemen
Milan'ın efsane kaptanı Maldini tarihi Ali Sami Yen'de kaybettikleri maç sonrası şöyle demişti: 'Hiç kimse ben bu statta 30 bin seyirci olduğuna inandıramaz. Çünkü tezahürattan kaleci Dida'nın sesini hiç duymadım.'
TT Arena'da tribünlerde şampiyonluk havası vardı. Gösteriler muhteşemdi.
Ancak oynanmamış bir maç öncesi 4. yıldıza atıf yapılarak 'Herkes rütbesini bilsin. Önümüzde düğmesini iliklesin' pankartını açmak belki anlamlıydı ama rakibi öfkelendirmek ve hırslandırmak adına çok da doğru değildi.
Asıl Derbi Kongreydi! - Ali Ece
Maç günü kongre var. Hâlbuki bu derbiyi kazansan, en azından Şampiyonlar Ligi önelemesi şansın devam edecek. Ancak demek ki camiada buna inanan belirleyici kişi sayısı o kadar az ki inatla kongre yapıldı! Kongrede konuşan birçok yeni bağımsız genç üyenin söylediklerinin % 90’ı Beşiktaş’ın yönetimsel gerçekleri.
Uzun vadede bu bağımsız gençleri susturmaya çalışmak yerine can kulağıyla dinleyip feyz alanlar kazanırlar, Beşiktaş’a da kazandırırlar. Kongre parantezini şimdilik kapatıyorum ancak Beşiktaş’ın asıl maçı derbi öncesindeki kongreydi. Bu gerçeği de kimse sıvayamaz, sıvarsa da en çok kendisine kötülük yapar! Çünkü Beşiktaş dün gece son 1 yılda 3 teknik adam değişikliği yapan rakibine yenildi. Ezeli rakibi Galatasaray, Beşiktaş benzeri mali sorunlar yaşadığı sezonda dün gece kazanarak % 99 şampiyonluğunu ilan etti.
Koşan ve coşan kazandı! - Attila Gökçe
Önce Galatasaray’ı kutlayarak başlayalım... Sezon boyunca çalkantılı, kargaşalı günler geçirdiler. Hoca değiştirdiler, başkan değiştirdiler. Ama yollarından asla dönmediler. Spor tarihimize geçecek örnek bir geçici başkanla, emaneti devralan karizmasız, kibirsiz, açık sözlü, sakin bir antrenörün elinde hedefe koşup hak ettikleri tacı giymek, dördüncü yıldızı formaya işlemek adına kendi egolarını aştılar, çalıştılar, kaynaştılar... Ve hayal ettikleri kıyıya ulaştılar.
Ayağa kalkıp alkışlamalıyız. Bu sezon hiç de kolay değildi aradan sıyrılmak... Birer puan aralıkla her hafta değişen lig zirvesinde önce hakemlerin pek de adil olmayan düdük ve kararları, sonra da kulüplerin - yöneticilerin, antrenörlerin ve takımların - hataları belirleyici oldu.
Geleceğe bakma zamanı - Metin Tekin
Beşikta ş'ın dünkü futbolunu eleştirirken bir sezonun olumsuzluğunu bu maça yıkmak büyük haksızlık olur...
Beşiktaş bu sezon hiç derbi kazanamadı ama derbiler şampiyonluk yolunda çok da etkili değildir. Çünkü diğer takımlarla yaptığınız maçların sayısı daha fazla. Beşiktaş'ın 3 Anadolu takımına kaybettiği puanlar bugüne gelinmesinde etkili. Lider Galatasaray karşısında, TT Arena'da 52 bin seyirci önünde oynanan futbol Beşiktaş adına tatmin ediciydi... Beşiktaş istediği oyunu oynadı ama Galatasaray istediği sonucu aldı. Yasin'in 11. dakikadaki golünden sonra oyunu tek kaleye çeviren bir Beşiktaş vardı.
DNA’sında kazanmak var - Bağış Erten
Önce takdir etmek lazım. Son 6 maçta gol yemediyseniz, ligin en fazla lider kalan takımını yenmek de dahil, 6’da galibiyetle sezonun son haftasına girdiyseniz alkışı hak edersiniz. Tamam, henüz şampiyon değil Galatasaray. Ama bu övgü düzmeyi engellemiyor.
Sadece bu da değil. 3 başkan 2 teknik adam değiştirdiler, birinci kaptan Selçuk hakkında ligin ilk 10 haftasında denmedik şey bırakılmadı. Kaptanlardan Sabri, uzun süredir kadro dışıydı. Takımın bel kemiği Melo, 7 maç üst üste kaçırdı. Avrupa’da sürekli fark yediler. Ama tüm bunlar başta Muslera olmak üzere oyuncuları yıldırmadı. Ve ligin sonuna doğru kenetlendiler, inandılar ve hedefe odaklandılar.
Yıldızın yarısı Muslera'nın - Uğur Meleke
Birbirine çok benzeyen iki teknik adamın birbirine çok benzeyen yönetimlerini izledik bu yıl. Hamzaoğlu’nun da Bilic’in de teknik adamlık stilleri bir tür “öpücük yönetimi”... Sevgi, dostluk, abilik-kardeşlik üstüne kurulmuş bir düzen. Bilic Necip’i, Hamzaoğlu Umut’u öpüp gönderiyorlar sahaya. Sevgilerine karşılık bulurlarsa oyuncudan iyi cevap alıyorlar. Ama teknik adamlığın sevgiden fazlasını istediği anlarda eksik kalıyorlar.
Dünkü gazetelerde okumuştum, Hamzaoğlu tarihi bir maç konuşması yapmış oyuncularına. Gerçekten de çok yüksek enerjiyle başladı sarı-kırmızılılar oyuna. Beklenenin aksine 4-3-3 dizilmişlerdi, orta üçlü Hamit-Melo-Selçuk da, ileri üçlünün sağında oynayan Yasin de öyle enerjik, öyle çalışkan bir ilk yarı geçirdiler ki, rakiplerine nefes aldırmadılar.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!