Recep tayyip Erdoğan'ın en önemli özelliklerinden biri geleneği olan Milli Görüş'ün ve siyasal İslam'ın önde gelen stratejisi, takiyyeciliktir. Bu özelliği her zaman kullanan Erdoğan, Makyavelist politikanın en sıkı uygulayıcısı oldu.
Bir dönem, kendi ifadeleriyle, bazı 'kullanışlı' liberallerin ve hatta bazı 'solcuların' da desteğini alan Erdoğan, Türkiye'nin gelmiş geçmiş en ürkütücü politikacısı olmayı başarmıştır. Muhalif basın ve yurt dışında 'canavar'a varan ifadelerle kendisinden bahsedilmektedir. Onun zamanında yargı politize edilmiştir, askeriye politize edilmiştir, emniyet, adalet, eğitim, sağlık... Her şey politize edilmiştir. Devletin tüm kurumlarında korkunç bir kadrolaşma başlatılmıştır Erdoğan zamanında.
Siyasî tutuklu kavramına yeni bir boyut getirmiştir, sevmediği tüm politik özneler üzerinde yargı ve emniyeti baskı aracı olarak kullanmıştır. Onun zamanında Türk ekonomisi bunalımdan bunalıma koşmuştur. Onun zamanında devlet bizzat kara para aklamış, yolsuzluk devletin tüm hücrelerine sirayet etmiştir.
Onun zamanında Irak'ta ve Suriye'de mezhep savaşı palazlanmıştır. Onun zamanında dünyanın en vahşî terör örgütleri bizzat devlet eliyle, MİT eliyle beslenmiştir. Onun zamanında yozlaşma hiç olmadığı kadar artmıştır.
Adını daima IŞİD'le, El-Nusra'yla, terörle, yolsuzlukla, kaçakçılıkla, diktatörlükle anacağımız Erdoğan, iktidarı kaybetmemek uğruna iç savaşı körüklemekle itham edilmektedir.