GİZLİ ENGEL: BEKLENTİLER
İnsanı hayatta en çok ne yorar? Aşk mı, aldatılmak mı, ölüm mü, ayrılık mı… Daha yüzlercesi eklenebilir bu saydıklarıma. Ama bence bizi yoran ve sürekli hayal kırıklığı yaşamamıza sebep olan asıl gizli engel beklentilerimizdir.
Nedense sürekli birilerinden bir şeyler beklemekte ya da yaptıklarımızın karşılığını almak için sabırsızlanmaktayız. Tabi çoğu zaman -bunu hiç yaşamadım diyen biri yoktur eminim- beklentilerimiz bize koskoca bir hayalkırıklığı olarak geri döner. Bunun sebebini ise benlik duyguları çok fazla gelişmiş insanlar olarak görmekteyim. Alacağını alıyor ve ardına bakmadan yararlanacağı yeni insanları keşif için yola koyuluyor.
Bundan birkaç ay öncesine kadar ben de beklentilere büyük umutlar bağlayarak yaşıyordum. Belki hala daha benim fark edemediğim küçük detayların içinde beklenti taşıyor olabilirim. Ama artık büyük bir kısmından arındığıma eminim. Bunu fark etmem ise Sezen Aksu ile Yekta Kopan’ın bir röportajını izlememle oldu. İnsanlardan beklentinizin olmaması büyük bir lüks diyordu Aksu. Bu cümle beni biraz düşünmeye sevk etti ve yavaş yavaş bu konudaki lükse bu şekilde eriştim sanırım. Yüküm o kadar azaldı ki anlatamam. Kimseden bir şey beklemeden kendi kendime mutlu olmanın tadına vardım. Bu durum bana büyük bir huzur ve mutluluk veriyor. Ruhumun refah seviyesi artmış gibi hissediyorum.
Bence siz de bu yazıyı okuduktan sonra beklentilerinizden arınmayı kesinlikle denemelisiniz. Eğer bunun güzelliğini kavrarsanız ve devam ettirirseniz eminim ki her yeni güne daha mutlu uyanacaksınız. Olması gerektiği kadar umursayacaksınız hayatı ve insanları. Ne de olsa hepsi bir gün yok olacak sizin için öyle değil mi? Çok ciddiye almadan ama her şeyi de ‘ti’ye almadan yaşamak en güzeli, en mantıklısı.
Bob Marley’in şu sözünü de hatırlatır ve sizleri düşünmeye davet ederim: Mutlu mu olmak istiyorsun, kimseden bir şey bekleme!Naçizane Öneriler
Müzik: Cumhuriyet’in Divası Müzeyyen Senar’dan Muğla yöresine ait olan, her dinlediğimde beni derinden etkileyen ‘Ormancı’ türküsü.
Film: Türk ailelerindeki ensest ilişkilere çarpıcı bir vurgu yapan ‘Atlıkarınca’. Yönetmenliğini İlksen Başarır’ın yaptığı film, toplumumuzda her zaman gözardı edilen bir konuya ustaca yaklaşıyor.
Kısa Film: Kadına Şiddet içerikli bu ‘kısa’ ama başarılı filmi izlemenizi tavsiye ederim: El Orden De Las Cosas.
Kitap: Gustave Flaubert’ten ‘Madame Bovary’.
Dergi: Harikulade bir fotoğrafçı olan Mehmet Turgut’un hazırladığı ’46’. Dergide olağanüstü fotoğrafların yanı sıra ele alınan konular da oldukça dikkat çekici. Ama bu dergiyi internet sitesinden veya Apple Store’dan indirilen uygulamasından takip etmenizi tavsiye ederim. Çünkü animasyonlar oldukça iyi.
Yorum Yazın