Gözümüzün Önünde Yok Oluyor! Büyükada Rum Yetimhanesi 'Avrupa'nın Tehlike Altındaki 12 Kültürel Mirası' Listesinde
1899 yılında dönemin önemli mimarlarından Alexander Vallaury tarafından Büyükada'da, adaya hakim bir noktaya otel olarak yapılan görkemli bina, birkaç yıl sonra satın alınarak yetimhane olarak kullanılması için Rum Ortodoks Patrikhanesi'ne bağışlandı. Dünyanın ikinci büyük ahşap yapısı olarak kabul edilen eski yetimhane binasının kapısına 1964 yılında kilit vuruldu ve yarım asrı aşkın süredir kaderine terk edildi. Yaklaşık 120 yıldır tarihe tanıklık eden bu yapı, adeta tarih olmamak için direniyor.
Europa Nostra ile Avrupa Yatırım Bankası Enstitüsü de taşıdığı kültürel mirası dikkate alarak bu yapıyı 'Avrupa'nın Tehlike Altındaki 12 Kültürel Mirası' listesine aldı.
Bianet'te yer alan habere göre, Avrupa Kültürel Miras Yılı'nın açılışında, Avrupa'nın kültürel mirasının korunması yönünde lider kuruluşu olan Europa Nostra ile Avrupa Yatırım Bankası Enstitüsü '2018 yılı Tehlike Altındaki 7 Kültür Varlığı' programının kısa aday listesinde yer alan 12 kültürel miras alanı da açıklandı.
Büyükada'daki Rum Yetimhanesi'nin de aralarında olduğu 10 farklı Avrupa ülkesinde bulunan bu tehlike altındaki kültürel varlıklar şunlar:
Jirokastra Tarihi Kent Merkezi: Arnavutluk
Buzludzha Anıtı: Bulgaristan
Sammezzano Kalesi: Toskana
Büyükada Rum Yetimhanesi: Türkiye
Nihai liste 15 Mart'ta açıklanacak
Bu alanlardan bazıları bakımsızlık veya yanlış ve yetersiz planlama/imar gelişmeleri nedeniyle risk altındayken bazıları da kaynak yetersizliği veya uzman eksikliği nedeniyle tehlikeyle karşı karşıya. Avrupa'nın Tehlike Altındaki 7 kültürel miras alanından oluşacak nihai liste 15 Mart'ta açıklanacak.
Liste hangi kıstaslara göre belirlendi?
12 anıt ve sit alanından oluşan kısa liste belirlenirken taşıdıkları olağanüstü kültürel miras değerinin yanı sıra karşı karşıya oldukları büyük tehlikenin göz önüne alındığı belirtildi. Ayrıca kamu ve özel sektörden çeşitli paydaşların bu varlıkların kurtarılması konusundaki kararlılığı ve yerel halkın katılımı da esas alındı.
Bu alanların bulundukları konumda bölgesel ölçekte sürdürülebilir kalkınma için bir kaynak oluşturma ve yönlendirici olma bakımından taşıdıkları potansiyel de kısa aday listesinin şekillendirilmesinde rol oynayan bir başka önemli ölçüt olarak açıklandı.
"Ortak kimliği öne çıkarmada anahtar rolde"
Europa Nostra Yönetici Başkanı Denis de Kergorlay, '2018 yılı Avrupa'nın eşsiz kültürel mirasını kutlama yılı olacaktır' diyerek şunları kaydetti:
'Aynı zamanda bu kültür mirasının ortak kimliğimizi öne çıkarma ve daha da kucaklayıcı bir Avrupa inşa etme yönündeki anahtar rolüne dikkat çekilecektir. 2018 Avrupa Kültür Mirası Yılı'nın bir hedefi de Avrupa'ya yayılmış pek çok tehlike altındaki kültür mirası alanının korunması için farkındalık yaratmak ve oldukça yaygın çabaları harekete geçirmektir.'
Dünyanın en büyük ikinci ahşap yapısı
Büyükada Rum Yetimhanesi Avrupa'nın en büyük dünyanın ise ikinci büyük ahşap yapısı olarak kabul edilmektedir. Bu etkileyici yapı Prens Adaları'nın en büyüğü olan İstanbul açıklarındaki Büyükada'da yer almaktadır. Beş kata yayılmış binada toplam 206 oda bulunmaktadır. Ahşap karkas strüktür, yapının büyük salonundaki ahşap işlemeli sütunlar ve ahşap tablalı, profilli tavan ile zenginleştirilmiştir. Yapının yakınında üç katlı ahşap bir de ilkokul binası bulunmaktadır.
Otel olarak yapıldı, yetimhaneye çevrildi
Yapı, İstanbul'un önemli mimarı Alexander Vallauri tarafından 1899 yılında, lüks bir otel ve kumarhane olarak inşa edilmiştir. 1900'lerin başında Prens Adaları kentin kozmopolit karakterini yansıtan, İstanbul'daki değişik dini ve etnik kökenden gelen cemaatlerin tercih ettiği yazlık bir mekâna dönüşmüştür. Yetimhane o dönemi ve dönemin toplum yapısını yansıtması açısından önemlidir.
1903'te Sultan II. Abdülhamid yapının orijinal işlevine izin vermemesi üzerine, yapı önde gelen bir Yunan bankerin eşi tarafından satın alınıp yetimhane olarak kullanılması şartıyla İstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesi'ne bağışlanmıştır. 1964'te kapanana kadar da bu işlevini sürdürmüştür.
Çökme tehdidiyle karşı karşıya
O zamandan beri ihmal edilmiş olan yapı giderek yıpranmıştır ve bugün ağır hasarlı durumdadır. Mülkiyetine ve kullanım biçimine dair çözümsüzlükler, yapının bakımını ve konservasyonunu zora sokmuş, kullanılma girişimlerinin önünde engel olmuş ve yapının durumunun iyileştirilmesi yönündeki çabaları sonuçsuz bırakmıştır. 1980'deki yangın ile zarar gören yapı bugün olumsuz hava şartlarına tümüyle açık durumdadır ve denize yakın oluşu durumunu daha da kötüleştirmektedir. Çatının bazı bölümleri ve köşe dikmeleri düşmüş durumdadır ve yetimhane bütünüyle çökme tehlikesi ile karşı karşıyadır.
Patrikhane'ye devredildi
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2010 yılında yetimhanenin Rum Ortodoks Patrikhanesi’ne devredilmesi yönünde verdiği kararın ardından devir gerçekleşti. Yapı günümüzde Patrihkane'ye aittir.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Bu kadar farklı çağlara ve farklı kültürlere ev sahipliği yapmış toprakları olan ülke çok az vardır. Umarım bir gün bu eserlere sahip çıkabilmeyi öğreniriz.
Bu zamana kadar kundaklanmaması başlı başına mucize zaten. Fazlasını istememek lazım.
yetimhane de neymiş, güzel ülkemde neler kaybolmadı ki..:((