Gülüşüyle Akıllara Kazınan Yeşilçam'ın Kötü Adamı Erol Taş'ın Yaşamına Dair Ayrıntılar Yüreğinizi Dağlayacak
Erol Taş, namı diğer Türk filmlerinin gülüşüyle hafızalara kazınan kötü adamı...
Hayatı boyunca hep çalışmış, tüm zorluklara rağmen çalışmaya devam etmiş.
İlk olarak özel hayatındaki sorunlar, daha sonra işini çok iyi yapıyor oluşunun getirdiği sıkıntılar...
Eşinin doğum yaptığı haberini alarak yoğun çalışma temposunun içerisinde ilk uçakla gittiği evinde çocuğunun öldüğünü öğrenmiş.
Erol Taş eşini teselli ederken eşi 'Allah bizden daha çok sevdi, bak göreceksin iki tane birden verecek' demiş. Ertesi yıl ikiz kızları, üç sene sonra da oğlu dünyaya gelmiş.
Eşi Hafize Hanım'ı erken yaşta kanserden kaybettiği için çocuklarına hem anne hem de baba olmuş.
Üstelik çocuklarına annelerinin öldüğünü de söyleyememiş.
Çocuklar annelerinin hastanede olduğunu düşünürken Erol Taş, onların gereksinim duyabileceği her şeyi tek başına yapmaya başlamış.
Çocuklarına eksiklik yaşatmamak için elinden geleni yapan bu babaya yapılanlar yetmemiş.
Oynadığı rolleri gerçekçi hissettirmesi toplumda kötü intibaya sahip olmasını sağlamış.
Hayranları olsa da nefret edenleri çok fazlaymış.
"Çocuklar hep benden kaçtı ve küfür yedim."
Kötü adam rollerini üstlendiği için halk tarafından taşlanmış, sopalarla kovalanmış, küfürler yemiş. Yanından geçtiği çocuklar koşarak ondan uzaklaşmış.
"800'ün üzerinde filmde rol aldım, bunların en az 750 tanesi kötü adamdı."
"Gece yarısı uykumdan uyanıyor, çalan telefona cevap veriyordum. Küfür edip telefonu kapatıyorlardı."
"Alın bu çocuklara siz bakın."
Bu kadar hakarete, dayağa karşı prodüktörlerden parasını da alamamış Erol Taş. Çareyi çocuklarının elinden tutup prodüktörün kapısına dayanmakta bulmuş.
"Kıymetli seyircilerim atın, size müteşekkirim. Siz bana taş, sopa değil, ekmek atıyorsunuz."
Kendisine taş ve sopayla saldıran seyircilerine kan içerisindeki gömleğiyle 'kıymetli seyircilerim' diyerek seslenmiş.
"Beni arayıp bulamayınca okula gidip çocuklarımı dövmüşler."
Bu muameleyle karşılaştıkça kendinden iğrendiğini söyleyen Erol Taş, para kazanmak için işine devam etmek zorunda kalmış.
Kötü adam olmanın hakkını verdiğinden olsa gerek bu ülkenin vatandaşlarını soyadı gibi 'taş kalpli' olduğuna çok güzel inandırmış.
Rolünü o kadar iyi yapmış ki...
Perihan Savaş, Erol Taş ile olan bir anısını seneler sonra anlattı. Perihan Savaş bile çekinmiş ondan, halk nasıl çekinmesin?
Perihan Savaş şöyle diyor: 'Erol Taş ile sahnem olduğunu, rol icabı beni esir pazarından satın alacağını söylediler. Nasıl çekindiysem gidip kendimi odaya kilitledim. Sonra Erol Abi yanıma gelip ‘Ben o kadar kötü biri değilim' dedi.'
"Kıymetli seyircilerim beni hastanede de yalnız bırakmadılar. İnsanın öleceği varsa da ölmek istemez."
Hayata hep pozitif bakmış Erol Taş. Çocuklar gibi sallanmış salıncakta, bununla mutlu olmuş...
Ama kimse ülkemizi uluslararası platformlarda temsil edip yedi yıl üst üste ödül alan Erol Taş'ın ne aldığı ödülleri ne de 'kötü adam' kimliğinin ardındaki gerçek yüzünü görmek istememiş.
Kangren sonucu ayağı kesilen Erol Taş'ın kesilen ayağı mezara gömülmüş ama hırsızlar tarafından mezar kazılmış ve çalınmış.
İki yıl sonra ölen Erol Taş eksik bedenle uğurlanmış bu dünyadan...
Bu dünyadan çok çekti belki ama sinemamızdan bir Erol Taş geçti...
Yorum Yazın
Allah aşkına adamın bacağını napıcaksınız ya. rezil bu insanlar..
et yeme sahnesi der susarım. şahane bir kötü adamsın.
adamdın. dın. dınlı geçmiş zaman
Adam ileride nasıl yavşakların arasında kalacağımızı göstermiş bize yıllardır yeni anlıyoruz..