Günümüz Türk Dizilerinin Eskisi Gibi Keyif Vermemelerinin Nedenlerini Anlatıyoruz!
Bir zamanlar bizleri ekran başına kilitleyen, hem güldüren hem de duygulandıran Türk dizileri, artık eskisi kadar keyif vermiyor değil mi? Eğer bu soruya cevabınız 'Evet!' ise, merak etmeyin yalnız değilsiniz. Çünkü birçok izleyici, geçmişteki yapımlarda bulunan samimiyetin ve özgünlüğün günümüz dizilerinde kaybolduğunu düşünüyor. Ki haklılar da!
Günümüzde diziler daha uzun, daha dramatik ve daha ticari hale gelirken, eski dizilerin sıcak atmosferi ve doğal diyalogları büyük ölçüde yok oldu. Peki, Türk dizilerinin eskisi kadar ilgi çekici olmamasının temel sebepleri neler? İşte bu değişimin 10 önemli nedeni...
1. Sürelerin Aşırı Uzaması
Eskiden diziler 60-90 dakika civarındaydı, ancak şu an birçok dizi 130-160 dakika sürüyor. Bu uzunluk, hem hikayenin gereksiz sahnelerle doldurulmasına neden oluyor hem de senaryo kalitesini düşürüyor. Uzun sahneler, sürekli bakışmalar ve gereksiz tekrarlarla dolu bölümler izleyiciyi sıkıyor.
Eskiden Ezel, Avrupa Yakası, İkinci Bahar, Süper Baba gibi diziler 60-90 dakika sürerdi. Senaryolar daha sıkıydı ve her sahne bir anlam taşıyordu. Hatta Yedi Numara
40-45 dakika arasındaydı.
2. Senaryo Tekrarları ve Özgünlük Eksikliği
Son yıllarda dizilerde hep aynı hikaye döngüsü var; zengin ve fakir aşkı, intikam hikayeleri, aşk üçgenleri, güçlü ama sorunlu erkek ya da masum ve fedakar kadın ilişkisi!
Bu klişeler defalarca işlendiği için artık izleyiciler eskisi kadar heyecan duymuyor. Eskiden 'Ezel', 'İkinci Bahar', 'Süper Baba' gibi orijinal hikayeler varken, şimdi birbirine benzeyen yapımlar çoğunlukta.
3. Reyting Kaygısı ve Yüzeysel Karakterler
Diziler, reyting kaygısı nedeniyle sürekli değişen senaryolarla ilerliyor. Eğer bir karakter ya da hikaye tutmazsa hemen değiştiriliyor, dizi yapımcıları sosyal medyadaki tepkilere göre senaryoyu şekillendiriyor. Bu da karakterlerin derinleşmesini ve hikayelerin tutarlı olmasını engelliyor.
Önceden Ezel, Asmalı Konak, Kurtlar Vadisi, Ayrılsak da Beraberiz gibi diziler belirli bir hikaye planına sahipti ve senaryoya sadık kalınırdı. Karakter gelişimleri tutarlıydı.
Şimdi ise diziler reytinge göre sürekli değiştirilip uzatılıyor. Mesela Camdaki Kız ve Sadakatsiz gibi diziler ilk sezonlarında ilgi çekerken, hikaye uzatıldıkça mantıksızlaştı ve izleyici kaybetti.
4. Yapay ve Gerçekçi Olmayan Diyaloglar
Eskiden dizilerde diyaloglar daha doğaldı. Örneğin 'Sıdıka', 'Mahallenin Muhtarları', 'Avrupa Yakası' gibi yapımlarda karakterlerin konuşmaları günlük hayattan alınmış gibiydi. İzleyici, karakterleri sanki gerçekten tanıyormuş gibi hissederdi.
Şimdi ise aşırı edebi, klişe ya da abartılı diyaloglar var. Birçok dizide karakterler fazla teatral ve edebi konuşuyor. Örneğin Aile ve Yargı gibi yapımlarda diyaloglar fazla süslü, doğal değil. Ayrıca günlük hayatta kimsenin kullanmadığı ağır ve kasıntı replikler yazılıyor.
5. Estetikten Çok Ticari Kaygılar
Eski dizilerde yönetmenler sanatsal kaygılar da taşıyordu. Ancak günümüzde diziler tamamen ticari olarak görülüyor. Diziler artık tamamen bir 'iş modeli' haline geldi. Dizi süreleri uzun olduğu için daha fazla reklam alınabiliyor ve yapımcılar sanatsal değer yerine ekonomik kazanç odaklı hareket ediyor.
Set temposu çok hızlı, senaryolar yetiştirilmek zorunda ve oyuncular fazla yorulduğu için performansları da etkileniyor. Eskiden dizilerde samimiyet ve sıcaklık hissedilirken, şimdi birçok yapım 'daha fazla para kazandırır mı?' diye düşünülerek üretiliyor.
6. Samimiyetin ve Gerçekçiliğin Kaybolması
Eskiden 'İkinci Bahar', 'Bizimkiler', 'Mahallenin Muhtarları' gibi sıcak, içten ve gerçekçi diziler vardı. Mahalle kültürümü içimizi ısıtırdı. Karakterler günlük hayattan insanlardı ve izleyici kendini onların yerine koyabiliyordu.Günümüzde yapımlar, daha çok 'kusursuz güzellikteki' karakterlerin abartılı dramları üzerine kurulu.
Şimdi pek çok dizi bu kültürden uzaklaştı. Sokaktaki insanla hiçbir bağ kurulamayan diziler ise izleyicileri kendilerinden uzak hissettiriyor.
7. Dizi Çekimlerinin Aşırı Hızlı ve Yorucu Olması
Önceleri oyuncular haftada 60-90 dakikalık bölümler çekiyordu, bu yüzden daha fazla prova yapılıyordu. Dizi bölümleri de bugüne kıyasla daha rahat çekilebiliyordu.
Şimdi ise haftada 130-160 dakikalık film gibi bölümler çekiliyor, bu da oyuncuların fiziksel ve mental olarak tükenmesine neden oluyor. Örneğin, Sadakatsiz dizisinde Cansu Dere, yoğun tempodan dolayı sağlık sorunları yaşamıştı.
8. Gerçeküstü Zenginlik ve Yaşam Tarzları
Eskiden sayamayacağımız kadar çok dizide ortalama bir vatandaşın ya da ailenin hayatı anlatılıyordu. Hikayeleri pek çoğumuza tanıdık geliyor, zaman zaman da 'aynı biz!' dedirtiyordu.
Şimdi ise dizilerde sürekli ultra zengin aileleri izliyoruz. Gerçek hayatta herkesin şoförü ve uçağı yok ama dizilerde sanki bu çok sıradan bir şeymiş gibi gösteriliyor.
9. Dijital Platformların Yükselişi
Eskiden TV dizileri tek eğlence kaynağıydı. Maaile yanımıza meyvelerimizi alır, televizyon ekranlarının başına geçerdik.
Şimdi ise Netflix ve BluTV gibi sayısız dijital yayın platformlarında daha kısa ve kaliteli bulunan diziler var. Kaliteli senaryo ve kısa süresi sayesinde daha çok beğenilen dizilerin yükselmesiyle ekrandaki yapımlar arka planda kalmaya başladı.
10. Sürekli Ağır Dram ve Travmatik Hikayeler
Yıllar önce yayınlanan ve hala hafızalarımızda çok güzel yerler tutan Avrupa Yakası, Ruhsar, Çocuklar Duymasın gibi diziler eğlenceli ve sıcak dizilerdi.
Sen Anlat Karadeniz, Yalı Çapkını, Camdaki Kız, Hayat Devam Ediyor gibi dizilerde sürekli toksik ilişkiler, mutsuz karakterler, kadına şiddet ve ağır travmalar işleniyor. Dizilerin başrolleri dizinin yarısında ağlıyor.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
İlginizi Çekebilir
Yorum Yazın
ayşe barıma sorun