Hamilelik ve Doğumun Çok da Zor Bir Süreç Olmadığını Söyleyen Erkek Bireye Gelen Tepkiler ve Mansplaining'in Dibi
Bu konuda da artık konuşmasanız mı?
Her şey bu paylaşımla başladı...

Prof. Dr. Müge Özcan, bir hekim olarak hamilelik ve doğum sürecinde mesleki anlamda yaşadıklarını anlattı.
Bir başka hekim de kendisine destek vererek yaşadığını paylaştı...

Hamilelik ve doğumun zorluğunun yanı sıra bir hekim olarak nöbetler ve ağır çalışma koşullarının kadınları zorladığını ifade etti.
Ve tam bu noktada 'mansplaining' meydana çıktı...

Tabii ki herkesin fikirlerini özgürce paylaşmasında bir sıkıntı olmayan, hatta mikroblog olarak tam da bu nedenle Twitter'ı kullanan Alperen Arslantaş, gebelik ve doğum sürecinin abartıldığını söyledi.
"Modern tıp filizlenip sezaryen yaygınlaşmasa insan neslinin sonuna gelmiştik gibi davranılıyor, ne abuk."

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanın ne demek olduğunu ortaya koyan bu paylaşıma pek çok tepki geldi. Doğum yapmış ya da yapmamış kadınlardan tutun, hiçbir fikri olmayan erkeklere kadar herkes laf anlatmaya çalıştı.
Elbette her kesimden tepki geldi...

Kimisi bilimsel açıdan yaklaştı...

İşin uzmanlarından görüş geldi...

Verilerle konuşuldu...

Mizah devreye girdi...

Tane tane anlatıldı...

Sezaryene yönelik anlamsız çıkış çürütüldü...

Ama yine de olmadı. Bir kere de biz anlatalım...

İlk olarak bu yaptığınız şeyin ismi mansplaining. Man ve explain sözcüklerinden oluşan ve Türkçeye müthiş bir fikirle aÇÜKlama olarak çevrilen bu kelime, erkeklerin -uzmanlık alanları olsun ya da olmasın- her konu hakkında karşılarındaki kadına açıklama yapmaları, hatta söz konusu kadın konu üzerine senelerini harcayıp dirsek çürütmüşse bile aldırmadan ona doğru yolu göstermeleri anlamına geliyor. Bir erkek olarak kadın bedeni hakkında hiçbir fikri olmamasına rağmen hem gebelik hem de doğumun çok da zor olmadığını söylemek de işte tam olarak bu...
Peki tam olarak ne oluyor da gebelik ve doğum zor geçiyor?

Hamileliğin henüz ilk anlarından itibaren başlayan hormonal değişiklikler, bulantılar, uyku bozuklukları, hareket etme zorluğu, psikolojik sıkıntılar ve yer değiştirmek zorunda kalan organların yanı sıra; doğum sırasındaki kaygı bozukluğu, stres, kasılmalar, ağrı, sızı, her şey... Gebe kalan, doğum yapan her kadının kendi hikayesi var elbette ama iş sadece doğurmakla da bitmiyor maalesef.
Sözün özü şu; deneyimlemediğimiz şeyler hakkında konuşmak çok kolay olsa da mutlaka o üstten bakışımızı sorgulayacak birileri var. İyi ki varlar!
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Kaç kez doğurmuş acaba çok merak ettim . 2 tane bir birbirinden zor hamilelik geçirdim . Ölümlerden döndüm . Çok şükür yavrularım yanımda . 3. Evladımı bekl... Devamını Gör
umarım yetiştirdiğin çocukların hepsi birer einstein olup insanlığa katkı sunar da acıların bişeye değer. ben erkeğim ama doğurduktan sonra çocuklarımın ot g... Devamını Gör
Bence erkekler de bu kasık bölgesine darbe yeme olayını fazla abartıyorlar! Ne o öyle iki kat olup kendini yerlere atmalar, inim inim inlemeler falan çocukmu... Devamını Gör
Sen simdi bir iki adamin dedigine takilip neden insanligin yarisina salladin? Cok cabuk gaza geliyorsunuz cok
Anlamsız ve yersiz bi çıkış olmuş arkadaşa suni sancı verelim aklı başına gelsin. Sezeryan konusuna gelince 9 ay boyunca herşey normal doğumu gösterirken ani... Devamını Gör