Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı - Çapulcular ve Taksim Dayanışması
Harry Potter ve felsefe taşını elimize aldığımız andan beri kimse bizi bunun sadece bir kitap, uyarlama filmlerin ise sadece bir film olduğuna inandıramadı. Ta ki biz onlara bunun sadece bir film olmadığını bizzat gösterene kadar. Gezi parkı olayları süresince aklımda dolanıp durdu Zümrüdüanka Yoldaşlığı ve neden olmasınla başlayan cümlelerimin sayısı hızlıca arttı. Neden Hogwarts gezi parkı olamasın, sihri metafor olarak kullanıp da tüm olaylar boyunca benzetebileceğimiz o kadar şey vardı ki, apolitik bir bütün 90 kuşağının meydanlara akmasını belki yalnız büyüyle açıklayabilirdik. 7 eşsiz kitabın kapağını kapatıp ve 8 mükemmel filmin stop tuşuna basıp, gerçek hayata döndüğümüzde elimizde kalan iyi-kötü tanımları, arkadaşlık üzerine, birliktelik üzerine, sadakat, adalet üzerine bize kalanların en somut halini gördük gezi parkı olayları boyunca. Zümrüdüanka Yoldaşlığı ise Taksim Dayanışması haline büründü bir anda. Bizi birer büyücü, affedersiniz geride kalıp uzak duranları da muggle haline dönüştürdü. Ben de Türkiye de olanları süzüp de karakterlere yükleyince ortaya aşağıdaki gibi bir resim çıktı.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
Bu yüzden, kimse bize, Harry Potter'ın sadece bir kitap ya da film olduğunu anlatmaya kalkışmasın. Kalkışanlara verebileceğiniz tek şey, hayal gücü. Hayal gücünü kullanabilmenin kudreti ise belki çocuk olmaktı. Hayallerimi de yaratıp üzüldüğümüz karakterlerin gerçek hayattaki izdüşümlerine karşı takındığımız tavra dikkat etmek gerekiyor sanırım. Bazen gerçek hayat, kafanda yaşadığından daha inanılmaz geliyor. Geriye sarıp izleyebileceğin ölüm saniyelerini, şimdi izleyemiyorsun. Gerçeğe olan hakimiyet gücün hayale hükmettiğinden çok daha az oluyor. Bu yüzden ki insanlar film izlemeye kaptırıp, hayranı olabiliyor o filmin. Filme hakim olmak, aynı olayları gerçek hayatta yaşasak bile daha kolay. Olayları bilip, geriye sarabilme özgürlüğüyle, sonunun mutlaka var olması, filmi, gerçekten daha sahici kılıyor bazen.
Gezi parkı için yaşananların sonunu bilmemek dayanılmaz kılıyor bekleyişi. Şimdi ne olacak sorusunun cevabı olayların içindeyken ve sonu yokken, film izlerkenki kadar sarmıyor hayatımızı.
Yapabileceğimiz, filmden aldıklarımızla, gerçeği olabildiğinde pragmatist birleştirebilmek. Herkesin pragmatistliği kendine deyip de işin içinden çıkmamak, en azından adalet, arkadaşlık gibi ortak iyi kabul edilebilecek kavramlarda hem fikir olarak benzetme yapabilmek gerçekle.