Hayvanlara Her Gün Zulmedilen Ülkemizde Uzmanlardan Bir Hatırlatma: Hayvana Şiddet, İnsana Şiddetin Habercisi
Yapılan araştırmalar göre hayvanlara şiddet uygulamak sağlıklı bireyin sergileyeceği bir davranış değil ve arkasında ciddi psikolojik rahatsızlıklar yatıyor.
“Hayvana eziyet-insana eziyet” ilişkisi toplumsal şiddetin giderek tırmanmasının tesadüf olmadığını ortaya koyuyor.
Milliyet’ten Sevilay Ağar'a konuşan Üsküdar Üniversitesi Psikiyatrist Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Alper Evrensel, cinayet işlemek ile canlılara kötü muamele yapmak arasında ortak noktalar bulunduğunu, bu tür eylemlerde bulunan bireyin kişilik bozukluğu olduğunu söylüyor.
Evrensel, insan ya da hayvan olsun bir canlıya zarar vermekten rahatsızlık duymayanların anti-sosyal bir insan profiline sahip olduğunu vurguluyor.
“Saldırgan kişi eylemi sırasında karşısındaki canlının acı çektiğinin farkına varamaz. Şiddete yatkın bireyler Merhamet duygusundan yoksundur ve denetlemeyen bir öfkeye sahiptir. Kendi içinde haklı bir üstünlük duygusuyla hareket eden bu insanlar çektirdikleri eziyetten sonra pişmanlık duymazlar. İşledikleri suçtan dolayı sorgulandıklarında mutlaka kendilerini haklı gösterecek bir savunma yaparlar. Örneğin aracıyla yolda giderken karşısına çıkan bir köpeği ezen kişiye göre o yol kendisine aittir ve köpeğin o yolda olmaması gerekir. Benmerkezciliği o denli ön plandadır ki diğerlerinin de varlığı ve haklara sahip olduğu bilincinden yoksundur.”
Herhangi bir canlıya zarar veren kişilerde “empati yapamamak” gibi ortak mekanizmanın işlediğinin altını çizen Evrensel, sorunlu kişiliklerin psikolojisini ise şöyle tarif ediyor:
“Saldırgan kişi eylemi sırasında karşısındaki canlının acı çektiğinin farkına varamaz. Şiddete yatkın bireyler merhamet duygusundan yoksundur ve denetlemeyen bir öfkeye sahiptir. Kendi içinde haklı bir üstünlük duygusuyla hareket eden bu insanlar çektirdikleri eziyetten sonra pişmanlık duymazlar. İşledikleri suçtan dolayı sorgulandıklarında mutlaka kendilerini haklı gösterecek bir savunma yaparlar. Örneğin aracıyla yolda giderken karşısına çıkan bir köpeği ezen kişiye göre o yol kendisine aittir ve köpeğin o yolda olmaması gerekir. Benmerkezciliği o denli ön plandadır ki diğerlerinin de varlığı ve haklara sahip olduğu bilincinden yoksundur.”
Yapılan araştırmalardan çıkan sonuçlara göre de şiddetin engellenmesinde en önemli faktör aile.
İnsanların diğer canlılara tahammülsüzlüğünün en önemli nedeninin aile içi şiddet olduğunu ortaya koyan araştırmalara göre, ailede şiddete tanık olan ya da şiddete maruz kalanların şiddet uygulama olasılıkları, şiddet görmeyenlere göre 8 kat daha fazla. Bu nedenle şiddetin önüne geçmede çocuğun rol model olarak aldığı ebeveynlerinin davranışları, çocuklarına başka canlıların yaşam hakkına saygı duymasını öğretmesi en önemli etken.
İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı Avukat Yasemin Babayiğit Sürücü hayvanlara yönelik şiddetin önlenmesinde yasaların yetersizliğine dikkati çekiyor
Babayiğit, hayvan haklarını koruması gereken 5199 Sayılı Yasa’nın en büyük eksikliğinin “sahipli” ve “sahipsiz” hayvanlar arasındaki ayırım olduğunu vurgulayarak “Sahipli bir hayvana yönelik şiddet Türk Ceza Kanunu maddeleri gereğince hem ‘suç’ hem de Hayvanları Koruma Kanunu çerçevesinde ‘kabahat’ olarak değerlendirilirken ‘sahipsiz’ hayvanlara karşı gerçekleştirilen eylemler sadece Hayvan Hakları Kanunu çerçevesinde ‘kabahat’ olarak değerlendirilmektedir. Bu kabul edilemez bir düzenlemedir” diyor.
“Bana Göz Kulak Ol Duyarlı Yaşam Derneği” kurucu başkanlığını yürüten oyuncu Özge Özder de hayvana şiddet ve tecavüz vakalarına hapis cezası istediklerini vurguluyor 👇
“Şiddetin en zayıf halkaları olan hayvanlar gündelik yaşamda tam bir cehennem yaşıyor. Bunun önüne geçmekte topluma önemli görevler düşüyor. Hayvana karşı şiddet uygulayanlara verilen cezalar komik düzeyde. İnsanlar bu tip sapkın bireyleri kendileri linç etmek ya da kendi eliyle cezalandırmak istiyorlar ne yazık ki.. Çünkü devletin verdiği cezalar vicdanları tatmin etmiyor. Bir hayvana alenen zevk için canilik yapan birinin ‘Parasını bastırır yine yaparım’ diye alaycı konuşacak kadar sapkınlıklar var. Bizler hayvana şiddet ve tecavüz vakalarına hapis cezası istemekteyiz. Bu tip vakalar daha başından çok sert biçimde ceza bulmalı. Devlet vicdan sahibi hayvan severleri kendi eliyle suça itmemeli.”
Prof. Dr. Sevil Atasoy ise, bilinen katil ya da seri katillerin hemen hepsinin küçükken hayvanlara işkence edip öldürdüğünün ortaya çıktığına dikkat çekiyor.
Hayvanlara şiddet uygulayan her çocuğun potansiyel suçlu olarak değerlendirilemeyeceğini, ancak bu eylemlerin işkence ya da öldürmeye dönüştüğünde mutlaka ciddiye alınması gerektiğini belirten Atasoy’un verdiği örneklerden bazıları şöyle:
“Düsseldorf Vampiri” Peter Kürten, 1900’lerin ilk yıllarında her yaştan ve cinsten 50 kişiyi içeren cinayet listesine başlamadan çok önce köpeklere, koyunlara işkence eden, ırzına geçen ve öldüren biri olarak tanınırdı.
19 yaşına varmadan 5 çocuğu öldüren Christine Falling’in çocukluğu kedi cinayetleri ile dolu.
Richard William Leonard iki eşini öldürdü. Kurbağaları ezmek ve otomobillerin motoruna kedi bağlamak gibi korkunç davranışlarda bulunduğu belirtiliyor.
Boston canavarı Albert De Salvo, kedi ile köpeği aynı kafese koyar, aç bırakır, birbirini öldürüp yemelerini seyrederdi. Daha sonra 13 kadını boğdu.
Luke Woodham annesini ve iki küçük kızı bıçaklayarak öldürdü. Daha önce kendi köpeğini yakmıştı...
Uluslararası psikiyatri dernekleri hayvanlara karşı kötü muameleyi, ileride insana yönelebilecek şiddetin bir ön habercisi olarak kabul ediyor.
Hayvanlara karşı işlenen ‘suçlar’ Kabahatler Kanunu kapsamında. İdari para cezası olunca, bu ‘kabahat’ sabıka kaydına işlenmiyor.
Peki bu ne demek?
Sabıka kaydında, sicilinde bu suçu gözükmediği için sevdiğiniz restoranda o kişiden hizmet alabilir, aynı işyerinde çalışmaya devam edebilirsiniz. Hayvana tecavüz eden biri çocuğumuzun kullandığı servisin şoförü dahi olabilir.
Hayvanlara karşı işlenen ‘suçların’ Kabahatler Kanunu kapsamında değil TCK kapsamında değerlendirilmesi dileğiyle 🙏
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
hayvanlara şiddet gösteren insanları filler ziksin
fillere niye eziyet ediyorsun canım kardeşim..hayvanın da kendine göre bir cinsel hayatı var...bunları yapan orospu cocuklarının aletlerini kesip kendilerine... Devamını Gör
hayvanları insanlardan daha çok severim.insanları sevmeyen biri ile çok iyi anlaşırım ama hayvanları sevmeyen biri ile düşman olurum.
Bravo, bunu savunmak için illa bir uzmanın demesini mi beklediniz? Millet yıllardır diyor hayvana eziyet edenler muhtemel katildir diye.