Heyecan Dorukta! Vatanım Sensin'in Yeni Bölümünde Hilal'i İpten Kurtarabilecek miyiz?
Başladığı ilk günden beri şu dizinin heyecanının bir gıdım dahi düştüğünü görmedik. 10. bölüm yine aklımızı aldı. 11. bölüm ise senaryoda büyük kırılmalara sebep olacak gibi!
Bu hafta Hilal'in derdine düştük bir kere...
Bir taraftan Hilal'i kurtarabilecek iki kişi Leon ve Cevdet'in de, Vasili'nin zalimliği karşısında isyan etmesi an meselesi...
Biz onlara kahraman diyorduk, lakin genç bir kızın hayatını hiçe saydılar...
Cevdet iki taraftan da kızının hayatı üzerinden test ediliyor. Bu durumda -hangi dava haklı/doğru olursa olsun- iki tarafı da Cevdet'in gözünde aynı değere düşürüyor. İnsan hayatına değer vermeyen, zalimler olarak gözüküyorlar...
Zira Mehmet sadece bir yem olarak kullanıldığını kabul edemeyecek kadar gururlu...
Elbette vatanı için malumat vermek istemiyor ama düşününce zaten verebileceği, bildiği bir malumat da yok! Çocukcağız resmen yok yere tutsak edildi.
O bunu 'gerekirse memleket için hapse de gireriz, bana biçilen görev buysa yaparım, büyüklerimin bir bildiği vardır' olarak görüyor.
Fakat Hilal için durum farklı... Hilal sırf inadından "ben yapmadım" demedikçe bizi çileden çıkarıyor!
Onun yapmadığı herkes tarafından bilinirken hem de... Hilal buna güvenerek 'patlamayı destekliyorum' diye ısrar edip duruyor.
Hilalciğim, canım, bebeğim, sen bu memlekete diri olarak lazımsın yahu! Şiirler, yazılar yazıp halkı motive edeceksin daha! Nedir bu ölme merakı! Hem de işlemediğin bir suçtan!
Bunda Vasili'nin muazzam kötücül manipülasyonlarının da etkisi büyük elbette...
Nasıl bir kötüsün sen Vasili! Türk televizyonlarının çok özlediği o Dark Lord tiplerindensin. Yılan Hikayesi'ndeki Kürşat gibisin.
Cevdet Paşa'nın emaneti çekip, herkesi yere serip evladını kurtarma hayalinin bu bölüm gerçekleşme ihtimali hala var...
Eğer Hilal sazanlık edip kendi canını kendi almazsa elbette.
Bu arada ev halkı da kendi dertlerini unutup, Hilal'in derdine düştü elbette. Yıldız artık politikleşmeye başlıyor.
Yıldız dünyalar güzeli bir Türk kızı olarak gelecekte kendisini nihai bir evliliğin beklediğinin ve bu evliliğin de Yunan ya da Türk ordusu kazansın fark etmez -kendisini bir tutsaklığa sürükleyeceğinin; ırkından, milliyetinden bağımsız olarak kadın olmanın onu tek bir hayata mahkum edeceğinin farkındaydı. Bu yüzden de sürekli karar değiştirerek romantik hayatının kontrolünü kendi elinde tuttuğunu hissetmeye çalışıyordu.
Fakat bu sefer tam anlamıyla 'canı' yandı. Hilal onun canı; Hilal için harekete geçecek. Ve şaşırmaya hazır olun, çünkü Yıldız prenses görüntüsüne rağmen Hilal'e kıyasla çok daha kurnaz, zeki ve yılan... Yıldız politikleşirse, Yunan ordusunu dağıtır yeminle!
Azize'nin de gözünün yaşı durmadı dizi başladığından beri...
Ali Kemal de gözlerini patlatıp, avazı çıktığı kadar bağırıp sürekli kavga çıkarıyor. Onların acıları ciğerimizi dağlıyor. Azize'nin elinden bir şey gelmez ama Ali Kemal, Hilal'i kurtarma operasyonu adına elinden geleni yaptı gibi...
Ali Kemal ya gerçekten çok saf, ya da saf ayağına yatıp herkesi ketenpereye getirecek... Bakalım hangisi doğru! Çok heyecanlı!
Cevdet Paşa kendisini iyice Batman sanmaya başladı.
Dedektif gibi resmen koklaya koklaya aradığını buluyor paşam. Şu silahları, şu gemiyi bir bulsa da rahatlasak! Gerçi geminin fotoğrafından sonra gerisi kolay gibi ama bakalım!
Azize'yi sürekli kollarından çekiştirip hırpalamak, aşağılamak... Üstüne bir de Eftelya'nın suratını kesmek?! Cevdet Paşa git gide kontrolünü kaybediyor.
Bu detaylar önemli çünkü 'meslek gereği' yaptığı her şeye bir nebze anlam verebiliyorduk; lakin gereksiz şiddete başvurmaya, sevdiklerini anlamsızca incitmeye başladı. Bu Cevdet Paşa'nın karakterine uymuyor. Cevdet o kadar stres altında ki, iyice kontrolden çıkmaya başladı. Bu da, bu gece her şeyin olabileceği anlamında geliyor.
Rus mafyasına tek kişi dalmak nedir yahu?!
Miralay Tevfik bu sefer de yakayı ele vermezse cidden dizi inandırıcılığını yitirecek!
Bakın bir teorim de şu: Ali Kemal, Cevdet'i sinsi gibi takip etti. Son anda ortaya çıkacak ve Tevfik'i (iyi adam sanıyor ya) kurtarmaya çalışacak ve ortalık iyice karışacak.
Leon ise Hilal'e, Tevfik Fikret'in Rübab-ı Şikeste kitabını hediye etti. Neymiş? Sanat her engeli aşar; ırk, savaş tanımazmış!
Leon şair ruhlu çocuk. Hilal'i ve Yıldız'ı arkadaş olarak benimsedi her şeyden önce. Onlara zarar gelsin istemiyor. Bakın aslında Leon kimseye zarar gelsin istemiyor.
Babasının gözüne girmek için başladığı bu askerlik oyununun gerçek yüzünü gördü, şimdi ise işi inceden kimseyi incitmeden bitirmek peşinde. Hilal'e demek istediği 'şimdilik idare et, bunlar geçecek'... Ama diyemiyor elbette... Sonuçta Hilal bir inatçı keçi!
Ve yeni bölümden o aklımızı alan fotoğraf...
Hilal, Leon ile sımsıkı sarılmış!
Tahminimce Hilal'i intihardan kurtardıktan hemen sonra! Bakın, artık Hilal-Leon aşkı olur çok net! İnternette #HiLeon etiketi ile dizi hayranları bu aşka dünden hazır.
Dizide asıl beklenen ise Halide Edip!
Ne de güzel girdi öyle diziye! Dimdik, güçlü, zeki, inançlı ve cesur Türk kadını işte! Bu bölümde diğer Türk kadınlarını da motive edecek, güç verecek... Milli mücadeleye hazırız!
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Bu hafta olmaması üzdü bizi.
O hassasiyete sahip olunduğunu sanmıyorum :) Bu hafta yeniyıl haftası olduğu için geçen senelerdeki gibi pek çok dizinin yeni bölümü verilmedi.
dizilerde hayat bulan insanlar olduk maalesef
Al işte şimdi de bu dizinin senaristine fetöcü diyorlar!!