Gül'den Huber Köşkü Yanıtı
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Cumhurbaşkanlığı’na ait İstanbul’daki Huber Köşkü’nde kalmasına ilişkin basında yer alan haberlere verdiği yanıtta, tüm masrafları kendisinin karşıladığını ve yeni ikametgahındaki çalışmaların tamamlanması ile birlikte kısa süre içerisinde köşkten ayrılacağını açıkladı.
Açıklama şöyle:
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı Tarabya Yerleşkesi'nde kalmasına ilişkin basında yer alan spekülatif haberlere istinaden kamuoyunun doğru şekilde bilgilendirilmesine ihtiyaç duyulduğu görülmüştür.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yeni ikametgahının inşasıyla ilgili mücbir sebeplerden kaynaklanan gecikme nedeniyle ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın teklifi üzerine geçici olarak Cumhurbaşkanlığı Tarabya Yerleşkesi'ni kullanmak durumunda kalmıştır.
Cumhurbaşkanı Gül'ün siyasi hayatı boyunca ve devletin çeşitli kademelerinde üstlendiği görevler sırasında sergilediği kamu malına yönelik doğruluk, dürüstlük anlayışı ve etik tavrı kamuoyu tarafından yakinen bilinmektedir.
Cumhurbaşkanı Gül, yeni ikametgahının bitme aşamasına gelen çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte kısa bir süre içerisinde Tarabya Yerleşkesi'nden ayrılacaktır.
Bu zorunlu konaklamaya bağlı olarak Tarabya Yerleşkesi’nde kendileriyle ilgili yapılan tüm masraflar 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından bizzat karşılanmaktadır.
Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunulur.
Sevilay Yükselir ‘rahatsız' olmuştu
Hükümete yakınlığı ile bilinen Sabah gazetesi yazarlarından Sevilay Yükselir, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından koltuğunu Tayyip Erdoğan’a devreden Abdullah Gül’ün neden halen Cumhurbaşkanlığı’na tahsis edilen Huber Köşkü’nde kaldığını sormuş ve bir vatandaş olarak 'rahatsız' olduğunu söylemişti.
Sevilay Yükselir'in 5 Şubat 2015 tarihli yazısından bir bölüm:
'Ben bir yurttaş olarak Huber'in hâlâ Gül ve ailesi tarafından kullanılmasından rahatsızım efendim. Şunu da biliyorum. Eğer Gül yerinde şu anda o köşkü işgal eden isim başka biri olsaydı... Mesela eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer veyahut da Süleyman Demirel... Emin olun bizim bu yakada kıyametler kopartılırdı. Ha enteresan bir durum var: Bu konu iktidara muhalif yayın organlarında da görmezden, duymazdan geliniyor.
Ne hikmetse elli bin defa gündeme getirilmesi gereken Huber Köşkü'nün hâlâ eski Cumhurbaşkanı tarafından kullanılıyor olması meselesi es geçiliyor. Peki neden? Bunun iki nedeni var: Muhalif basın ve muhalif siyasetçiler Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ters düştüklerine inandıkları için eski Cumhurbaşkanı'nın bu lüzumsuz işgaline göz yumuyor ve pek tabii el altından Sayın Gül'ü koruyup, kolluyor.
İktidar yanlısı basın ve iktidar mensupları ise 'Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır' anlayışından hareketle efendilik, kibarlık yapıp suskun kalmayı tercih ediyor. Valla ben de epeyce sustum ama daha fazlasının abartı olduğuna olan inancımla kaleme almaya karar verdim.
O bakımdan aslında bu yazı bir 'KRAL ÇIPLAK' yazısıdır!'
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!