İçişleri Bakanı Ala: 'Çözüm Sürecini Baltalama Çabasını Reddediyorum'
İçişleri Bakanı Ala, çözüm sürecinde sorun yaşanmadığını belirterek, 'Negatif anlamları yükleyerek oradan bir çözüm sürecini baltalama nedeni çıkarma çabasını reddediyorum' dedi.
İçişleri Bakanı Efkan Ala, 'Kavramlara sadece kendi düşündüklerimizi, düşündüğümüz negatif anlamları yükleyerek oradan bir çözüm sürecini baltalama nedeni çıkarma çabasını reddediyorum. Bununla bu millete yazık ederiz' dedi.
Ala, Emniyet Genel Müdürlüğünce hayata geçirilen Narkotim Projesi'nin açılış töreninin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin çözüm sürecine ilişkin bir gerginlik yaşandığını ifade ederek, bununla ilgili gelişmeleri sorması üzerine Ala, 'Gerginlik medyada yaşanıyor, ortada bir gerginlik yok' karşılığını verdi.
Millete ağır maliyetler ödeten bir problemi hükümet iradesiyle çözmeye çalıştıklarını vurgulayan Bakan Ala, 'Böyle önemli bir program, proje yürütülürken elbette bazı yanlış anlamalar, değerlendirmeler olacaktır. Bu yanlış anlamalara sebebiyet veren husus zaten medya üzerinden konuşmaktır. O bakımdan aslında işin esasına dahil herhangi bir şu anda sorun yoktur' ifadelerini kullandı.
Burada yanlışlık nerede
Kamu düzeni kavramı konusunda farklı bir anlamanın söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine Ala, şunları söyledi:
'Kamu düzeni kavramı, milletin can ve mal güvenliğinin korunması, temel hak ve özgürlüklerinin de kanunların çizdiği çerçevede kullanılması ve devletin de görevini yapması, milletin de devletle işbirliği içerisinde sorunlarına vaziyet etmesinin adıdır. Burada mevzii değerlendirmelere kulak asmamak lazım. Onlar zaten sonradan, bir cümle söyleniyor, bunun muhatabı olan o andaki basın mensubu arkadaşımız bir şekilde anlamış oluyor, dikkat ederseniz sonradan da bunlar düzeltiliyor.
Bu yanlış anlamalarla, yol kazalarıyla bir yere varamayız. Yani bunlara takılıp kalmamak gerekiyor. Büyük resme, projeye bakmak lazım. Orada adres de millettir. Bu konuda araştırmalar bize net olarak şunu gösteriyor: Bu sorundan en fazla sıkıntı çekmiş olan bölgedeki vatandaşların yüzde 90'ından fazlası bu çözüm sürecini destekliyor. Bizim diğer bölgelerimizdeki vatandaşlarımızın da çok önemli, yüksek oranı bu süreci destekliyor. Neden? Türkiye'nin geleceği için atılan en önemli adımdır da ondan. Biz gençlerimizin, anneler nasıl ki çocuklarının Türkiye'nin geleceğine katkıda bulunmasını arzu ediyorsa, dağlarda olması yerine aşağıda siyaset yapmasını, katkıda bulunmasını, mühendis olmasını, öğretmen olmasını arzu ediyorsa bizler de siyasetçiler olarak gençlerimizin bütün dünyayla entegre biçimde hem kendi gelecekleri hem de Türkiye'nin geleceği için çalışmalarına ortam sağlamayı arzu ediyoruz.'
Eski Türkiye'nin paradigmalarıyla konuşmadıklarını vurgulayan Ala, 'Biz Türkiye'de birlikte olalım, en güzel şekilde ileriye yürüyelim derken birbirimizin hakkına tecavüz edelim, Kürtçe konuşmayı yasaklayalım, insanları temel hak ve özgürlüklerinden mahrum edelim, demokrasimizi geliştirmeyelim diye negatif bir dil kullanmıyoruz. Biz ileri demokrasi, çözüm süreci, gelişme, kalkınma ve kamu düzeni diyoruz. Temel hak ve özgürlüklerin de bireylerce en güzel şekilde, en geniş biçimde kullanılması gerekir diyoruz bunun da garantisini devlet alır diyoruz. Burada yanlışlık nerede' ifadelerini kullandı.
Yanlış anlamaların üzerinde biz bir düstur geliştiremeyiz
'İç güvenlik paketine sokakta da muhalefet edeceğiz' yönündeki söylemler hatırlatılarak değerlendirilmesi sorulan Bakan Ala, 'Bu aktarmalar yanlış. Dün açıklamalar yapıldı. Bu böyle değil. Bir kere gazetede çıkan, 'içinde makul şüphe bulunan güvenlik paketi' diyor. Güvenlik paketinin içinde makul şüphe yok. Düşünebiliyor musunuz tuzağı. Bunda dikkatli olmak lazım' diye konuştu.
Kullanılan dilin konunun önemine uygun olmasının gerekliliğine vurgu yapan Ala, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Burada 'o, onu dedi, bu, bunu dedi' ile yola devam edemeyiz. Bizim ortaya koyduğumuz ve üzerinde çalıştığımız bir çözüm süreci adı altında program ve proje var. Bunda bir sorun yok, bu devam ediyor. Biz kamu düzeninden ne anlıyorsak vatandaş da onu anlıyor. Can ve mal güvenliğini anlıyor ama can ve mal güvenliğini sağlarken de insanların günlük hayatlarını daraltacak mekanizmalar, uygulamalara da geri dönmemeyi anlıyor. Biz öyle bir şey yapmıyoruz. Bugün açıklamalara bakın. O onu söyledi, bu bunu söyledi. Yanlış anlamaların üzerinde biz bir düstur geliştiremeyiz. Böyle önemli bir sorunu kim nasıl yanlış anladı, orada ne çıkarırız anlayışıyla yola devam edemeyiz.'
Halkın genelinin arzusuyla projelerimiz arasında bir uyumsuzluk yoktur
Bir gazetecinin 'Özerklik açıklaması da o anlamda yanlış anlama' sözleri üzerine Bakan Ala, şunları kaydetti:
'Dün bir o ekipten bir arkadaşımız çıktı ve çok güzel, ne demek istediğini anlattı. Milletin anladığı gibi bir husus olmadığını televizyondan söyledi. Anlattı. Güçlü yerel yönetimler....Ben onu izah etmeyeyim, rica ediyorum kendiniz bakın ki Türkiye'de bu sorunu, bu çözüm sürecini baltalamak isteyenlerin tanımladığı bir şey var mı orada, öyle mi anlatılmış. O kişinin, onu kullananın kendisine sorulduğunda izah ettiği biçime, o çerçevede bakmak lazım. Dün akşam onu izah etti. Dolayısıyla böyle, kavramlara sadece kendi düşündüklerimizi, düşündüğümüz negatif anlamları yükleyerek oradan bir çözüm sürecini baltalama nedeni çıkarma çabasını reddediyorum. Bununla bu millete yazık ederiz. Biz böyle düşünmüyoruz. İnsanlar düşüncelerini söylerler, tartışılır. Önemli olan bizim halktan irade alan yöneticiler olarak, hükümet olarak neyi nasıl kabul ettiğimiz, neyi nasıl yürürlüğe koyacağımızdır. Bunun muhatabı da elbette en önemli, herkes için muhatabı halktır. Halkın genelinin arzusuyla bizim projelerimiz arasında bir uyumsuzluk yoktur.
Bu meseleye çaba sarf eden HDP heyetinin de ortaya koyduğu dil arasında yani çaba arasında bir olumlu havanın geliştiği görülüyor. Ama zaman zaman insanların bir cümleyi bir yerde kullandığında onu çekip buradan sorunu da büyüterek nasıl bertaraf ederiz, bunu berhava ederiz bu süreci, çabalarını anlıyorum ama buna takılıp kalmayı anlamıyorum. Çünkü bu sürece başından beri karşı olanlar vardı. Olabilir. Onların bir alternatif projesi de yok, bu da olabilir. Bunu da milletimiz değerlendiriyor ve onlara itibar etmiyor. İtibar ettiği şey 'Meseleyi çözün ve Türkiye vizyonunu, perspektifini, hedeflerini ortaya koyun ve gerçekleştirin' diyor. Biz de bunu yapıyoruz.'
Muhabir: Sarp Özer
AA