İlişki Uzmanına Göre Partnerinizin Sizi Aldattığını Gösteren 5 Önemli İşaret!
Partnerinizin bir şeyler sakladığını mı düşünüyorsunuz? Telefonunuza şifre koyması, sürekli meşgul olması ya da size karşı eskisi kadar ilgili olmaması sizi şüphelendiriyor olabilir. Ancak aldatma her zaman basit bir 'başka biriyle ilgilenme' meselesi değildir. Bazen sadakatsizlik, geçmiş travmaların, duygusal boşlukların ya da derin güvensizliklerin bir sonucu olarak ortaya çıkabilir. Peki evlilik ve aile terapisti Elizabeth Winkler bu konu hakkında neler demiş? Gelin bakalım...
Eğer partnerinizin sadakatsizliğe yatkın olabileceğini düşünüyorsanız, onu gerçekten tanıyor musunuz?

Uzmanlara göre bazı insanlar tek gecelik bir hata yapmaz, aksine sürekli yeni deneyimler peşinde koşan bir döngü içinde olabilirler. Evlilik ve aile terapisti Elizabeth Winkler, bazı kişilerin kontrol edemedikleri bir dürtüyle yeni maceralar aradığını belirtiyor. Bu durum, ciddi bir bağımlılık olarak kabul edilen seks veya aşk bağımlılığı ile ilişkili olabilir.
Bu tür bir sadakatsizlik, aslında mevcut ilişkideki tatminsizlikten ziyade kişinin içindeki duygusal boşluğu doldurma çabasıdır. Ancak Winkler, rahatlamanın kısa sürdüğünü ve kişinin genellikle suçluluk hissederek aynı kısır döngüye geri döndüğünü belirtiyor.
Herkesin zaman zaman takdir edilmeye ve değer gördüğünü hissetmeye ihtiyacı vardır.

Ancak bazı insanlar için bu ihtiyaç, bir noktadan sonra tehlikeli bir bağımlılığa dönüşebilir. Uzmanlar; kişinin partneriyle arasındaki bağın zayıfladığı dönemlerde, dışarıdan gelen ilgiye daha fazla ihtiyaç duyabileceğini belirtiyor. Aldatan birçok kişi, aslında fiziksel çekimden çok 'istenildiğini' hissetme ihtiyacıyla hareket ediyor.
Winkler’a göre, aldatan bireylerin büyük bir kısmı dopamin bağımlısı. Dopamin, beyin tarafından salgılanan ve mutluluk hissi veren bir hormon. Aldatma, bazen dopaminin verdiği anlık hazzı yaşamak için yapılan eylem haline gelebiliyor.
Aldatmanın en derin nedenlerinden biri de geçmişten gelen duygusal yaralar.

Hepimiz çocuklukta belli travmalar yaşarız ve bunlar yetişkinlikte ilişkilerimizi şekillendirir.
Eğer partneriniz çocukluğunda ihmal, terk edilme veya büyük bir kayıp yaşadıysa, ilerleyen yıllarda sadakat konusunda sorunlar yaşayabilir. Uzmanlara göre bazı insanlar, bir ilişkiyi bilinçaltında bilerek sabote edebilir çünkü derinlerde bir yerlerde, eninde sonunda terk edileceklerine inanırlar.
Bazı insanlar, hayatlarında her şey iyi giderken bile kendilerini sabote etmeye meyillidir. Peki, bunun aldatmayla ne ilgisi var?

Winkler; danışanlarından birinin, iş yerinde terfi aldıktan sonra partnerini aldattığını anlatıyor. Dışarıdan her şey mükemmel görünse de kişinin iç dünyasında bu başarıyı hak etmediğine dair bir derin inanç bulunuyordu.
Bu durum, psikolojide öz-sabotaj olarak bilinir. Eğer partneriniz kendi başarısını veya mutluluğunu sürekli baltalıyorsa, sadakat konusunda da problem yaşayabileceğine işaret edebilir. Özellikle geçmişinde büyük kayıplar veya güvensizlikler yaşayan bireyler, mutluluğun uzun sürmeyeceğine dair bilinçaltı bir inanca sahip olabilirler.
Belki de en yaygın işaretlerden biri, partnerinizin sizden duygusal olarak uzaklaşması.

Eğer ilişkinizde bir zamanlar güçlü olan bağ giderek kopmaya başladıysa ve partneriniz artık eskisi gibi size açılmıyorsa, ciddiye almanız gerekebilir. Psikologlara göre duygusal uzaklık, genellikle kaçınmacı bağlanma stiline sahip kişilerde görülür. Bu kişiler, ilişkiye ne kadar bağlanırlarsa o kadar korku hissederler ve bilinçsizce kendilerini duygusal olarak geri çekerler.
Winkler’a göre aldatma vakalarının büyük bir kısmında duygusal uzaklaşma ilk belirtilerden biri. Eğer partneriniz sizinle daha az vakit geçiriyor, özel anlarınızı paylaşmaktan kaçınıyor ve genel olarak soğuk ve mesafeli davranıyorsa, işaret olabilir.
Aldatma, her zaman basit bir sadakat meselesi değildir.

Çoğu zaman psikolojik, duygusal ve geçmiş travmaların bir sonucu olarak ortaya çıkar. Eğer partnerinizde bu işaretlerden birini veya birkaçını fark ediyorsanız, hemen en kötü senaryoya atlamak yerine ilişkiniz üzerine düşünmeniz ve gerekirse bir uzmandan destek almanız en sağlıklısı olacaktır. Unutmayın, en önemli şey iletişim ve karşılıklı güven inşa etmektir.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
bırakın bu işleri ya bu bunu yapmaz dediğiniz kimler kimlerrr size pabucunuzu ters giydirir o yüzden kime güveneceğinize çok ama çok dikkat edin 😉😉
Genel bir kanı vardır. “Neyi kafanda çok kurarsan onu çağırırsın” ve “Kötüyü çağırma!” hipotezleri neticesinde diyorum ki; paranoyaklaşmayın!
Bu hesaba göre diş hekimim de beni aldatıyor olabilir😶