İngiliz Muhabirin Ölümündeki Sır
Cumartesi gecesi Erbil uçağını kaçırdığı gerekçesiyle Atatürk Havalimanı'nda intihar ettiği yönünde haberleriyle gündeme gelen İngiliz vatandaşı 50 yaşındaki Jacqueline Anne Sutton'un gazeteci olduğu, Daily Telegraph, Times ve eski BBC çalışanı öğrenildi. Tanıyanlar, eski Sutton’un “uçak kaçırdı diye intihar edecek biri olmadığında” hemfikir.
İngiliz vatandaşı, 50 yaşındaki Jacqueline Anne Sutton geçen cumartesi günü Atatürk Havalimanı tuvaletinde ölü bulundu.
Jacky, THY’nin TK- 1986 sefer sayılı uçağıyla saat 21.58’de Londra’dan Atatürk Havalimanı’na gelen ve transit olarak saat 00.15’te Erbil’e gidecek olan uçağa binecekti.
Türkiye medyası Sutton’un uçağı kaçırınca bilet alacak parası olmadığı için tuvalette kendisini ayakkabılarının bağcıkları ile astığını öne sürdü. Öldüğünde Sutton’un üzerinde 2300 euro olduğu öğrenildi.
Adli Tıp Kurumu ölüm raporuna ‘intihar’ olarak not düşerken, büyükelçiliğe bağlı bir doktorun da ceset üzerinde inceleme yapacağı öğrenildi.
THY’den edinilen bilgiye göre Sutton Türkiye’ye vardığında yaklaşık 2 saati vardı. THY ile de Sutton arasında uçak kaçırma diyaloğu yaşanmadığı öğrenildi.
'IŞİD'den korkuyordu'
Daily Telegraph'daki haberde, arkadaşlarının, Hutton'ın suikastle öldürülmesinden korktukları belirtiliyor.
Haberde şu satırlar yer alıyor:
'Bayan Sutton daha önce arkadaşı Amanda Whitely'e bir e-mail gönderdi. Jacky, Irak Kürdistanının başkenti Erbil'de çalışırken cihatçılarca hedef alınmaktan korktuğunu yazdı. E-mailde, 'IŞİD saldırmak istiyorsa, bunu yapacaktır ancak önce planlamasını yapacaktır' yazıyordu.'
Londra merkezli Savaş ve Barışta Muhabirlik Enstitüsü'nün Irak masası başkanvekili olarak görev yapan Sutton, İstanbul üzerinden aktarma yaparak Erbil'e gidecekti.
Zamanında uçağa yetişemeyen Sutton, tuvalette ölü bulunmuştu. Sutton'ın ayakkabılarının bağcıklarını çözerek kendisini tuvalet kapısının arkasındaki askıya astığı bildirilmişti.
Jacky Sutton'ın Irak'taki eski meslektaşlarından Hiwa Osman, 'Onun intihar etmesi mümkün değil. Çok daha zor koşullar altında yaşamış bir kişiydi. Ban çocuklarım için oyuncaklar ve kitaplar getirdiğini söyledi. Mutsuz olduğuna dair hiçbir gösterge yoktu. İntihar ettiğine dair net bir kanıt olmadığı sürece, kesinlikle öldürülmüş demektir' diyor.
Sutton'ın bir diğer arkadaşı olan Canberra'daki Avustralya Ulusal Üniversitesi'nin Christian Bleuer'in görüşleri de benzer:
'Jacky, karşılaşabileceğiniz en güçlü kişilerden biriydi. Komplo teorilerine inanan biri değilim. Ancak Türkler, İstanbul Atatürk Havalimanı'ndaki bir güvenlik kamerasının 'çalışmadığını' söylüyorlarsa, Jacky öldürülmüş demektir'.
Jacky Sutton'ın geçen hafta tanıştığı, 'terörle mücadele' alanındaki çalışmaları ile bilinen düşünce kuruluşu Quillian Vakfı'ndan Charlie Winter da, onun intihar etmiş olmasına inanmıyor.
Times gazetesindeki haberde ise Jacky Sutton'ın 1990'lı yıllarda, Eritre'deki 5 yıllık görevinin ardından 'travma sonrası stres bozukluğu' yaşadığı belirtiliyor.
Haberde Eritre hükümetinin Sutton'ı o dönem ajan olmakla suçladığı, gözaltına alarak sınırdışı ettiği belirtiliyor.
Sutton'ın IŞİD korkusu, Times'taki haberde de yer bulmuş:
'Kısa bir süre önce arkadaşlarına Irak'taki çalışmaları nedeniyle IŞİD tarafından hedef alınabileceğini söylemişti. Savaş ve Barışta Muhabirlik Enstitüsü'ndeki başkanvekilliği görevini ise Haziran ayında üstlenmişti. Zira enstitünün eski Irak masası başkanı Ammar Al Shahbander, Bağdat'ta bomba yüklü bir araçla düzenlenen saldırıda ölmüştü. Jacky Sutton da, onun için Londra'da düzenlenen anma törenine katılmıştı.'
Guardian'ın internet sitesindeki haberde de, çatışma bölgelerde yerel gazetecileri desteklemeyi hedefleyen bir kuruluş olan Savaş ve Barışta Muhabirlik Enstitüsü'nün, Sutton'ın ölümü ile ilgili muğlak noktalar olduğunu açıkladığı belirtiliyor.
Haberde, arkadaşlarının Sutton'ın intihar ettiğine inanmadıkları ve onun çlümüyle ilgili olarak soruşturma açılması çağrısında bulundukları da aktarılıyor.
Kaynaklar: Damla Yur | Cumhuriyet ve BBC Türkçe
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!