Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
İslamiyet Bir Terör Örgütü müdür?
610 yılının Ramazan ayı Kadir Gecesi'nde, Kur'an'ı Kerim'in İslam peygamberi Muhammed'e indirildiği İslam dini tarafından iddia edilir. Peki bu bir iddia mıdır, Allah iddia eder mi?
Allah iddia etmez, emredendir. İslam dinince her şeyin yaratıcısı Allah kabul edildiği için, Allah'ın iddialarda bulunduğu mantığı da saçma olur. Peki Allah neyi emretti, nasıl öldürmeyi, nasıl katletmeyi..? Bunu anlamak için Allah'ın sözlerinden oluşan Kur'an'a bakabiliriz. Ama önce biraz da olsa Kur'an'ı anlayalım ve de Kur'an'ı nasıl anladığımızı anlayalım...
Kur'an'a Saygı
En basitinden bir örnek verecek olursak; Müslümanların çoğu, önceliği Kur'an'dan önce Kur'an'ın kapağına, işlemesine vb. vermiştir. Mesela çoğu şahıs Kur'an'a abdestsiz bir şekilde dokunulamayacağını sanır. Peki gerçekten öyle mi?
Vakıa suresi 79. ayetin mealine bakacak olursak, 'Ona, ancak tertemiz olanlar dokunabilir.' Burada Kur'an'a saygıdan bahsediliyor değil mi? Ama tertemizlikten kasıt ne, ne anlamda? Manevi olarak arınmış, doğru yolu bulmuş ve bulacak, zihni pisliği bulunmayan şahısları belirtmek amacıyla denmiştir. Arapça'daki anlamı da bu yöndedir. Ancak abdest ile ilgili ayet yıllar sonra, sadece namaz ibadeti için indirilmiştir:
(Maide Suresi, 6. ayet meali) 'Ey iman edenler! Namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve topuklarınıza kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz boydan boya yıkanın. Eğer hasta yahut yolculukta olursanız veya sizden biri tuvalet ihtiyacını görmüş ya da kadınlara dokunmuş olup da su bulamazsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Allah size bir zorluk çıkarmak istemiyor; ancak sizi temizlemek ve olur ki şükredersiniz diye üzerinize nimetini tamamlamak istiyor.'
Çoğu Müslümanın yanlış yorumu, anlayışı... En başta, en kolay gözüken bir şey bile nasıl yanlış anlaşılabiliyor. O halde daha önemli hususlar daha nasıl kolay anlaşılabilir ki? Peki, gayrimüslimler nasıl anlayabilir ki Kur'an'ı Müslüman anlayamadıktan sonra?...
Müslüman Teröristtir, Öldürür!
Kadın Eve Tıkılması Gereken, İhtiyaçları Karşılayan Mahlukattır!
Bir diğer husus da terör anlayışına ters düşmeyeceği gibi kadınların köleleştirilmesi. Hayır hayır... Dinde kadın her zaman vardır, her zaman saygı gösterilecek kişidir. Kadın toplumda da bulunmalıdır. Hz. Ayşe öğütlerini kapalı kapılar arkasında vermedi ya!
(Azhab Suresi, 35. ayet meali) 'Şüphesiz müslüman erkeklerle müslüman kadınlar, mü’min erkeklerle mü’min kadınlar, itaatkâr erkeklerle itaatkâr kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allah’a derinden saygı duyan erkekler, Allah’a derinden saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allah’ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah bağışlanma ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.'
Kadın cinsel yollarda kazanılan bir köle de değildir. Bakara Suresinde açıkça tecavüz edenlere azap edileceği belirtilmiştir.
Ve ayrıca gene Bakara Suresinde kadınların da, erkeklerin de birbirinin elbisesi olduğu söylenir.
Bütün Müslümanlar Terörist midir?
İnsanlar doyumsuzdur. Zamanla Kur'an da yetmemeye başladı. Oysa ki Kur'an üstüne basa basa, ben her şeyi açıklarım, her şeyin cevabı bende demesine rağmen:
(Enam Suresi, 38. ayet meali) 'Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. Biz Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonunda hepsi Rabblerinin huzuruna toplanıp getirilecekler.'
(Nahl Suresi, 89. ayet meali) '(Ey Muhammed!) Her ümmetin kendi içinden üzerlerine bir şahit göndereceğimiz, seni de onların üzerine bir şahit olarak getireceğimiz günü düşün. Sana bu kitabı; her şey için bir açıklama, doğru yolu gösteren bir rehber, bir rahmet ve müslümanlar için bir müjde olarak indirdik.'
Buna rağmen insanlar icmâyı en üste koydular. İcmâ kötüdür demiyorum, sadece Kur'an'dan öne koyanlar oldu. Sonra ne oldu? Kur'an'a uyulmuş, Allah'ın dini tamamı ile Allah'ın istediğine has bir şekilde uygulanmış olundu. Peki biz nasıl bir Müslümanlık yaşıyoruz?
Araplaştırılmış İslamiyet
(Enam Suresi, 114. ayet meali) 'Size Kitab’ı (Kur’an’ı) hak olarak indiren O iken ben Allah’tan başka bir hakem mi arayacağım?” (de). Kendilerine kitap verdiklerimiz de onun, Rabbin katından hak olarak indirilmiş olduğunu bilirler. O hâlde, sakın şüphecilerden olma.'
(Kalem Suresi, 36. ayet meali) 'Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz?'
Bunca ayete, uyarıya rağmen insan açgözlüdür ya, kendi görüşlerini savurmaya başladılar. Belki mezhepçileşerek; belki de Araplaşıp, Araplaşmayarak... Belki, hatta kesin bu dediklerime kızacak olanlar olacak ama kim size 'Araplaşın!' ya da 'Dini görüş farklılıklarınız olsun!' dedi? Kur'an demiyor, hadis demiyor, kim diyor? Kur'an kaç tane dini temsil ediyor? Araplaşmış İslam inancı, mezheplerle fikir ayrılığına uğramış İslam inancı, Kur'an İslam'ı,... Allah'ın isteğinin bu olduğunu sanmıyorum. Kur'an okunulması için indirildi. Birilerinin okuyarak (az ya da çok, doğru ya da yanlış) kendi akıl mantığıyla yorumlamasını, sizin de o yönlendirilmelerin peşinden gitmeniz gerektiğini istediğini sanmıyorum.
Siyasi görüş ayrılıkları sonucu oluşan mezhepler, tamamı ile toplumsal yaşamı körelten Araplar mı dinin temsilcisi, yönlendiricisi? Hayır, Kur'an, Hadisler... Hepsinde dinin doğrusunu apaçık bir şekilde bulabilirsiniz. Kur'an düşünmeye yönlendiriyor. Her zaman akıl ve mantığınızla okumanızı istiyor ayetleri ki, çoğu ayet de bunu tekrarlıyor. Araplık ve türevleri bağnazlığa doğru yol alıyor, aldı bile. Bağnaz olmayalım...
Bilim, Evreni İncelemek Günah mı?
Araplaşmış (dini yobazlaştırmış Araplar) İslam inancının aksine İslam dini bilime büyük önem verir. İnsan oluşumunun, ay ve güneş hareketlerinin bilimsel açıklamaları resmen yapılmıştır:
(Hac Suresi, 5. ayet meali) 'Ey insanlar! Eğer yeniden dirilmekten şüphede iseniz, şunu bilin ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (aşılanmış yumurta veya embriyodan), sonra uzuvları (önce) belirsiz, (sonra da) belirlenmiş canlı et parçasından (uzuvları zamanla oluşan ceninden) yarattık ki, size (kudretimizi) gösterelim. Ve dilediğimizi, belirlenmiş bir süreye kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak dışarı çıkarırız. Sonra güçlü çağınıza ulaşmanız için (sizi büyütürüz). İçinizden kimi vefât eder; yine içinizden kim de ömrün en verimsiz çağına kadar götürülür; tâ ki bilen bir kimse olduktan sonra bir şey bilmez hâle gelsin. Sen, yeryüzünü de kupkuru ve ölü bir hâlde görürsün; fakat biz; üzerine yağmur indirdiğimzide o, kıpırdanır, kabarır ve her çeşitten (veya çiftten) iç açıcı bitkiler verir.”
(Yasin Suresi, 39 ve 40. ayetler meali) 'Ay için birtakım yörüngeler tâyîn ettik. Nihâyet o, eğri hurma dalı gibi (hilâl) olur da geri döner. Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzerler.'
Başka ayetlerde de teşvik edildiği gibi İslam dini insanı bilme ve ilme yönlendirir. Bütün bu yaratılanların hikmetini öğrenmemizi ister. İnanç sisteminin temelinde araştırmak, öğrenmek vardır zaten...
Göğün 7 kat olduğu günümüzde bilinmektedir ama Kur'an çok kez dile getirmişti bunu. Güneş ve ayın yörüngesinin olduğu vb... Zaten bilimi açıklayan bir dinin bilimi yasakladığı ve bağnaz bir temele sahip olduğu düşünülebilir mi? Belki Araplaşmış inançlarda vardır.
Başörtüsü Gerçekten de Var mı?
Hz. Muhammed zamanı ve hala Araplar çöl ikliminde yaşadığı için bedenlerini dış etkenlerden korumaya çalışmışlardır. Başlarını, bazen de ağızlarını toz topraktan korunmak için örtmüşlerdir. Ama bu çarşaflık durumu İslam'a yorumlanmıştır. Biraz daha dini kaynaklarla konuşacak olursak:
(Nur Suresi, 31. ayet meali) 'Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından, yahut babalarından, yahut kocalarının babalarından, yahut oğullarından, yahut üvey oğullarından, yahut erkek kardeşlerinden, yahut erkek kardeşlerinin oğullarından, yahut kız kardeşlerinin oğullarından, yahut müslüman kadınlardan, yahut sahip oldukları kölelerden, yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden, yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey mü’minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!'
Bütün kavga aslında bu ayetten dolayıdır. Ayette geçen başörtüsü aslında var mıdır? Arapça, Kur'an'daki aslı nedir? Çoğu kişi Kur'an meali hazırlarken başörtüsü diye çevirir. Ama sadece örtü denir diyen bir kesim de vardır. İşte dini anlaşmazlık yaşanan bir dönemeç daha... Peki aslı nedir? En ayrıntılı inceleyebileceğiniz açıklamayı http://dersvekuran.blogcu.com/nur-suresi-31-ayet-ve-basortusu/13036953 buradan okuyabilirsiniz. Açıklama derken kendimle çeliştiğimi sanmayın. O kadar dedim kendiniz dini öğrenin diye. Ama buradaki açıklama Arapça kelimelerin kökleri, nereden nasıl türedikleri ile ilgili başörtüsünün açıklanmasıdır.
Başörtüsü dinde olabilir, bir sorun teşkil etmez tabii ki de ancak çarşaf, yüz kapama gerçekten de var mıdır? Bazı bayanlar yüzlerini hiç görünmeyecek bir şekilde kaparlar. Ama İslam dini ısrarla insanların kimlik farkının ortada olmasının üstüne basıyor. Ama Araplaşmış İslam inancı ise ısrarla kadınların erkeklerden korunmasını, her yerlerini kapatmasını istiyor. Umarım o çarşaf altındakiler bayandır...
Ne Yani Şimdi?
Hiçbir din, inanç (ateizm ya da başka bir şey olsun) bağnaz ve cani değildir. Yorumlar ve yönlendirmeler bağnazdır, canidir. Çıkarlar sonucu diretilenler terörizmdir. Belki Müslümanlar teröristtir, doğru. Ama İslam'ı anlayamayanlar veya beyni yıkananlar. Bir Hristiyan, Yahudi, ateist, deist... de terörist, cani katil olabilir ama hiçbir öz inanç kötülüğü savunmaz. İnanç şekline saygı olamayabilir ama asıl öz dine saygı gereklidir. İslamiyet bir terör örgütü değildir. İnandırılmaya çalışanlar, saptırılanlar bir terör örgütüdür. Terör bizim beynimizde, faaliyete geçiren de biziz.
Yorum Yazın