İstanbul'un Her Köşesini Bilen Ama Kendi Adı Bilinmeyen Yazar: Osman Cemal Kaygılı
Öyle bir yazar düşünün ki yaşadığı şehrin neredeyse her kaldırımına ayak basmış ve bunu satırlarına taşımış olsun ama günümüzde ismi hak ettiği kadar duyulmasın. İşte o kişi Osman Cemal Kaygılı'dır.
1890'da doğan Osman Cemal, imparatorluğun yıkılışına ve art arda onca savaşa şahit olan bir neslin temsilcilerindendir.
İttihat ve Terakki'ye de girmiştir Osman Cemal, ama 1913'teki Sadrazam Mahmud Şevket Paşa suikastında şüpheli görülür ve birçok yazar-aydınla beraber Sinop'a sürülür.
1926'da evlenen yazarın bir oğlu olur fakat daha 3 yaşında iken hayata gözlerini yumar. Aynı sıralarda annesinin de ölümü Osman Cemal'i derinden etkiler.
Mahmut Yesari diyor ki "Osman Cemal İstanbul'un her köşesini bilirdi. Her sınıf halkı tanırdı. Bazı insanlar maziye saplanıp kalırlar. Osman Cemal eskileri tanıdığı kadar yenileri de tanımak için gözünü ve kulaklarını açardı."
O, "Köşe Bucak İstanbul" adlı çalışmasında şehrin merkezinden en köşesine kadar, neredeyse bugün bilinen her mahalleye gitmiş, bütün meşhur semtleri hem sosyal dokularıyla hem de yaşayan simalarıyla ölümsüzleştirmiştir.
Osman Cemal Kaygılı'nın yakın dostu Mahmut Yesari, ölümünün ardından arkadaşı için şunları yazar:
Osman Cemal mevsimleri aynı sükun ve aynı zevkle karşılardı. Bahar gelince kırlara çıkar, çayırlarda dolaşır, gezer, güneşlenirdi. Kış gelince de hiç şikayet etmez, kar diz boyu olsa o gene Edirnekapı'dan yürüyerek Eyüp'e, evine giderdi, hem de gece yarısı... Yürümekten korkmazdı, zevk duyardı.
Evde kedileri vardı. Onları çok severdi. Herakşam onların ciğerlerini alır, eve öyle giderdi. Karlı, yağmurlu, rüzgarlı havalarda elleri donar, o gene kedilerinin ciğerlerini şikayet etmeden taşırdı.
Gürültüden, gösterişten kaçardı. Daima kuytu, tenha yerleri seçer; sessiz bir köşe bulur, otururdu.
Onun ölümüne, değerli bir yazar, değerli bir arkadaş kaybettik diye acıyorum ama en çok acıdığım, bütün manasıyla bir 'insan' kaybedişimizdir. Yazar yetişiyor, arkadaş bulunuyor fakat 'insan adam' kolay yetişmiyor, kolay bulunmuyor.
Mahmut Yesari, 'Babıali Hatıraları', Can Yayınları, İstanbul 2019, s.140-42.
Yorum Yazın