Kadınların Aslında Hiç Zor Olmayan Ama Sürekli Göz Ardı Edilen Beklentileri
Yarın, Dünya Kadınlar Günü. Dünyanın dört bir yanında kadınların başarılarını, mücadelelerini ve haklarını kutlayacağız.
Ancak bu özel günde, kadınların yalnızca kutlanmaya değil, aynı zamanda anlaşılmaya da ihtiyacı var. Kadınların beklentileri çoğu zaman karmaşık ya da ulaşılması zor gibi gösterilirken, aslında talepleri gayet basittir: eşitlik, saygı ve anlayış.
Ama ataerkil bakış açısı, bu basit taleplerin göz ardı edilmesine neden oluyor. Peki, kadınların aslında hiç zor olmayan ama bir türlü anlaşılmayan beklentileri neler? Gelin, biraz daha derinlemesine bakalım.
Toplumun yapı taşı olan kadınlar, günümüzde eğitimden iş hayatına, sanattan bilime kadar her alanda büyük başarılar elde ediyor.
Buna rağmen, eşit haklar ve fırsatlar konusunda hâlâ mücadele etmeye devam ediyorlar.
Peki kadınları daha iyi anlamak için nelere dikkat etmek gerekir? Hem günümüz ilişki dinamikleri hem de toplumun bakış açısından yola çıkarak, kadınların beklentilerini sizin için derledik.
Tabii ki öncelikle dinlemek... Kadınlar bazen sadece anlatmak ister. Bir konu hakkında çözüm aramıyor olabilirler, sadece dertlerini paylaşmak, rahatlamak istiyorlardır.

Ama ne olur? Karşısındaki kişi hemen çözüm sunmaya çalışır ya da konuyu bambaşka bir yere çeker. Oysa ki 'Haklısın, seni anlıyorum' demek, kısmen yeterlidir.
Romantizm sadece filmlerde olmamalı. Kadınlar romantik jestleri sever.

Bu sürprizler her zaman büyük sürprizler olmak zorunda da değil.
Her ne kadar 2025 yılında olsak da eşitlik kavramını konuşuyor olmamız üzücü.

Kadınlar, 'Kadın dediğin evi çekip çevirir' gibi eski kalıplarla yaşamak zorunda değil. Evin sorumluluğu, temizlik, yemek yapma gibi işler ortaklaşa yürütülmeli. Birinin yaptığı şey 'yardım etmek' değil, zaten yapılması gereken bir şeyi üstlenmek olmalı.
Sevgiyi ve ilgiyi açıkça gösterebilmek de çok önemli.
'Ben seni seviyorum ama göstermem' gibi cümleler artık eskidi. Sevgi, gösterilmediğinde hissedilmez. Küçük jestler, dokunuşlar, iltifatlar, 'Seni özledim' demek gibi basit şeyler, bir ilişkiyi canlı tutmanın anahtarıdır.
Kadınların kişisel sınırlarını ihlal etmeyin!

Bir kadın 'Benim alanıma saygı göster' diyorsa, bu ciddi bir konudur. Herkesin kendi bireysel alanına ihtiyacı vardır. Ayrıca, kadınların düşünceleri ve seçimleri de saygıyı hak eder. 'Kadın aklıyla ne bilecek?' gibi söylemler, gerçekten demode ve oldukça rahatsız edici.
Bir kadın kitap okumayı, resim yapmayı, dizi izlemeyi ya da makyaj yapmayı seviyor olabilir.

Toplumun normlarına dayanarak konuşacak olursak, erkekler futbola, bilgisayar oyunlarına, arabalarına nasıl tutkuyla bağlıysa, kadınlar da kendi hobilerine bağlı olabilirler. Bunları küçümsemek yerine saygı duymak ve desteklemek büyük önem taşıyor.
"Sen bilirsin" cümlesinden kadınlar pek hoşlanmaz!
Çünkü burada beklenen şey fikir alışverişidir. 'Ne yemek yiyelim?' sorusuna 'Sen bilirsin' demek yerine, gerçekten bir fikir sunmak gerekir.
Güven, her şeyin temeli.
Kadınlar, 'Bir şey söylemedim çünkü üzülmeni istemedim' gibi bahaneleri pek kabul etmezler. Açık ve net olmak, her zaman daha sağlıklı bir iletişim sağlar.
"Nabza göre şerbet" davranışlar da zaman zaman rahatsız etmiyor mu?

Kendi başınayken sevgi dolu olup, arkadaşlarının yanında bir anda değişmek, kadınların en anlam veremediği davranışlardan biridir. Partnerine her ortamda aynı saygıyı ve sevgiyi göstermek önemlidir.
Dış görünüş ile ilgili eleştiriler de pek yersiz. Sorulmadığı sürece bir kadının dış görünüşüyle ilgili yorum yapmamak gerek!

'Biraz kilo mu aldın?', 'Bu ruj sana yakışmamış' gibi cümleler, bazen şaka yollu söylense de gerçekten can sıkıcı olabilir. Kadınlar, dış görünüşleriyle ilgili sürekli yorum almaktan hoşlanmayabilirler.
Çaba, çaba, çaba...
İlişkilerde sadece bir tarafın çaba göstermesiyle bir yere varılmaz. Kadınlar, sürekli uğraşan ve ilgi gösteren taraf olmak istemezler. Bir şeyin karşılıklı olması gerektiğini unutmamak şart.
Kadınların duygularını küçümsemeyin!
Bir kadın bir şeyden rahatsız olduğunu söylüyorsa, “Abartıyorsun” ya da “Geçer” demek yerine gerçekten neye ihtiyacı olduğunu anlamaya çalışmak gerekiyor.
Kadınlar falcı değil. Duygularınız konusunda açık olmanız gerekiyor!

Kadınlar sadece dinleyen ve anlayan taraf olmak istemezler. Partnerlerinin de duygu ve düşüncelerini paylaşmasını beklerler. “Ben böyleyim” deyip duvar örmek, iletişimi zorlaştırır.
Kadınlar arasındaki dostluk, bazen gerçekten büyük bir güç kaynağıdır.

Erkekler, bu dayanışmayı anlamakta zorlanabilir ama bunu küçümsemek yerine desteklemek daha anlamlıdır.
Kıskançlık ve sahiplenme arasındaki o ince çizgiyi aşmayın.
'Ben kıskanç değilim, sadece seni çok seviyorum' cümlesi, çoğu zaman toksik bir kontrol mekanizmasının bahanesi olabilir. Sevgi, güven üzerine kurulur; aşırı kıskançlık ise bir ilişkiyi boğar.
Kadınlar, mizah anlayışına da önem verir.

Kadınlar, kendileriyle ya da kadınlıkla dalga geçen, küçümseyen şakalardan hoşlanmazlar. Mizah önemli ama sınırları bilmek daha önemli.
Özel günlere ne kadar dikkat ediyorsunuz?
Kimse sevgilisinin doğum gününü unutmasını istemez ama bazen küçük yıl dönümleri, özel anlar da önemlidir. 'Bunu neden kutluyoruz ki?' diye sormak yerine, partneriniz için anlamlı olduğunu kabul etmek daha güzel bir yaklaşımdır.
"Kadın kadının kurdu değildir” gerçeğini kabullenin!
Kadınların birbirine sürekli düşman olduğu düşüncesi, artık eskide kaldı. Kadın dayanışması her geçen gün güçleniyor ve bunu desteklemek, hem kadınlar hem de erkekler için daha sağlıklı bir bakış açısı sağlar.
Yani kısacası...
Kadınların beklentileri aslında gayet basit ama ataerkil bakış açısı yüzünden bazen gereksiz yere karmaşıklaştırılıyor. Anlaşılmak, saygı görmek, ilişkilerde sorumlulukların eşit paylaşılması gibi şeyler lüks değil, en temel haklar. Ama ne yazık ki hâlâ 'Kadınlar ne istediğini bilmiyor' ya da 'Çok şey bekliyorsunuz' gibi söylemler duyuyoruz. Oysa biraz empati, biraz özen her şeyi çözebilir.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın