Kafa Sondajı 18 - Mahalle Kültürünü Otomobiller mi Öldürdü, Kaldırımlardan Medeniyet Analizi Yapalım mı?
Kafa Sondajı 18 - Mahalle Kültürünü Otomobiller mi Öldürdü, Kaldırımlardan Medeniyet Analizi Yapalım mı?
Kafa Sondajı'nın 18. faslındayız, selamlar.
Burada birbiriyle yer yer alakalı, sık sık alakasız fakat zihinlerde karıncalanma yaratacak konulardan bahsediyorum. Bu sebeple aşağıdaki satırlar bir köşe yazısı da sayılabilir, sonra 'Ne okudum ben ya?' demeyin, ne okuduğunuzu bilin.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Bu hız tabelalarını hepimiz bir araçla seyir halindeyken görürüz. Aslında 'daha hızlı gitmek istiyorsun ama biraz soluklan' anlamına gelir bu tabelalar.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Ne kadar da hızlı bir şehir bu değil mi? Beklemek yok, trafik yok hatta otomobiller dışında hiçbir şey yok.
Şöyle ki, yanı başından 80 kilometre hızda otomobillerin geçtiği yollarda olup bitiyor her şey.
Birbirine sadece yollarla bağlanan, ulaşmak için yürünmesi imkansız fakat bir o kadar da kısa mesafeleri yaratmamızın hikayesidir bu.
Daha hızlı giden otomobillere mahalleleri feda ettikten hemen sonra yürüdüğümüz alanlara da göz koymayalım diye yüksek kaldırımlar inşa ediyoruz.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Mahalleler, yollar, dostluklar demişken biraz da sayıları konuşturalım.
Türkiye'nin 90 bin kişiyle en kalabalık mahallesi Diyarbakır, Bağlar Mahallesi. Neredeyse küçük çaplı bir il. Onu 90 binden biraz daha az nüfusla İstanbul Küçükçekmece'de Atakent Mahallesi takip ediyor. Bu bilgileri niye verdim?
Birbiriyle böylesine yakın fakat birbirini hiç tanımayan mahalle sakinlerini bir gün kavuşturabilir miyiz diye düşünelim diye verdim. (Bir de istatistik paylaşmak bilimsel ve havalı duruyor.)
Bu sondajda biraz yerel sorunlara değindim, kapanışı da yerli motiflerle bezeyelim istiyorum ve Kafa Sondajlılar Yardımlaşma Derneği'nin favori dansıyla veda ediyorum.
Çok uzaklaşmadan, şu içeriklerin de ilginizi çekeceğini düşünüyorum. Bir bakın isterseniz. 🤓
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın