Kararname İmzalandı: Donald Trump, Golan Tepeleri Üzerinde İsrail’in Egemenliğini Resmen Tanıdı

ABD Başkanı Donald Trump,  İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile Beyaz Saray'da yaptığı görüşmede, ülkesinin İsrail'in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tanıdığını ilan eden karanameyi imzaladı.

Çavuşoğlu, 'Bunu da büyük bir marifet gibi şova dönüştürdü' dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

'Yanı başında da Netanyahu. Baştan söylüyorum. Biz bu imzaya karşıyız. Bu karara karşıyız. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bugün Suriye rejimiyle ilişkilerimizin bu boyutta olması böyle bir kararı kabul etmemizi gerektirmez. Tam tersi Türkiye Cumhuriyeti her zaman ilkeli tutum sergilemiştir. Buralar Suriye'nin ve Suriye halkının topraklarıdır. Bu imza İsrail'in işgalini meşrulaştırmaz. Öyle görüyoruz ki Trump'ın bu imzası güya şu anda seçim öncesinde zor durumda olan Netanyahu'ya adeta bir seçim hediyesidir. Yolsuzlukla sorgulanan ve hukuk önünde hesap veren Netanyahu'ya bu sözde hediyenin bir faydası olmaz. Kendi halkını bile bölen ve bugün de Gazze'de görüyorsunuz, Gazze'yi bombardımana tutan bu zalime ne yapsanız bir faydası yoktur. O yüzden Amerika'nın bu çabaları beyhudedir. Amerika'nın hukuk tanımaz, uluslararası hukuk tanımaz kararlarını biz kabul etmiyoruz. Uluslararası hukuku hiçe sayan ve Birleşmiş Milletler kararlarını hiçe sayan adımları ardı ardına görmeye başladık. Önce büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararı ve sürekli İsrail'in zulmüne verdikleri destek ve şimdi de Golan Tepelerinin işgaline meşruiyet kazandırma çabaları. Türkiye sonuna kadar bu konuda da gereğini yapacaktır, uluslararası camiayla da bir hareket edecektir. Çünkü tek taraflı atılan bu adımları biz desteklemiyoruz, doğru bulmuyoruz, kabul etmiyoruz. Birleşmiş Milletler dahil her platformda ne gerekiyorsa onu da yapacağız inşallah.'

Dışişleri Bakanlığı'nda yapılan açıklamada da ABD yönetiminin kararını esefle karşıladıkları ve şiddetle kınadıkları belirtilerek '497 (1981) sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi Kararı başta olmak üzere, uluslararası hukukun vahim bir ihlalini teşkil eden bu talihsiz karar, ABD Yönetimi'nin Ortadoğu'da çözümün değil, sorunun parçası olmaya yönelik tutumunu sürdürmekte olduğunu göstermektedir' denildi.

Açıklamada ayrıca kararın Suriye'nin ve tüm bölge ülkelerinin toprak bütünlüğüne önem atfeden Türkiye ve uluslararası toplumun sorumluluk sahibi üyeleri bakımından tamamen hükümsüz olduğu ifadesine yer verildi.