Kartalkaya Yangınının Ardından 40 Gün Geçti, Hala Sorumlular Ortaya Çıkarılmadı
Bolu’nun ünlü kayak merkezi Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocak’ta çıkan yangın, büyük bir felakete yol açtı. Alınmayan önlemler ve denetim eksiklikleri nedeniyle hızla yayılan alevler, 78 kişinin hayatını kaybetmesine sebep oldu. Ölenlerin neredeyse yarısının çocuk olması, faciayı daha da derinleştirdi. Türkiye tarihinin en büyük yangın facialarından biri olarak kayıtlara geçen olay sonrası, yetkililer sorumluluğu birbirine atarken, kamuoyunda adalet talepleri giderek yükseliyor.
21 Ocak sabahına büyük bir felaketle uyandık. 78 kişi bir hiç uğruna yaşamını yitirdi.

Yaşananların ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 'on gün içinde' kimin sorumluluğu varsa açığa çıkacağını iddia etti. 40 gün geçti hala kamuoyunun vicdanı rahatlamış değil. Yitip giden canların yanında devlet katında sorumluların bir türlü açığa çıkmaması ve yargı sürecinin doğru işlemediği düşüncesi kamuoyunun vicdanını yaralıyor.
Kimse sorumluluk almadı, bakanlıklar ve kurumlar birbirini suçladı.

İlk olarak medya gücüyle birlikte Bolu Belediyesi suçlandı. Belediye Başkanı Tanju Özcan, ilk şokun ardından yaptığı açıklamalarla asıl sorumlunun Kültür ve Turizm Bakanlığı olduğunu iddia etti.
İçişleri Bakanlığı'na bağlı İl Özel İdare başta olmak üzere birçok kurumun da adresi belliydi. AKP'ye yakın gazeteciler ve siyasiler de Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın sorumlu olduğunu 'Bolu Büyükşehir olmadığı için bu denetimlerden sorumlu olamayacağını' dile getirdiler.
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy ve bilirkişi bilmecesi...

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy katıldığı programda bakanlıklarının suçu olmadığını anlatsa da belgeler gösterse de kamuoyu ikna olmadı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in bilirkişi raporu ise hükümet kanadında tepkiye yol açtı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bilirkişi raporu için 'korsan' dedi. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ise katıldığı programda söyledikleriyle Bakan Ersoy'un itiraflarda bulunduğunu ve bilirkişilerin hükümet lehine rapor hazırlamadığı için el çektirildiğini söyledi.
Artan gözaltılar kamuoyunu ikna etmediği gibi gerçeğe ulaşılacağı konusunda tedirgin etti.

Otelin mimarının dahi gözaltına alındığı süreçte Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan tek bir kişinin gözaltına alınmaması tepki çekti. Tutuklamalar da gözaltılara paralel ilerledi. Tutuklanan otel sahibi dahi Kültür ve Turizm Bakanlığı'nı işaret etti ama ne yargıdan ne de hükümetten buna dair bir adım atılmadı.
Elde olanlar: 22 tutuklu ve bolca karanlık!

8 Şubat'ta 22.kişi de sorumluluğu olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Bugün ise Kartalkaya'daki yangının ardından 40 gün geçti. Bu 40 günde gerçeğe dair kamuoyu vicdanını rahatlatacak adımlar halen atılmadı.
İçişlerinin son raporu "faaliyetler durdurulmalıydı" diyor.

İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin Kartalkaya'daki otel yangınına ilişkin ikinci raporunda, 'Yapılan denetim ve kamu göreviyle bağlantılı olarak can ve mal kaybına neden olma ihtimali yüksek olan söz konusu otelin faaliyetlerin durdurulması gerekirdi' denildi.
Gazeteci Tolga Şardan ulaştığı rapora dair özetle yaşananları ve rapordaki son durumu madde madde anlattı.

Denetimde ciddi eksiklikler tespit edildi: Bolu Belediyesi, 16 Aralık 2024’te Grand Kartal Otel’de yangın güvenliği denetimi gerçekleştirdi. Denetimde, konaklama hizmetinin devamını riske atacak eksiklikler belirlendi.
Yetkililer bilgilendirildi ancak işlem yapılmadı: İtfaiye Müdür Vekili ve ilgili belediye başkan yardımcısı denetim sonucundan haberdar edildi. Ancak, Türk Ceza Kanunu ve Kabahatler Kanunu kapsamında gerekli işlemler başlatılmadı.
Eksiklikler giderilmedi, otel faaliyetlerine devam etti: Otel yönetimine eksiklikleri gidermesi için 15 gün süre verildi, ancak bu süre içinde gerekli düzenlemeler yapılmadı. Belediye, güvenlik eksikliklerini salt idari işlem olarak değerlendirdi ve iptal edilen itfaiye raporuna rağmen otelin faaliyetlerine devam etmesine izin verdi.
Faaliyetin durdurulması gerekiyordu: Yangın güvenliği eksikliklerinin kamu güvenliği açısından ciddi risk taşıdığı açık olmasına rağmen, yetkililerce gerekli önlemler alınmadı. Türk Ceza Kanunu’nun 279. maddesi uyarınca, kamu görevlilerinin suçu bildirme yükümlülüğünü yerine getirmediği tespit edildi.
Belediye yetkilileri ve itfaiye personeli suçlu bulundu: İtfaiye eri İrfan Acar, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, eksiklikleri tespit etmelerine rağmen gerekli yasal süreci işletmemekle suçlandı. Müfettişler, kamu görevi ihlali nedeniyle bu kişilerin sorumluluk taşıdığı sonucuna vardı.
Ayrı bir denetim raporunda çelişkili kararlar verildi: Otelde bir kafe alanını kiralayan Mudurnu Enerji Ticaret A.Ş.’nin itfaiye raporu talebi olumlu karşılandı. Ancak, aynı otel için daha önce yapılan güvenlik denetimi olumsuz sonuçlanmıştı. İtfaiye personelinin eksik araştırma yaparak binanın bir bölümüne olumlu görüş vermesi, ikinci bir soruşturma izninin talep edilmesine neden oldu.
İçişleri Bakanlığı müfettişleri rapor hazırladı: Bakanlık müfettişleri, otelin tüm binasına yönelik itfaiye raporu düzenlenmesi gerekirken, sadece bir bölümü için olumlu görüş verilmesini hukuka aykırı buldu. Denetimlerde eksiklikleri göz ardı eden yetkililer, hukuki sorumluluk taşıdığı gerekçesiyle suçlu bulundu.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği raporu ise piyasa koşullarını eleştirerek denetlemenin piyasacı koşullara bırakıldığı eleştirisini yaptı.

Yetki karmaşası vurgulandı: TMOOB raporunda, yangının ardından sorumluluk, bakım, denetim, iş güvenliği ve mevzuat eksikliklerine dikkat çekildi.
İşletme ruhsatı yetkili idare ve sahiplerini bağlıyor: Mevcut yönetmeliklere göre, işletme ruhsatı vermeye yetkili idareler ve işletme sahipleri, güvenlik önlemlerinin sağlanmasından doğrudan sorumlu tutuldu.
Denetim yetkisi olan kurumlar görevini yerine getirmedi: Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İl Özel İdaresi ve sigorta şirketlerinin yangın güvenliği konusunda denetleme yetkisine sahip olduğu, ancak bu görevlerini yerine getirmediği belirtildi.
Yangın önleme sistemleri sürekli denetlenmeli: Yangınla mücadele sistemlerinin mevzuata uygun şekilde çalışır durumda tutulması, bakım ve servis hizmetlerinin aksatılmadan yapılması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, ruhsat ve belge veren kurumların bu kriterlerin süreç içinde yerine getirilip getirilmediğini denetlemesi gerektiği ifade edildi.
Kamusal denetim mekanizması oluşturulmalı: Denetimin piyasanın insafına bırakılamayacağı belirtilerek, halkın can ve mal güvenliğinin kâr hırsına feda edilemeyeceği vurgulandı. Bilim, teknik ve mühendislik disiplinlerinin içinde yer aldığı bağımsız bir denetleme mekanizmasının acilen oluşturulması gerektiği çağrısında bulunuldu.
Takipçisi olacak mıyız?

Her faciadan sonra, her acı olaydan sonra devlet yetkilileri 'Gideceği yere kadar gidecek, takipçisi olacağız' diyor. Ancak devlet katında henüz bunun bir karşılığı olmadı.
Sırbistan'da yaşanan tren istasyonu faciasında ölen 15 kişi için Sırbistan halkı kitlesel protestolarla başbakan ve ilgili bakanlarI istifa ettirdi.
Yunanistan'da yine bir tren faciası sebebiyle halk unutmadan sokaklarda hakkını arıyor.
Türkiye'de ise sessiz sedasız bir yasla geçilen süreçte yetkililer istifayı akıllarına bile getirmediler. Acılı ailelerin bireysel şekilde yürüttükleri ve kamuoyunun takip ettiği süreç ise 40. gününde bile bilinmezliğe terk edilmiş görünüyor.
40 gün oldu ve 40 gündür gerçek dumanların ardından görünemedi.
Birbirini suçlayan bakanlar ya da kurumlar, kimse 'adamını' feda etmeden soruşturmayı bugüne kadar taşıdı.
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın da dediği gibi, tek bir soru kalıyor geriye:
Hani gideceği yere kadar gidecekti?
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Açıklan(a)madığına göre, gayet açık değil mi?
bu ülkede hayat o kadar hızlı akmak zorunda bırakılıyor ki artık 5 gün öncesini hatırlayamıyoruz. Hatta hatırlattırılmıyor.
O kadar oldu mu dün gibi hatırlıyorum hala 🤦🏻