Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Kaslar, Yaralanmalar, Yaşlılık ve Ölüm Hakkında Muhtemelen Duymadığınız 21 İlginç Bilgi
İnsan vücudu o kadar karmaşık bir sistem ki, binlerce yıllık tıbbi bilgiye ve tecrübeye rağmen, hala doktorları ve araştırmacıları şaşırtmaya devam ediyor. O yüzden bize çok sıradan görünen vücut parçalarımız ya da fonksiyonlarımızda bile çok ilginç ve beklenmedik şeyler saklı olabilir.
--- Yaşlılık ve Ölüm ---
En genç insandan en yaşlısına kadar yaşlanma süreci yaşamın gerekli ve kaçınılmaz bir parçasıdır. Bu sürecin ilgi çekici ve bazen de garip gerçekleri aşağıda.
1. Yakılan bir insan cesedinin külleri yaklaşık 4.1 kilodur.
2. Tırnaklar ve saçlar öldükten sonra uzamaya devam etmez.
Ölülerde uzuyormuş gibi görünseler de, aslında su kaybeden derinin geri çekilmesi ve büzüşmesi sebebi ile böyle bir görüntü ortaya çıkmaktadır.
3. 60 yaşına gelen insanların büyük bir kısmı tat alma duygularının yarısını kaybeder.
Belki de babaannenizin aşçılığına o kadar da çok güvenmemelisiniz. Yaşlandıkça tadı tam alabilmek için daha keskin tatlar gerekmektedir.
4. Gözler doğumdan itibaren hep aynı boydadır ama burun ve kulak sürekli büyümeye devam eder.
Bebeklerin size kocaman gözlerle bakmasının sebebi budur ve bu gözleri hayat boyunca aynı boyutta taşırlar. Kulak ve burun ise sürekli büyür.
5. 60 yaşına gelen erkeklerin %60’ı, kadınların ise %40’ı horlamaktadır.
Horlayan birinin yanında yatıyorsanız gürültüsünün nasıl olduğunu bilirsiniz. Normal bir horlama 60 dB iken, kuvvetli bir horlama 80 dB’e kadar çıkabilir. Bu da yaklaşık olarak bir beton kırıcının sesidir!
6. Bir bebeğin başı, boyunun dörtte biri iken, yetişkin insanın başı, boyunun sekizde biridir.
Anlaşılan bebekken kocaman görülen başımız çok da fazla büyümüyor. Bacaklar ve vücut kısmı çok daha fazla uzarken, başın büyümesi sınırlı kalıyor.
--- Kaslar ve Kemikler ---
Kaslar ve kemikler vücudumuzun çatısını oluşturur ve zıplarken, koşarken ya da sadece uzanırken bile çalışırlar. Onlarla ilgi bazı gerçekler aşağıda.
7. Gülümsemek için 17, kaşları çatmak için 43 kas çalışır.
Yani gülümsemek hepimiz için daha uygun bir seçim. Kaş çatma, şaşı bakma gibi hareketleri uzun süre yapanlar, bunun yüzü ne kadar yorduğunu bilirler. Bu yüzden en iyisi ruh halinizi iyileştirmek.
8. Bebekler 300 kemik ile doğar ama yetişkinlerde kemik sayısı 206’dır.
Bunun sebebi, bebeklerdeki kemiklerin bir kısmının, örneğin kafatasının daha küçük parçalardan oluşmasıdır. Bu yapı, bebeğin doğum kanalından geçişini de kolaylaştırır. Çocuklar büyüdükçe kemikler birleşip sertleşir.
9. Sabahları boyumuz akşamki boyumuza göre 1 cm kadar daha uzundur.
Kemikler arasındaki kıkırdak ayakta durma, oturma ve diğer günlük aktivitelerde bir miktar sıkışır ve gün sonunda bizi birazcık daha kısa yapar.
10. İnsan vücudundaki en güçlü kas dildir.
Diliniz ile halter kaldıramazsınız ama boyutuna göre kuvveti en yüksek olan kas odur. Aslında düşündüğünüzde gün boyunca yemek yerken ve konuşurken dilinizin ne çok çalıştığını anlarsınız.
11. Vücuttaki en sert kemik çene kemiğidir.
Çene kemiği, vücuttaki en dayanıklı ve zor kırılan kemiklerden biridir.
12. Tek bir adım atmak için 200 kas kullanılır.
Kas gruplarını nasıl kullandığınıza da bağlı olarak, asım atmak için 200 civarında kası kullanırsınız. Günde 10,000 civarında adım attığımız düşünülürse bu çok büyük bir rakam.
13. Dişler, vücudun kendi kendini tamir edemeyen tek parçasıdır.
Dişinizi kırdıysanız bunun nasıl bir şey olduğunu bilirsiniz. Dişin dış katmanı olan mine kısmı yaşayan bir doku olmadığı için, tamirini yapmak dişçinize kalır.
14. Geliştirdiğiniz bir kas grubunun eski haline dönmesi iki kat fazla zaman alır.
Tabii bunu tembeller için bir motivasyona çevirmemek lazım. Kasları geliştirmek aslında nispeten kolay bir iştir ve bu da koltuktan popomuzu kaldırıp hareket etmek için motivasyon olmalıdır.
15. Kemikler bazı çeliklerden daha sağlamdır.
Kemik ile çeliği kıramazsınız elbette, çünkü çelik çok daha yoğundur. Kemiğin gerilme gücü 20,000 psi, çeliğin gerilme gücü ise çok daha yüksek olup 70,000 psi’dır. Ancak çelik, kemikten çok daha ağırdır. Bu nedenle, eşit ağırlıkta alındıklarında kemik daha kuvvetlidir.
16. Ayaklarınızdaki kemik sayısı, tüm vücudunuzdaki kemik sayınızın dörtte biridir.
Ayaklarınızda bu kadar çok kemik olacağı aklınıza gelmemiştir muhtemelen. Vücuttaki 206 kemikten 52 tanesi ayaklarınızdadır.
--- Hastalık ve Yaralanmalar ---
Çoğumuz yaşamımız boyunca pek çok kez yaralanır ve hasta oluruz. İnsan vücudunun dış dünyadan gelen bu baskı ve tehlikelere nasıl cevap verdiği ile ilgili gerçekler aşağıda.
17. Kalp krizi geçirme riskinin en yüksek olduğu gün Pazartesidir.
Pazartesilerden nefret etmek için bir neden daha! İskoçya’da 10 yıl süren bir araştırma sonucuna göre, diğer günlere oranla %20 daha fazla sayıda insan Pazartesi günleri kalp krizi geçirip ölüyor. Araştırmacıların teorisine göre hafta sonu dağıtıp Pazartesi iş stresine geri dönmek gerginliği arttırıyormuş.
18. İnsanlar gıdasız kalmaya uykusuz kalmaya dayandıklarından daha fazla dayanabiliyor.
Aç kalmak yerine gece uykusuz kalmayı tercih edebilirsiniz ama bu sadece kısa vadede geçerli. Ortalama bir insan, su içebilirse, vücudundaki yağ ve diğer faktörlere bağlı olarak 1 ay ila 2 ay arası hayatta kalabilir. Uykusuz kalan kişiler ise sadece birkaç gece uykusuzluktan sonra şiddetli kişilik sorunları ve psikolojik problemler ile karşı karşıya kalıyor. Bugüne kadar kayıt edilmiş en uzun uykusuzluk süresi 11 gün ve bu denek sürenin sonunda halüsilasyon görmeye, konuşurken sözcükleri karıştırmaya ve sık sık yaptığı şeyi unutmaya başlamıştır.
19. Basit, orta derecede bir güneş yanığı dahi damarlara oldukça fazla zarar verir.
Ne kadar fazla? Araştırmalara göre damarların normale dönmesi 4 ila 15 ay sürüyor. Koruma sürmeden güneşe çıkarken tekrar düşünün.
20. Hastalıkların %90’ından fazlası stres yüzünden oluşur ya da stres ile hızlanır.
Stresli bir işte çalışıyorsanız, bu iş sizin canınızı sıkmaktan fazlasına mal olabilir. Stres, depresyon, yüksek tansiyon ve kalp rahatsızlığı riskini arttırmaktadır.
21. İnsan başı vücudundan ayrılırsa 15-20 saniye kadar bilinç açık kalmaktadır.
Düşünmesi bile korkunç olsa da, kafanın içindeki kan miktarı, kafa kesildikten sonra birkaç saniye de olsa bilincin sürmesine yeterlidir. Bu konuda oldukça çelişkili raporlar bulunuyor.