Kız Arkadaşa Ondan Hoşlandığını Söylemeden Önceki 5 Gün
Arkadaştan hoşlanmak, ona aşık olmak yıllardan beri var olan bir olgu. Peki duygularını açmak ve bir sonuç elde etmek?
1. Pazartesi: Size bir şey diyeceğim ama...
2. Salı: Yol gösterin olm...
Bir süre sonra odamın kapısı çalındı, normal olarak pat diye odaya dalma usulünün uygulandığı öğrenci evimizde kapının çalınıyor olması ciddili konuların konuşulacağının, özür dileneceğinin, vs. işaretiydi. Genel müdür gibi gel dedim, İlker içeri girdi. Abi kusura bakma daha afyonumuz patlamadı ama sen de Sedat'a kötü davrandın be kanka dedi. Ya olm ben sizden bana yol göstermenizi istedim, kaç yıllık arkadaşıma aşığım diyorum, adamı hacca uğurlar gibi hayırlı olsun diyorsunuz, diyerek bol dram soslu bir cümle sarf ettim. Gel okula gidelim konuşuruz dedi, ikna oldum başka çarem yoktu.
Öğlene doğru kantinde bir aradaydık, masada Sedat'ın arkadaşı Arif ve Seda da vardı. Bir kızın daha olması iyi olmuştu, çünkü böyle bir konuda kız görüşü her zaman önemliydi. İlker açtı konuyu, e abi Elif diyorduk dedi. Elif'i tanıyan Arif hemen hangi Elif, bizim Elif mi dedi. Sabahki çıkışımı hatırlayan İlker ile göz göze geldik, ortam yumuşasın, objektif görüşler alayım diye, evet abi bizim Elif dedim. Ne olmuş Elif'e diye sordu Seda. Ondan hoşlanıyorum dedim, Seda önündeki meyve suyundan yudum alırken bana diktiği gözlerini açarak şaşkınlığını belirtti. Pipeti ağzından çıkarır çıkarmaz 'siz arkadaş değil misiniz ya?' diye ekledi. Sorun da bu dedim, arkadaşız ama sanırım ben ondan hoşlanıyorum, hatta ona aşığım dedim. Artık konuşan sadece Seda'ydı, erkekler geri çekilmiş Seda'nın söyleyeceklerine göre konum almayı bekliyorlardı. Anlıyorum diye söze başladı Seda ama surat ifadesinden ve mimiklerinden anlamadığı ortadaydı. Bir an için acaba Seda benden hoşlanıyordu da Elif'i sevdiğimi öğrenince bozulmuş olabilir mi diye geçirdim içimden. Aslında fena kız değil gibi düşüncelere dalmak üzereyken, abi bu aşk değildir dedi. 45 saniyede hislerimin ne olduğu konusunda karara varmış olması enteresandı, kesin benden hoşlanıyor olmalıydı zira beni vazgeçirmeye çalışacağı çok belliydi. Neden aşk değil, neden olmasın ki dedim. Abi 3 yıldır arkadaşsınız, sürekli birliktesiniz, birbirinizin evine gidip geliyorsunuz, ikinizin hayatında da kimse yok, haliyle yakınlık duymuşsun ve bunu aşk zannediyorsun bence dedi.
O kadar kendinden emin ve sanki biliyormuşçasına söyledi ki bunları, bir an için inanır gibi oldum. Öyle olsa bilmez miyim Seda dedim ki bilmezdim, zira söyledikleri bana çok mantıklı ve kabul edilebilir gelmişti. Bence öyle diye devam etti, siz erkekler size ilgi gösteren kızlara aşık olma eğiliminde oluyorsunuz diyerek üstüme toprak attı, gömdü beni. Ne alakası var yeaaa diye saçma bir cümleyle bu mantıklı tezi çürütebileceğimi düşündüm ama çürüyecek gibi değildi. Aşk hızlı gelir abi dedi, 3 yılın sonunda anlamazsın aşkı, aşk çarpar geçer adamı dedi. Süreya Ayhan okuduğu çok belliydi, belki Turgut Uyar... Çocuklara baktım, bekledim ki birisi Seda'ya karşı çıksın, bana bir el uzatsın... Ama uzatmadı hiçbiri. Sedat bence Seda haklı dedi. Sabahın intikamını alıyordu pezevenk!
3. Çarşamba: Çok düşündüm.
Seda'nın söylediklerinin ağırlığı ile eve geldim. Gelirken köşe başındaki dönerciden aldığım döner dürümü yedim. TV'yi açtım, CNBCE'ye bastım, Vikingler'i izledim, kesmedi bilgisayardan bir sonraki bölümü izledim ama kafam bir türlü dağılmıyordu. Seda haklı olabilir miydi, yoksa benden mi hoşlanıyordu. Seda'nın benden hoşlandığı fikrinin kafamı bu kadar meşgul etmesine anlam yüklememeye çalıştım ama galiba erkekler size ilgi gösteren her kadına aşık oluyorsunuz lafı ile birleştirince kendimden şüphe etmeye başladım. Çocuklar hala gelmemişti, Walking Dead açtım onlar gelene kadar 2 bölüm izledim.
Geldiklerinde ben ikinci tur acıkmıştım, çiğ köfte, midye dolma, pilav almışlardı. Hırsla yedim, yemeğin sonuna doğru çok düşündüm olm diyerek lafa girdim, İlker ne düşündün abi dedi, bu tepkiyi almak hoşuma gitti zira çok düşünmek iyi değildir, gibi bir tepki bekliyordum. Hemen söze girdim, bugün Seda'nın dediklerini düşündüm dedim, Elif hakkında diye ekledim. Sedat hemen bence kız haklı abi diyerek sabahtan beri sürdürdüğü baltalama tavrına devam etti. Acaba bu deyyus da Elif'ten hoşlanıyor olabilir mi diye düşündüm. Sürekli birilerinin birilerinden hoşlandığını düşünüyor olmak canımı sıkmıştı. Haklı olduğu yönler olabilir ama tamamıyla haklı diyemeyiz dedim. Alışkanlık da aşka dahil diyerek Attila İlhan okuduğumu net bir şekilde belli ettim. Tabii ki alışkanlık olacak ama aşk illaki ilk görüşte mi olur abicim, ben bu kızı görmüşüm, tanımışım, özümsemişim, ama bir şekilde arkadaşlık bağları oluşmuş kendimi geri çekmişim, beynim, kalbim artık isyan etmiş, aşıksın sen demiş bana olamaz mı diyerek bence harika bir konuşma yaptım. İkisinin de ikna olduğundan emindim, zira ikisi de tek kelime edememişti. Hee a.ına koyim dedi Sedat, kesin öyledir diye ekledi. Ağzında lokma varken küfür retmesene g.t dedim. Ettirme olm sende dedi, böyle süslü konuşmalarla kendini haklı mı çıkaracaksın diye ekledi. Olm sana kendimi ispat mecburiyetim mi var iblis iblis konuşma dedim. Ortamın gerildiğini gören İlker araya girdi, tamam abi büyütmeyin ya, aşk bu herkes kendine göre yaşar diyerek susturdu bizi.
Yemekten sonra bir bölüm daha Walking Dead izledim, İlker elinde sigarayla odaya geldi, önce benimkini sonra kendisininkini yaktı, bir nefes çekti üflerken abi bu konular hassas dedi, herkesi dinle ama kimseye kulak verme, içinden geleni yap dedi. Yapacağım dedim, omzuma vurdu, en iyisi dedi ve çıktı. Bu bana cesaret vermişti, Elif'e açılacaktım. Hem de en kısa sürede.
4. Perşembe: Boş ver ya!
Ertesi sabah daha bir mutlu ve heyecanlı kalktım, bugün büyük gündü. İlker ve Sedat'a konuyu hiç açmamaya karar verdim. Zira moralimi bozmalarını, saçma sapan fikirleriyle beni vazgeçirmelerini istemiyordum. Güzelce tıraş oldum, duşumu aldım, parfümümü sıkındım, en güzel kıyafetlerimi giyerek su dahi içmeden, elemanlar uyurken evden çıktım. Kantinde poğaça ve çay ile düşen şekerimi yükselttim, sigaramı içerek heyecanımı bastırdım, biraz dolaşarak rahatladım.
2 saat geçmiş olmasına rağmen Elif ortalarda yoktu, mesaj atmayı düşündüm ama ne diyecektim ki? Seninle konuşmak istiyorum diyerek spoiler vermek istemiyordum. Ancak zaman geçtikçe gerildiğimi fark ettim ve Elif'i aradım. Neredesin sen kız diyerek sanki öylesine aramış bir hava yarattım. Evdeyim dedi, neden çıkmadın hala derse gelmeyecek misin dedim, bugün biraz rahatsızım dedi, geleyim mi yardım edilecek bir şey var mı diyerek evine gidebilme ihtimalimi zorladım, yok ya sağ ol annem geldi yanıma diyerek hevesimi kursağımda bıraktı. Ama akşam üzeri gidecek annem, istersen uğra dedi. İçim kıpır kıpır olmuştu, ona olan hislerimi baş başayken açmak harika olacaktı. Yerimde duramıyordum, derse mi girsem vakit geçer dedim ama derse girecek ne kafa ne istek vardı. Taksim'e çıktım, boş boş dolaştım, Hocopulo pasajında çay içtim, simit sarayında öğle yemeği yedim, acaba akşam üstü tam olarak saat kaç oluyor diye düşündüm. Bir kafeye gidip söyleyeceklerimi toparlamaya çalıştım. O sırada İlker aradı, neredesin abi sen, sabahın köründe çıkmışsın, derste de yoktun dedi. Akşam anlatırım diyerek kapattım. Zira bu konuyu onunla paylaşmaya niyetim yoktu. Saat 4 buçuk gibi Elif'i aradım... Açmadı. Annesini yolcu ediyor diye düşündüm, 5 gibi tekrar aradım yine cevap yoktu. Meraklanmaya başlamıştım, annesini otogara bırakacak hali yoktu, hastaydı dedim. Saat 6 gibi Elif aradı; canım kusura bakma annem gidince uyuyakalmışım, şimdi gördüm aramalarını dedi. Çok yorgunum sonra görüşelim mi dedi. İçimde depremler oldu, boğazıma bir şey oturdu, midem en kuvvetli asitlerini saldı, içimde savaşlar çıktı. Tabi canım sen yeter ki iyi ol dedim.
Eve gittim, kapıdan girer girmez çocuklar merak içinde gözlerime baktı, belli ki haberleri duymak istiyorlardı. Boş verin abi ya deyip odama geçtim. Sigara yaktım, yatağa uzandım, sigaramı söndürdüm ve uyudum.
5. Cuma: Ya herru ya merru!
Sabah 8'de Elif'i aradım, direkt nasılsın, neredesin ve okula gelecek misin sorularını sordum. Sabahın 8'inde muhtemelen yeni uyanmış olan kız afalladı, oo şampiyon sakin diyerek güldü. İşte dedim, ona bu yüzden aşığım ben, bu gülüşü, bu alttan alışı, bu gereksiz alınganlıklardan uzak duruşu için aşığım ona ben. Güldüm, ya yok dedim, hızlı oldu ama merak ettim seni dedim. İyiyim dedi, ama bugün de evdeyim zaten haftanın son günü bugünü de dinlenerek geçireyim dedim. Acaba geleyim mi desem mi diye düşünürken, derslere gir, sonra notları da kap bana getir dedi. İçimde kocaman serin bir boşluk açıldı, gülerek tamam dedim.
Bu sefer İlker evden çıkmadan yakaladı beni, abi hayırdır ya bir sıkıntı mı var dedi. Neşeli olduğum için yok be oğluum ne sıkıntısı, dedim. Dün biraz moralim bozuktu o kadar, şimdi gayet iyiyim dedim. Hadi çıkıyor musun beraber gidip derslere akalım dedim. Hemen giyindi beraberce evden çıktık, İlker nerede dedim, yatıyor dün içmiş bir sürü dedi. İyi iyi yatsın dedim, ayak altında olmasından iyidir deyip güldüm. İlker senin Elif işi ne oldu diye sordu. Elif bir iş değil olm aşk o aşk dedim. Keyifler yerinde bakıyorum dedi. E tabi olm bugün konuşacağım, açılacağım dedim, artık abinizin sevgilisi olacak hazır olun diye anırdım. Hayırlısı abi dedi. Sanki inanmıyor gibiydi ya da kıskanıyordu beni. Lan yoksa? Hayır hayır İlker ile Elif'i düşünecek durumda değildim. Okula girer girmez Seda ile karşılaştık. Naber dedi, derse mi? Evet dedik bize ekleşti. Ne oldu senin aşk meşk işleri diye gülerek sordu. Tavrında 'inşallah olmamamıştır' havası sezdim, beni kendine saklamak istiyor kesin diye düşündüm. Bugün halledeceğim o işi dedim, İlker araya girdi, abi o iş değil AŞK dedi be anırarak güldü. Bu elemanın altta kalmamak için çırpınma azmine hayrandım, o lafı sokmasa 3 gün uyuyamazdı kesin. Rahatladın mı dedim hiçbir şey demedi güldü. Akşam üstü konuşacağım Seda dedim, hadi bakalım dedi Seda umarım ben yanılırım. Yanılırsın yanılır üzülme deyip derse gittik.
Dersler bitti ama nasıl bittiğini bir de bana sorun. Son dersin hemen ardından Elif'i aradım, Notlar bende istiyorsan istediğimi vereceksin dedim, neymiş istediğin dedi gülerek, sana gelmek dedim, anahtar paspasın altında çok bekletme dedi. Gülüştük telefonu kapattım, Allah'ım bu bir rüya mıydı, resmen flörtün dibine vurmuştuk. Bugün ona açıldıktan sonra öpüşme falan bile olabilirdi.... Koşarak otobüse bindim.
Cuma akşamüstü...
Eren bu benim için büyük bir onur, ne düşüneceğimi bilemiyorum ama sen benim arkadaşımsın... Yani hep öyle gördüm ben seni... Senin duygularının bende karşılığı yok yani... İsterdim ama yok maalesef.
Yatağıma uzanırken sigaram ağzımdaydı....