Koronavirüs Bizi Evlerimize Hapsedene Kadar Aslında Ne Kadar Değerli Olduğunun Farkına Varmadığımız Sıradan Durumlar
Ne şanslıymışız meğer!
Tüm dünyada yayılan koronavirüs salgını, şu sıralar tüm hayatımızı felç etmiş durumda...
Tehlikenin büyüklüğünün farkında olarak, imkanı olan bilinçli herkes kendini karantinaya almış durumda.
Böylece virüsün yayılma hızını düşürmeye katkıda bulunuyor ve risk grubundaki insanlarımızı da koruyoruz. İyi de yapıyoruz.
Fakat karantinayla birlikte gelen bazı yasaklar ve kapatma kararları, bize eski günlük hayatlarımıza ne kadar az şükrettiğimizi hatırlattı adeta.
1. Mesela evimizin kapısından dertsiz tasasız, "Acaba tehlikenin içine mi gidiyorum?" diye düşünmeden çıkmanın ne kadar büyük bir lütuf olduğunu anladık.
Artık sadece alışveriş ve sağlık gibi zorunlu durumlarda çıkıyoruz evlerimizden. Oysa önceden her istediğimizde hiç düşünmeden o kapıdan çıkıp gitme lüksümüz vardı.
Koronavirüsten önce kapısının önünde her gün savaşlar yaşanan milyonlarca insanı biraz anladık mı? Ya da koronaya rağmen evinden çıkmak zorunda olan emektarları?
2. Okuldayken okuldan başka her yerde olmak isterken, şimdi okulu özlüyoruz...
Oysa eğitim alma şansı, gelişme şansı, okulda kurulan arkadaşlıklar ne güzel şeyler.
Dünya üzerinde eğitimin hiçbir formuna erişemeyen milyonlarca çocuğu biraz olsun anlıyor muyuz?
3. Komik gelebilir ama toplu taşımayı bile özledik biraz!
Ahhh, istediğin gibi bir yerlere gidebilme özgürlüğü! Bir ay önceye kadar metroya her bindiğinde 'keşke arabam olsa' diye düşünenler şimdi metroyu mumla arıyor.
4. Sokaklarda aylak aylak dolanmayı özledik.
Oysa ne güzelmiş semti baştan başa gezmek muhabbet ederken! Nereye gideceğini umursamadan öyle gezmek...
5. Hepimiz arkadaşlarımızla oturup kahve içerken sohbet etmeyi özledik.
Oysa birçoğumuzun buna imkanı varken değerini bilmediğine eminiz...
6. İnsanlara sımmmsıkı sarılmayı özledik!
Oysa herkese sarılmak için bol bol zamanımız vardı öncesinde 😓
7. Marketten aldığımız atıştırmalığı yolda açıp yemeyi bile özledik...
Nasıl bir lüksmüş düşünsenize! Aldığımız şeyleri dezenfekte etmeden eve bile zor sokar olduk.
8. Geç kalan arkadaşı beklerken mağaza mağaza dolanmayı özledik.
Dolaşmayı ne çok seviyormuşuz meğer! 😅 Eziyet gibi geliyordu bir zamanlar...
9. Her gün 150 kişinin oturduğu masalarda fast food yemeyi özledik.
Meğer sağlıksız bir yemeğin verdiği mutluluk ne kadar büyükmüş!
10. Ayakkabı giymeyi özledik.
Güzel ayakkabılarımız, ne de havalıydınız! Maalesef artık sadece pijamalarımızın altına uyan terliklerle dolaşıyoruz.
11. Ofiste çalışmayı özledik!
Kabul edelim ki ofis stresi, karantina stresinin yanında 0 kalır.
12. Aklımızda 0 sıkıntıyla rahatlayarak geçirdiğimiz günleri özledik...
Oysa artık uyanıyoruz, uyuyoruz, rüya görüyoruz ve aklımızda hep aynı şey: korona! 😓
13. "Akşam n'apıyoruz?" sorusunu duymayı özledik.
Balkonda sevdiklerinizle gülerek geçireceğiniz yaz günleri geliyor derken, sevdiklerinize yakın bile olamıyorsunuz artık.
14. Parklarda, bahçelerde oturmayı özledik... Tam da bahar gelmişti.
😓
15. İnanılır gibi değil ama yürümekten bıktığımız o yolları yürümeyi özledik! Yürümeyi özledik!
Bu dönemde biraz olsun bizim için sıradan olan şeylerden yoksun olan insanları anlamışızdır... Ve tabii ki umarız evde kalabilecek kadar şanslı olduğumuzun da farkına varmış, çalışmak için evden çıkmak zorunda kalan tüm emektarlara biraz olsun minnettarlık göstermişizdir.
Ee, siz en çok neyi özlediniz?
Yorum Yazın
Eğer evde kalıyorsanız, o kadar da kötü değil. Hatta, bir bakıma güzel. Mesela ben, ailem ve arkadaşlarımla her gün online görüşüyorum, eksik olduğum konular... Devamını Gör
Virüsten öncede pek dışarı çıkmıyordum ve sosyal hayatım sıfırdı.Artık bu durum canımı sıkıyor ama şimdi de virüs var😒😒😒
yaa işte..herşey ne kadar da kıymetliymiş değil mi? Bu olay bittiğinde insanlar bazı şeylerin değerini daha iyi anlamış olarak hayatına devam edecek.hepimiz ... Devamını Gör
SAKIN SARILMA ulkedeki profil ve sapiklar ayni hala bi de ustune karantinadaydilar bi de tacizcileri cezaevlerinden salma karari aldilar. KOS KURTAR KENDINI