Dr. Henry Howard Holmes, 1886 yazında Şikago'dayken bir eczaneye gelir ve iş ister; kısa sürede de iyi bir çalışan olduğunu ispatlar. Bir süre sonra eczaneyi satın alır. Yaptığı anlaşmaya göre eczanenin eski sahibi bayan Holton üst kattaki dairede kalmaya devam edecektir. Kısa bir süre sonra bayan Holton esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolur. Holmes insanlara onun Kaliforniya'daki akrabalarını ziyarete gittiğini söyler. İnsanlar bayan Holton'un ne zaman döneceğini sormaya başladıklarında ise onun Kaliforniya'yı çok sevdiğini ve orada yaşamaya karar verdiğini söyler.
'Holmes'un Oyuncağı'
Holmes daha sonra eczanenin karşısında daha sonra buraya kuracağı ve çevredekilerin 'kale' diyeceği üç katlı binayı inşa edeceği yeri satın alır. Bu bina 1893 yılında Dünya Fuarı ziyaretçilerinin kullanması için bir otel olarak açılır. Kalenin en alt katı Holmes'un eczanesi ve diğer mağazaları için kullanılır, diğer üst katlarda ise kişisel ofisinin yanı sıra, 100'den fazla penceresiz oda ile dolu bir labirent, tuhaf şekilli koridorlar, hiçbir yere çıkmayan merdivenler, sadece dışarıdan açılabilen kapılar ve diğer birtakım ilginç dolambaçlı yapılar vardır. Holmes inşa esnasında sürekli inşaat ustalarını değiştirir. Kalenin tasarımını sadece kendisi bilmek ister.
Yapının inşası esnasında Holmes, Benjamin Pitezel isimli bir marangozla tanışır. Holmes bu marangozu daha sonra cinayetlerinde bir alet olarak kullanır. Bölge savcısı dava sırasında bu marangozu 'Holmes'ın oyuncağı' şeklinde tanımlar.
İskeletlerini Tıp Okullarına Satmaya Başlar
Otelin tamamlanmasından sonra, Holmes kurbanlarını daha çok kadın çalışanları, sevgilileri ve otel misafirleri arasından seçer. Onlara işkence eder ve öldürür. Bazılarını ses geçirmeyen ve gaz borularıyla donatılmış odalara kilitler ve onları istediği zaman oksijensiz bırakır. Bazılarını ofisinin hemen yanındaki ses geçirmeyen devasa kasa odasına kilitler ve orada havasızlıktan ölmelerini sağlar. Kurbanların bedenleri gizli bir oluktan bodrum katına düşer. Cesetler burada titizlikle parçalanır, etleri kemikten ayrılır, el yapımı iskeletler yapılır ve daha sonra bu iskeletler tıp okullarına satılır. Holmes ayrıca bazı cesetleri yakar veya onları kireç kuyusuna dökerek yok eder. Holmes burada iki büyük fırınla birlikte, asit kuyuları, farklı zehir şişeleri ve esnetme raflarına sahiptir. Tıp okulunda edindiği bağlantılar sayesinde iskeletleri ve organları kolaylıkla satar.
Holmes'in öldürdüğü insan sayısı 20 ile 100 arasında hatta 200 civarında kabul ediliyor. Bu tahminler o dönemde Holmes'in komşularının rapor ettiği otele giren fakat bir daha çıkmayan genç kadın sayısı ve kaybolan insan sayısı üzerine yapılıyor. Rakamlardaki bu çelişki o dönem Dünya Fuarı'nı ziyaret etmek için şehir dışından Şikago'ya gelen ve fakat bir daha kendilerinden haber alınamayan insan sayısının fazla oluşundan dolayıdır. Kesinleşmiş sayı ise 27. Holmes'in kurbanları daha çok sarışın kadınlardı fakat aralarında erkek ve çocuklar da vardı.
Davası ve İdamı
Holmes hapisteyken, Şikago polisi de işlediği cinayetleri araştırmaya başladı. Holmes hakkında Pitezel ve çocuklarını öldürmekten, aynı zamanda 30 civarında cinayet işlemekten dava açıldı. Holmes'e cinayetleri anlatması için dönemin en büyük gazetelerinden Hearst tarafından 7 bin 500 dolar para teklif edildi.
Holmes'un hayatı hakkında çelişkili ifadeler var. Kendisi her zaman masum olduğunu ve şeytan tarafından kullanıldığını iddia etti. Ancak 7 Mayıs 1896'da asılarak idam edildi. Ölünceye kadar sakin ve yumuşak başlı davrandı. Çok az korku ve depresyon belirtisi gösterdi. Boynu hemen kırılmadı, aksine idam sehpası itildikten sonra çok yavaş bir şekilde 20 dakikada öldü.
Time & Hürriyet & Onedio
Yorum Yazın
MS:Hadi bakalım bu kez aldıracaz sana oskarı
Leo reyiz alsın artık oscarı.
aynısını yazıyordum, hazır yazılmışı varken beğeniyim dedim :)
Scorsese cast oluştururken : 1-Leo 2-bakarız 3- bakarız 4-bakarız