Görüş Bildir
Haberler
Mahkeme Başkanı, 'Kaşıkçı' Kararına Şerh Düştü: 'Devletimizin Saygınlığına Büyük Saldırıdır'

Mahkeme Başkanı, 'Kaşıkçı' Kararına Şerh Düştü: 'Devletimizin Saygınlığına Büyük Saldırıdır'

Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin davanın Suudi Arabistan'a devredilmesine ilişkin Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz'in üst mahkemeye yaptığı itiraz oy çokluğuyla reddedildi. Mahkeme Başkanı, itirazın kabul edilmesi gerektiğini belirterek karara şerh düştü. Başkan, cinayet için 'devletimizin onur ve saygınlığına büyük saldırıdır' dedi.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Cemal Kaşıkçı davasının durma ve devredillmesi kararının kaldırılması için Hatice Cengiz'in avukatı Gökmen Başpınar tarafından İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne itirazda bulunulmuştu. 

İtirazı değerlendiren mahkeme heyeti, iki üye hakimin oy çokluğuyla itirazı reddetti.

Ancak 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Nimet Demir, ret kararına muhalefet şerhi düştü. 

Demir, muhalefet şerhinde 'Suud yetkililerinin ülkemizde Cemal Kaşıkçı’ya karşı gerçekleştirdikleri pervasız ve hunharca cinayet, ülkemizin ‘ehil belde’ vasfına, devletimizin onur ve saygınlığına büyük saldırıdır' ifadesine yer verdi.

"Karar yasaya uygun"

"Karar yasaya uygun"

Mahkeme kararında, 6706 sayılı Kanunun 24. maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı tarafından verilmiş olan kovuşturmanın Suudi Arabistan adli makamlarına devrinin uygun görülmesi kararının, 'merkezi makamın takdir yetkisi kapsamında verilmiş bir karar olduğu ve mahkemelerinin bu kararı denetleme yetkisinin bulunmadığı' kaydedildi.

İtiraz incelemesi kapsamının 'kovuşturmanın yabancı devlete devredilmesi koşullarının somut olayda bulunup bulunmadığıyla sınırlı olduğu' belirtilerek 'Kanunun 24.maddesine göre ise üst sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yürütülen soruşturma veya kovuşturmalar a) Şüpheli veya sanığın yabancı devletin vatandaşı olması nedeniyle Türkiye'de hazır bulundurulamaması veya adlî yardımlaşma yoluyla savunmasının alınamaması, b) Türk vatandaşı olan şüpheli veya sanığın yabancı devlette mutat olarak bulunması veya delillerin bu devlette olması nedeniyle devrin, gerçeğin ortaya çıkarılmasına imkân vermesi hâllerinde devredilebileceği, somut olayda ise müsnet suçun kasten öldürme suçu olduğu ve sanıkların yabancı devletin vatandaşı olmaları nedeniyle Türkiye'de hazır bulundurulamadıkları gibi adlî yardımlaşma yoluyla da savunmaları alınamadığı için madde metninde aranan koşulların gerçekleştiğinden İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 7 Nisan 2022 tarihli kararının usul ve yasaya uygun olduğu' belirtilerek itirazının reddine karar verildiği belirtildi.

Mahkeme Başkanı Nimet Demir ise karara şerh düşerek itirazın kabul edilmesi yönünde oy kullandı.

''Ne yapalım Suud yönetimi sanıkları vermiyor' acziyeti'

''Ne yapalım Suud yönetimi sanıkları vermiyor' acziyeti'

Demir muhalefet şerhinde ''Ne yapalım Suud yönetimi yargılamak için sanıkları vermiyor’ acziyeti içinde davanın devri ve sanıklar hakkında kırmızı bültenin kaldırılması; toplumun adalet, eşitlik, dürüstlük gibi değer yargılarıyla bağdaşmadığı kanaatindeyim' diye belirtti.

Demir'in şerhinde yer alan değerlendirmelerden öne çıkanlar şöyle:

  • 'Başka ülkede yargılanan ve haklarında hüküm verilen sanıklarla ilgili ülkemizde görülen davanın önceden yargılamayı yapan ülkeye devredilemeyeceği, dolayısıyla Suudi Arabistan’da yargılanan ve haklarında hüküm kurulan 11 sanıkla ilgili İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin devir kararının 6706 Sayılı Kanun’a aykırı olduğu kanaatindeyim.'

  • 'Adalet Bakanlığı’nın davanın reddine ilişkin kararında, sanıklarla ilgili ölüm cezası veya insan onuru ile bağdaşmayan bir ceza verilmesine yönelik teminat alınmadığı görülmektedir. Adalet Bakanlığı’nın, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin talebine, acele kaydıyla aynı gün verdiği teminatsız ‘uygundur’ kararı, bu haliyle 6706 Sayılı Kanun’un 11/1-d maddesine aykırı olduğu, bu aykırılık giderilmeden verilen devir kararının doğru olmadığı kanaatindeyim.'

  • 'Davanın devri her şeyden önce adaletin tahakkuku amacıyla oluşturulan 6706 Sayılı Kanun’a haksızlık teşkil edecektir. Bu çerçeveden bakıldığında, söz konusu davanın devri, sanıklar açısından ‘kendi davalarının yargıcı olmak’ sonucunu doğuracaktır.'

  • 'İddianamede Cemal Kaşıkçı’nın muhalif tavrı nedeniyle Suud yetkililer tarafından ölümle tehdit edildiği, kendisine zarar veremeyecekleri inancıyla Türkiye’de bulunduğu, bunu yakın çevresine söylediği zikredilmektedir. Cemal Kaşıkçı’nın ülkemizde bulunduğu sürece canı, malı ve ırzı; halkımızın, dolayısıyla devletimizin tekeffülü altındadır. Suud yetkililerinin ülkemizde Cemal Kaşıkçı’ya karşı gerçekleştirdikleri pervasız ve hunharca cinayet, ülkemizin ‘ehil belde’ vasfına, devletimizin onur ve saygınlığına büyük saldırıdır. Bu eylem nedeniyle kamu düzeni ciddi bir şekilde zarar görmüştür. Eylemi gerçekleştiren faillerin bulunup yargılanması, eylemleriyle mütenasip müeyyide uygulanması suretiyle sarsılan kamu düzeninin tamiri elzemdir.'

  • 'Ne yapalım Suud yönetimi yargılamak için sanıkları vermiyor’ acziyeti içinde davanın devri ve sanıklar hakkında kırmızı bültenin kaldırılması; toplumun adalet, eşitlik, dürüstlük gibi değer yargılarıyla bağdaşmadığı kanaatindeyim.'

7 Nisan'daki duruşmada devir kararı verilmişti

7 Nisan'daki duruşmada devir kararı verilmişti

Suudi Arabistan Krallığı İstanbul Başkonsolosluğu'na 2 Ekim 2018'de girdikten sonra bir daha kendisinden haber alınamayan ve daha sonra öldürüldüğü ortaya çıkan gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın katledilmesine ilişkin 26 sanıklı davanın, 7 Nisan 2022 tarihinde İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada Adalet Bakanlığı'nın olumlu görüşü üzerine durmasına ve dosyanın Suudi Arabistan'a devredilmesine karar verilmişti.

Karar sonrası Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz, 'Burada iki ülke anlaşıyor olabilir, iki ülke yeni bir sayfa açmak için yeni bir döneme giriyor olabilir ama suç aynı suç. Ve suç hiçbir şekilde değişmedi ve suçu işleyen kişiler de değişmedi. Karşımızda bir olay var. Bu olay hiçbir şey olmamış gibi, ‘Evet ülkeler anlaşıyor. Biz bundan sonra artık bu dosyayı Suudi Arabistan'a bırakmalıyız’ diye bir şey olamaz. Bu bir anlaşma yoluna gidilse bile bunun yolu bu şekilde olmamalı. Hükümetler ve devletlerin bir ilkesel duruşu olması lazım. Yani hukuk bunun için var. Ve hukuki süreci kullanmak bunun için önemli. Ben de işte benim elimden geldiği kadarıyla bu süreci devam ettireceğim.' diyerek karara itiraz edeceğini açıklamıştı.

👇

Ayrıca bakınız 👇

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
5
1
1
1
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Pasif Kullanıcı

Para için ruhunu şeytana satar bunlar.

Şu hareket ABD veya taşaklı bir avrupa ülkesinde olaydı siker atarlardı suudları ne kadar pasifize edildiğimizin halidir basitliğidir ucuzluğudur belliki hak... Devamını Gör