Meğer Çocukken Esirgeme Yurdunda Kalmış: Tanyeli'nin Filmleri Aratmayan Hayat Hikayesi
Şimdilerde pankreas kanseriyle mücadele eden ve son olarak entübe edildiği öğrenilen ünlü oryantal Tanyeli’nin zorlu hayat hikayesini biliyor musunuz?
O sahnelerin tozunu attıran, dansıyla herkesin hayranlığını kazanan bir isimdi. Ama parıltılı sahne ışıklarının ardında, çocuk yaşta yoklukla, zorluklarla mücadele eden bir hayat vardı.
Gelin Tanyeli’nin çocukluk yıllarından dans kariyerine, yurt dışındaki yaşamından hastalık sürecine kadar uzanan bu etkileyici hikayeye yakından bakalım.
Meğer çocuk esirgeme kurumunda büyümüş.

Gerçek adı Öznur Kral olan Tanyeli, 1970 yılında dünyaya geldi. Hayatı doğduğu günden itibaren kolay olmadı. Anne ve babası teyze çocuklarıydı ve evlilikleri uzun sürmedi. O, henüz iki yaşındayken ailesi dağıldı.
Bu da onun çocukluk yıllarını Çocuk Esirgeme Kurumu’nda geçirmek zorunda kalmasına neden oldu. Ailesinden ayrı, zor şartlarda büyüyen küçük Öznur, erken yaşta kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmek zorundaydı.
İlk evliliğini henüz 14 yaşında yaptı.

Çocuk yaşta evlenmek yetmezmiş gibi, 15 yaşında annelik duygusunu tattı. Oğlu Taylan dünyaya geldiğinde hayatının sorumluluğu bir kat daha artmıştı.
Gecekondu mahallesinde yoksulluk içinde yaşıyordu. Çalışması gerekiyordu ama ne iş yapabilirdi? O dönem İzmir Alsancak’ta bir mağazada çalışıyordu ama kazandığı para oğlunu büyütmeye yetmiyordu.
İşte o dönemde hayatını değiştirecek bir öneri aldı. Teyzesi sahne dünyasına kostüm diken biriydi ve ona şu sözleri söyledi: “Anneni herkes tanıyor, git dans et.”
İlk dansını İzmir’de kadın matinesinde yaptı.

Gözleri korkmuştu ama içinde büyük bir yetenek saklıydı. O yeteneği fark edenler onu İstanbul’a yönlendirdi. Daha geniş bir kitleye ulaşması için İstanbul’a gitmesi gerektiği söylendi. Cesaretini topladı, ünlülerin menajeri Ziya Akel ve Orhan Alkan’ın ofisinin adresini aldı.
Oryantal dünyasında yükselmek istiyordu ama kimse ona fırsat vermiyordu. 17 yaşındaydı, her gün menajerlerin ofisine gidiyordu. Küçük bir şans verilseydi, yeteneğini gösterebilirdi. Haftalar geçti, kimse fark etmedi. Ama pes etmedi.
Ve o büyük fırsat geldi…

Bir gün ofiste çalışan bir görevliye telefon geldi: “Prenses Margaret için oryantal seçmeleri yapılacak.” O an, Tanyeli’nin hayatı değişti. Dans etti, yeteneğiyle herkesi büyüledi ve seçildi. Ertesi gün tüm gazeteler ondan bahsediyordu.
Seçmelere katıldığında diğer oryantallerin sahne kostümleri gösterişliydi. Ama onun ne doğru düzgün kıyafeti vardı ne de sahneye çıkacak parası. “Şalım arabada kaldı” diyerek yalan söyledi.
Aslında arabası bile yoktu. Ama içeriden ona bir şal getirdiler. Dans etmeye başladığında herkes büyülendi. Çünkü onun dansı ruhunun içindeki hikayeyi anlatıyordu.
Ve işte böyle başladı sahne hayatı…
Çelik'in klibinde bile oynadı.

Tanyeli, dansıyla kısa sürede büyük bir üne kavuştu. O dönem müzik dünyasının en popüler isimlerinden Çelik’in klibinde bile oynadı. Ama yıllar sonra verdiği bir röportajda “Şimdiki aklım olsa, milyon dolar verseler bile o klipte oynamazdım. O zamanki bilincimle şimdiki aynı değil. Hayat beni yoğurdu, demledi” diyecekti.
Dans onun için sadece bir meslek değil, ailesini geçindirdiği bir yaşam biçimiydi. Ancak eğer bir seçim hakkı olsaydı, “Edebiyat okumayı çok isterdim. İçimde bir ukdedir” demişti.
İlk evliliğinden ayrılan Tanyeli, ikinci evliliğini yaptı ve 1996 yılında Avustralya’ya taşındı.

Amerika’da eğitim aldı, TOEFL sınavını geçti, Turizm ve Otelcilik eğitimi gördü. Ancak annesi hastalanınca Türkiye’ye geri döndü. Daha sonra kız kardeşi Avustralya’ya yerleşince ailesiyle bir arada olabilmek için tekrar oraya gitti.
Bayramlarda, yılbaşlarında hep sahnede olduğunu anlatan ünlü oryantal, “Bir akşamda 11 mekânda sahne aldığımı bilirim” diyerek, ailesinden ne kadar uzak kaldığını anlatıyordu.
Tanyeli, hastalığını öğrenme sürecini de şu sözlerle anlatmıştı:

“Yumurtalık kistim var diye doktora gittim. Meğer pankreas kanseriymişim. Annemi de aynı hastalıktan kaybetmiştik. Şanslı hissediyorum çünkü hastalığım erken teşhis edildi.”
Bu süreçte tedavi masraflarının ne kadar yüksek olduğunu anlatırken, bazı firmaların gereğinden fazla para talep ettiğini söyledi.
Tedavi sürecinde yanında olan isimleri de anmadan geçmedi. Ebru Gündeş’in hem maddi hem manevi desteğini esirgemediğini belirten Tanyeli, “Zara, Haluk Levent, Kenan Doğulu, Polat Yağcı ve Haluk Şentürk zor gün dostluğunu gösterdi” diyerek, destekçilerine teşekkür etmişti.
Son olarak sosyal medya hesabından iyiye gittiğini ve taburcu olacağını duyurarak herkesi sevindirmişti.

Ancak bugün sabah saatlerinde entübe edildiği haberi geldi. Oğlu Taylan, annesiyle çekilmiş bir fotoğrafını paylaşarak, “Sonsuza kadar gülümseyebilir misin? Güçlü kal” notunu düştü.
Tanyeli’nin sevenleri ve ünlü dostları destek mesajları paylaşmaya devam ediyor.

Safiye Soyman, “Canım Tanyeli’m, sen çok güçlüsün! Bu mübarek günde inşallah entübeden de kurtulursun” diyerek dualarını iletti.
Zorlu bir hayatın içinden geçen, dansıyla milyonları büyüleyen Tanyeli’nin iyileşeceğini ve güzel haberlerini en kısa sürede almayı umuyoruz. Çok geçmiş olsun. Dualarımız seninle.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın