Milli Takımımızın Tarihinde Yer Alan Yabancı Teknik Direktörler Dikkat Çekiyor
Milli Takımımızın Tarihinde Yer Alan Yabancı Teknik Direktörler Dikkat Çekiyor
A Milli Takımda bugünlerde görev Vincenzo Montella'da ancak Montella bu konudaki ilk 'yabancı' isim değil. Aksine milli takımın tarihi birçok yabancı teknik direktörle dolu. Son dönemde Lucescu ya da Hiddink ismi ile aşılan tabunun çok daha geniş bir tarihi var. Montella'nın başarıları şimdilik itirazları durdurmuş görünüyor. Ancak en ufak başarısızlıkta bu isimlerin kimliği hedef haline geliyor. Milli takım tarihimizde hangi yabancılar rol almış hep birlikte bakalım.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Milli takımımımızın ilk teknik direktörü bizden biri olmuş. 26 Ekim 1923... Cumhuriyetin ilanından üç gün önce görev Ali Sami Yen'e verilmiş. Onun ardından ise futbolu "yabancılardan öğrenmeye" karar vermişiz.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Ali Sami Yen'in ardından gelen ilk isim Billy Hunter oldu. Hunter, hem Galatasaray hem de milli takım görevini bir arada götürdü. Modern antrenman teknikleri de onunla geldi.
Daha sonra Macar isim Bela Toth geldi ve sırasıyla Fred Pagnam, James Elliot Donnelly, Ignace Molnar ve Peter Molloy görev aldı. Yani 1924 ile 1949 arası milli takım "yabancılara" emanet edilmişti.
Milli takım teknik direktörlüğü için bir türlü istikrar sağlanamıyor. Neredeyse bir yerli bir yabancıya dönülüyor. Ignace Molnar 1960'ta görev alana kadar 11 yılda McCormick, Sandra Puppo, Zarko Mihajlovic, Giovanni Varglien, Leandro Remondini görev alıyor. Puppo, Molnar'dan sonra bir kez daha göreve geliyor.
Molnar, üç kez Fenerbahçe iki kez de milli takım antrenörlüğü yaparak deyim yerindeyse bizden biri olarak diğer "misafir" yabancılardan kolaylıkla ayrılabiliyordu.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Fenerbahçe ve Galatasaray'da görev alan kişiler olduğu gibi Beşiktaşlı teknik direktörler de bu rüzgarda kendine yer bulabildi. Ljubisa Spahic de onlardan oldu. Puppo'nun ardından gelen ilk yabancı o. Sonrasında Puppo bu dönemin ardından aralıklarla iki kez daha gelmiş ve dört kez bu görevde bulunmuş bir isim olarak ön plana çıkıyor.
Nicolea Petrescu 1971 yılında göreve geldi ve sadece dört ay çalıştı. Ardından 13 yıl hiçbir yabancı hoca görev almadan teknik direktörlük koltuğu "yerli isimlere" bırakıldı.
Kalman Meszöly, 1985 yılında dört ay çalışıp görevinden ayrıldı ve 1993 yılındaki Piontek devrimine kadar başka bir hoca görev alamadı. Piontek dönemi ise tam manasıyla devrimdi.
Sepp Piontek, milli takıma ve Türk futboluna kalıcı izler bırakan nadir yabancı teknik direktörlerden oldu. Disiplin ve profesyonellikle Türkiye'yi o tanıştırdı.
27 maçta sadece 3 galibiyet alabildi ancak bıraktığı sistem ve altyapı hamleleri meyvesini o gittikten sonra verdi.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
1993'ün ardından ilk yabancı isim 2011 yılında Guus Hiddink oldu. Hiddink, bir türlü uyum sağlayamayarak, kontratındaki ilginç maddelerle gündem oldu ve pek de bir başarı sağlayamadan ayrıldı.
Bu kez bir "inşa sürecinde" göreve gelen isim Mircea Lucescu oldu. Romen teknik direktör ligimizde Beşiktaş ve Galatasaray ile başarılı oldu. Yurt dışındaki deneyimler sonrasında bir kez de milli takıma döndü. Sonuçlar iyi değildi ancak Piontek gibi sistem bırakarak ayrıldı.
Hiddink kadar tartışmalı bir diğer isim de Stefan Kuntz oldu. Kuntz, Beşiktaş'taki golcülük dönemlerinin sempatisiyle geldi ama sonuçlar o sempatiyi eritti.Ve yollar ayrıldı.
Kuntz'un ardından gelen Montella ise şimdilik yaptıkları ve vaat ettikleriyle diğer isimlerden ayrılmış görünüyor. Bu birliktelik nereye kadar gidecek bilinmez ama basının "kolay lokma" görmediği isimlerden Montella ülke içinde diğer isimlere göre hayli fazla destekçi bulmuş durumda.
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın