Muhabbet Kuşlarının Nasıl "Konuştuğu" Nihayet Çözüldü!
'Kuş beyinli' demeden önce bir daha düşünün. Muhabbet kuşlarının nasıl bu kadar net bir şekilde insan seslerini taklit edebildiği yıllardır bilinmeyen bir soruydu. Ancak Nature dergisinde yayımlanan yepyeni bir araştırma, bu sırrı gün yüzüne çıkardı. Kuşların beyni; özellikle de muhabbet kuşlarının, konuşma sırasında insan beynine benzer şekilde çalışıyor. Bu sadece kuşları değil, bizi de yakından ilgilendiriyor. İyi de nasıl? Gelin bakalım...
Muhabbet kuşları; küçük, yeşil-sarı tüyleriyle tanınan sevimli bir papağan türü.

Doğal yaşam alanları Avustralya olsa da dünyanın dört bir yanında evcil olarak besleniyorlar. Taklit yetenekleriyle tanınan bu kuşlar arasında, Guinness Dünya Rekoru’nu 1728 kelimelik kelime dağarcığıyla kıran 'Puck' gibi efsaneler bile var.
Bilim insanları bu eşsiz yeteneğin kaynağını bulmak için dört muhabbet kuşunun beynine minik elektrotlar yerleştirdi. Amaç, konuşma sırasında beynin hangi bölgelerinin aktif olduğunu anlamaktı. Araştırma sonucunda, kuş beynindeki anterior arcopallium (AAC) adlı bölgenin, insan beynindeki konuşma motor bölgesiyle neredeyse aynı şekilde çalıştığı ortaya çıktı.
Bilim insanları aynı çalışmayı, sıklıkla deneylerde kullanılan zebra ispinozlarında da yaptı.

Fakat bu kuşların beyinlerinde ses üretimi sırasında karmaşık ve çözümlenmesi zor bir sinirsel aktivite gözlemlendi. Yani bu kuşlar öğrenilmiş şarkıları tekrar edebiliyor ama doğaçlama ya da yeni ses üretme konusunda sınırlılar.
Muhabbet kuşlarında ise durum bambaşka. Beyinlerindeki her bir nöron, belli bir sesle ya da tonla birebir örtüşüyor.Her hücre bir sesin ya da harfin karşılığı ve bu da onları insanlarla aynı konuşma kodlama sistemine sahip kılıyor.
Kuşlar da konuşurken beyinlerini tıpkı bizim gibi kullanıyorlar.

Nörobilimci Michael Long'a göre kuşlar, tıpkı insanlar gibi konuşma sırasında belli kas hareketlerini kontrol eden beyin sinyallerini kullanıyor. Üstelik bu sinyaller, seslerin tonuna ve türüne göre değişiyor.
Bu araştırma yalnızca kuşlarla ilgili değil. Bilim insanları şimdi bu beyin yapısını kullanarak, otizm, afazi, Parkinson gibi konuşma bozukluklarını daha iyi anlamayı ve tedavi etmeyi amaçlıyor.
Ayrıca bu bulgular, konuşma yetisini kaybetmiş bireyler için beyin-bilgisayar arayüzleri geliştirilmesinin de önünü açabilir.

Yani bir gün, konuşamayan insanlar tıpkı bir muhabbet kuşunun çıkardığı seslerin arkasındaki sinyaller gibi yalnızca düşünerek cümle kurabilecek.
Kuşlar ile insanlar arasındaki bu nörolojik benzerlik hem hayvanlara olan bakış açımızı hem de tıbbın geleceğini şekillendirebilir.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın