Mülteci Kampında Fuhuş İddiası!
Taraf yazarı Amberin Zaman, Suriyeli mültecilerle ilgili bir ses kaydını köşesinden yayınladı.
Bunlardan birinin anlattıkları durumunun vehametini ortaya koyuyor. 22 yaşındaki Suriyeli kadın 20 gün boyunca yetkili kişi de dahil çok sayıda kişiyle ilişkiye girmeye zorlanmış.
İşte Amberin Zaman'ın köşe yazısı
Uzun zamandır mülteci kamplarında bizzat askerî ve sivil görevlilerin oluşturduğu fuhuş çetelerinin de bulunduğu yoğun olarak iddia ediliyor. Mültecilerle çalışan güvenilir bir STK’nın Taraf’la paylaştığı Suriyeli kadın mültecinin ses kaydında tarif ettikleri eğer doğruysa bu iddiaları somut hâle getiriyor. Adının ve bulunduğu kampın yerinin açıklanmaması koşuyla 22 yaşında üç çocuk annesi Suriyeli kadın mülteci geçen ay yaşadıklarını kaynağımıza şu ifadelerle anlatıyor:
“Konteynır kentte eşimle birlikte yaşıyorduk. Benden yaşça büyük olan ve güvendiğim Suriyeli bir bayanla birlikte evlere temizlikçi olarak gidiyordum. Bir gün temizlik yapmak için dışarı çıktığımızda o kadın beni bir tarlaya götürdü. Buraya niye geldik diye sorduğumda Suriyeli bayan birden üzerindeki kıyafetleri çıkarmaya, yani soyunmaya başladı. Çok korktum. O esnada bir jandarma aracı yanımızda durdu içinden inen bir adam burada ne yaptığımızı sordu ve ben ağlamaya başladım. Adam diğerlerine gitmelerini söylerken beni yanına çağırdı. Kimliğimi elimden alarak bana, gözlerimin ne kadar güzel olduğunu, bana vurulduğunu söylemeye başladı.
20 GÜN BOYUNCA...
Daha sonra bana, kimliğine el koydum, eğer şikâyet edersem veya birine söylersem benim kadın ticareti yaptığımı ve kendimi pazarladığımı söyleyeceğini, bunlardan sonra hapishaneye veya Suriye’ye gönderileceğimi söyleyerek beni tehdit etti. Daha sonra kimliği alabilmem için ertesi gün kamptan çıktıktan sonra 200 metre ilerde bir aracın beni bekleyeceğini, oraya gitmezsem tehditlerini yerine getireceğini söyledi. Korkumdan kimseye söyleyemedim. Ertesi gün dediklerini yapıtım. 200 metre ilerledikten sonra beni bekleyen araca bindim. Araçta adını ‘Ci’ diye hatırladığım ama yüzünü bildiğim jandarma komutanı ile Nizip’te bir eve gittik. Orada bana zorla sahip oldu. Bana esrar içirdi. Bunu eşime de içirmemi istedi. Bani daha sonra tekrar gelmem ve arkadaşları ile birlikte olmam için tehdit etti. Eşimden korktuğum için konuşamadım. Eşim durumumu her sorduğunda hasta olduğumu bu yüzden böyle olduğumu söyledim. Psikolojik sorunlar yaşamaya başladım. İntihar girişiminde bulundum. 20 gün boyunca her gün gitmek [fuhuş yapmak] zorunda kaldım En son dayanamayıp şikâyet ettim ama kimse hiçbir şey yapmadı Her şeyi yetkililere anlatmama rağmen yardımcı olunmadı. Beni başka bir kampa gönderdiler.”
KADIN MÜLTECİLER PAZARLANIYOR
Basınla konuşmayı ret eden kadınla yüz yüze görüşemediğimiz için ses kaydının kendisine ait olduğunu teyit etme imkânımız olmadı.
Ancak benzer iddialar Gaziantep’te çalışan Suriyeli kadın aktivist Raja Altalli tarafından da dillendiriliyor.
“Fuhuş olduğunu biliyoruz. Son olarak Kilis’te bir zihinsel özürlü Suriyeli kadın mültecinin pazarlandığını duyduk. Ama son derece hassas konular olduğu için kimse konuşmak istemiyor.”
Bu arada kampta çalışan vicdan sahibi görevliler dolaylı yollardan ihbarda bulunuyorlar.
Taraf’ın ulaştığı bir ihbar mektubunda şu satırlar yer alıyor:
“12 yaşında kız satan (çocuk gelin adıyla) çetelere ne demeli? Esat zalim. Ya bunlara ne ad konulmalı, yeter yeter. Zalimin zulmü varsa mazlumun Allah’ı var. Hadi dua edelim. Buğz edelim. Tanıdığımız etkin ve yetkin dost -arkadaş ve siyasileri şuurlandıralım.”
MAZLUMDER’e konuşan Batman Barosu Kadın Hakları Komisyonu üyesi Av. Seçil Erpolat ise, Batman’da da komisyoncular aracılığıyla küçük yaştaki Suriyeli kızların imam nikâhıyla yapılan ve ticarete dönüşen evlilikler yapılarak istismar edildiğini belirtiyor ve karşılaştıkları adli vakalardan ve duyumlardan elde ettikleri bilgileri şöyle anlatıyor:
“Bölgede komisyoncular aracılığıyla para karşılığı çocukların evlendirilmesinin çok yaygın olduğunu biliyoruz. Özellikle çocukların başlık parası adı altında belirli bir ücret karşılığında evlendirilmesi durumu çok sık yaşanmaktadır. Bu olaya Suriye ve Türkiye arasında bazı komisyoncular aracılık ediyorlar. Fotoğrafları gösterilerek kadınlar alıcılara seçtiriliyor. Genç kadınlar ya da aileleri daha iyi yaşam vaadi, az bir miktar para ya da altın vaadiyle kandırılıyor. Maalesef daha çok 15-18 yaş arası çocuklar tercih ediliyor. Ancak bu yaş 25 yaşa kadar yükselebilmekte. Çocuk yaştaki kızlar çoğu zaman evlilik amacıyla gönderildiklerini bilmeksizin, Türkiye’de yaşama vaadiyle gelmekte, yaşça çok büyük erkeklerle ailenin aldığı başlık parası karşılığı evlenmek zorunda kalmakta. Bu çocuklarla ve genç kadınlarla çoğunlukla ikinci eş olarak yapılan bu gayrı resmî evliliklerde, genç kadın, hem erkek hem diğer eş tarafından köle gibi kullanılmakta.
Bildiğimiz bir olayda, Nusaybin’de bir benzinlikte kadınların fotoğraflarından oluşan bir katalogdan seçtirilerek ikinci eş olarak bin ya da iki bin TL başlık parası karşılığı evlendirilen bir Suriyeli sığınmacı kadın, hem erkekten hem de ilk eşten gördüğü şiddet nedeniyle evden kaçarak bir kişinin evine sığınıyor. Daha sonra resmî kurumlar aracılığıyla önce Hatay’a, daha sonra Ankara’daki bir sığınma evine gönderiliyor. Bir diğer vakada ise 16 yaşındaki Suriyeli bir kız çocuğu 60 yaşlarındaki evli bir erkek tarafından 10 bin TL karşılığı satın alınıyor. Kız çocuğu getirildiği GAP mahallesindeki yaşlı adamın evine girmemek için direniyor ve elinden kurtularak kaçıyor. Mahalleli durumu karakola haber veriyor ve kız çocuğu emniyet görevlilerince götürülüyor.”
Vatan