onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Müslüman Kadınlar Haklarınızı Öğrenin!

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Müslüman Kadınlar Haklarınızı Öğrenin!

Faffa
06.10.2017 - 18:37

'Sizin kadınlar üzerinde haklarınız, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır.' (Tirmizi, Radâ', 11) Haklarınızı öğrenin kızlar!

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

1. İslam’da kadın istemediği biriyle zorla evlendirilebilir mi? Anne baba kız çocuğunu istemediği biriyle evlenmeye zorlayabilir mi?

1. İslam’da kadın istemediği biriyle zorla evlendirilebilir mi? Anne baba kız çocuğunu istemediği biriyle evlenmeye zorlayabilir mi?

Hayır,

bir kere zaten İslam’da nikah şartlarından biri iki tarafın da,hem gelin hem damadın rızaları olmasıdır, yani kadının rızası gerekir.Bu soruya direk cevap olan bir örnek olay da Peygamberimiz s.a.v. zamanında yaşanmış ve Peygamberimiz kararın kıza ait olduğunu söylemişitir:

«Yine bir genç kız Hz. Âişe’ye gelip babasının kendisini

amcasının oğluyla evlendirmek istediğini, fakat kendisinin bunu istemediğini

söylemiş, konu Resûl-i Ekrem’e intikal etmiş, Resûl-i

Ekrem de kızın babasına kızını zorla evlendirme yetkisinin bulunmadığı, bu konuda kararın kıza ait olduğu yönünde

haber göndermek isteyince kız,  Resûlellah!

Babamın yaptığını onaylıyorum. Ben babalarının böyle bir yetkilerinin

olmadığını kadınlara öğretmek istedim” demiştir. (İbn Mâce,Nikâh, 12, 1274, Neseî, Nikâh: 36)

Kızın rızası alınmadan yapılan evlendirmeler hükümsüzdür; çünkü Rasûlullah (s.a.v.):

'Açıkça izin alınmadan dul kadın, rızası sorgulanmadan bekâr

kız evlendirilemez.' buyurmuş. (Buhârî,

Nikâh, 40). Ya da «'Dul kendisini evlendirme hususunda velisinden daha ileridir. Bekar kızdan rızası sorulur» (Müslim, Nikâh 66; Tirmizî, Nikâh 12; Ebu Dâvud, Nikâh 26; Nesâî, Nikâh 31-32.)

Bakın üstelik ayette direk eşler arasındaki sevgiden bahsediyor:

Bakın üstelik ayette direk eşler arasındaki sevgiden bahsediyor:

•«Yine O'nun âyetlerindendir ki, sizin için nefislerinizden

kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratmış, ARANIZA

BİR SEVGİ VE MERHAMET koymuştur.

Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için nice ibretler vardır.» Kuran 30:21

Evliliğe hazır olgunlukta hissetmiyorsanız evlenmeyin.

Evliliğe hazır olgunlukta hissetmiyorsanız evlenmeyin.

•«EVLENME ÇAĞINA GELİNCEYE KADAR yetimleri gözetip deneyin. Onların akılca OLGUNLAŞTIKLARINI görürseniz, mallarını kendilerine teslim edin. 'BÜYÜYECEKLER de mallarina sahip olacaklar' endişesiyle onlari israf ederek, tez elden yemeyin. Zengin olan, onların malını yemekten çekinsin. Fakir olan ise, mesrû sûrette yesin. Mallarini kendilerine verdiginiz zaman, bunu sahitler karşısında yapın. Hesap görücü olarak Allah yeter.» Kuran 4:6

•Din sanki sadece kadınlarla ilgiliymiş gibi davrananlara inat erkeklerle ilgili olan kısımlarını da öğrenin:

•Din sanki sadece kadınlarla ilgiliymiş gibi davrananlara inat erkeklerle ilgili olan kısımlarını da öğrenin:
pixabay.com

•«Mümin erkeklere söyle: Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, mahrem yerlerini, korusunlar. Bu, onların arınmasını daha iyi sağlar. Allah yaptıklarından şüphesiz haberdardır.» 24:30

•Ayrıca Hz Yusuf suresinde Hz Yusuf (a.s.)

örnek gösterilir, Hz Yusuf’a kendini sunan kadından bırakın yararlanmayı kaçmıştır…

'Erkeğin en hayırlısı, kadına en iyi davranandır.' (bk. Buhâri, nikâh 43; Müslim, fedâil 68)

“size kadınlar hakkında hayırlı olmanızı vasiyet ederim. Onlar sizin hayat ortağınızdır. Allah'ın size bir emaneti olan bu kadınlarla aile yuvası kuruyorsunuz. Onların sizin üzerinizde hakları ve sizin de onlar üzerinde haklarınız mevcuttur. Bunlarla iyi geçinmek en önemli borcunuzdur. Ey insanlar, tebliğ ettiğim bu sözlerimi de iyi anladınız mı?” Veda Hutbesi

Yine bir hadisinde de şöyle buyururlar:

“Kadınların haklarını yerine getirme hususunda Allah'tan korkunuz. Onların hak ve hürriyetlerine tecavüz etmekten sakınınız. Zira siz onları, Allah'ın emaneti olarak aldınız.” (Acluni, Keşfu'l-Hafa, Beyrut, 1351, I.36)

O rahmet Peygamberi s.a.v. herkesin kız çocuğunu küçümsediği istemediği bir zamanda ve toplumda kız çocuklarını çok sevdi, değer verdi ve sevilip değer verilmesini tavsiye etti...

O rahmet Peygamberi s.a.v. herkesin kız çocuğunu küçümsediği istemediği bir zamanda ve toplumda kız çocuklarını çok sevdi, değer verdi ve sevilip değer verilmesini tavsiye etti...

•O zamanki şöyle bir ortam:

'Onlardan biri, kız ile müjdelendiği zaman içi öfke ile dolarak yüzü simsiyah

kesilir!''Kendisine verilen müjde yüzünden halktan

gizlenir. Şimdi onu, aşağılanmış olarak yanında tutacak mı, yoksa toprağa mı

gömecek? Bak, ne kötü hüküm veriyorlar!' Nahl Suresi 58 ve 59

'Diri diri gömülen kız çocuğunun, hangi günahtan ötürü öldürüldüğü

sorulduğu zaman,' 'Hangi suç yüzünden öldürüldün diye.' Tekvir Suresi 8 ve 9 

Böyle iğrenç bir ortamı, böyle vahşi gelenekleri yok eden bir baba... 

Peygamberimiz  s.a.vkızının

ismini Zeynep koyacak kadar kız

çocuğunu çok çok seven babaydı...

Zeyn Arapça zinet, mücevher demek 

eb-ebi baba demek yani  ZEYN-EB = BABASININ MÜCEVHERİ...

Üç, iki, hattâ bir kız çocuğunu, haklarını koruyarak yetiştiren babanın, Cennette kendisiyle komşu olacağını söylemiştir. (Ibn Mâce, edep 3)

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Asr-ı saadet'te, çalışma ve ticaret hayatında kadınların rolü?

Asr-ı saadet'te, çalışma ve ticaret hayatında kadınların rolü?

•Dericilik yaptığını tahmin edilen  Rayta bint Abdillah, Hz. Peygamber'e: 'Ya Rasûlallah ben zanaatkar bir kadınım, kocamın (Abdullah b. Mes'ûd) veçocuğumun bir şeyleri yok; zanaatım­la elde ettiğim ürünleri satıyorum.' der ve ailesine yaptığı harca­malarının, sevabı olup olmadığını da sorar. Hz. Peygamber, ona:

'Onlara yaptığın harcamalarda sana elbette sevap vardır.' diye cevap verir. (İbn Sa'd, et-Tabakât__VIII, 290; Nuaym,__Hilye, II, 69; İbnu'l-Esîr, Usdu'l-Gabe_,VII, 121.)

•Hz. Peygamber devri savaşlarında

kadınların, önemli tıbbî hizmetler yaptıkları bilinmektedir. Medine'de barış zamanlarında da bu hizmetleri yürüten kadınlar bulunmaktadır. İslâm tarihinin ilk resmî hastahanesi diyebileceğimiz bir çadırın, Hz. Peygamber'in mescidi içinde bu­lunduğu ve burada hicretten sonra bey'at ederek İslâm'a giren Eş­lem kabilesinden Kuaybe bint Sa'd'ın hastaları ve yaralıları tedavi ettiği kaydedilmektedir. Esasen Kuaybe'nin aç, kimsesiz ve bakıma muhtaç kimselerle de ilgilendiği ifade edilmektedir. Hendek savaşında yaralanan Sa'd b. Muaz'ın da bu çadırda Kuay­be tarafından tedavi edildiği mevcut rivayetler arasındadır.( __el-Vakıdî, el-Meğazî, II,__510, 525; İbn Hişam, es-Sîre,__III, 250; İbn Sa'd, et-Tabakât,__VIII, 291; İbn Hanbel, Müsned, VI,56; __İbnHabib, el-Muhabbar,__411.)

Peygamberimiz hanımlarıyla, danışır fikrini alırdı.

Peygamberimiz hanımlarıyla, danışır fikrini alırdı.

Peygamberimiz, ilk vahiy aldığı zaman, içinde bulunduğu sıkıntılı durumu hanımı ile istişâre etmiştir. Hz. Hatice de hem kendisini teselli etmiş ve hem de onu meseleye kesin çözüm bulacak ve doğru teşhis koyacak bir kişiye, Varaka b. Nevfel'e götürmüştür. Bu olay Hz. Hatice'nin dirayetini, soğukkanlılığını ve isabetli karar verme yeteneğini mükemmel bir şekilde ortaya koymaktadır.

Konumuzla ilgili bir başka örnek şöyledir:

Hz. Peygamber Hudeybiye seferinde barış antlaşmasından sonra sahâbîlere kurbanlarını kesmelerini ve tıraş olmalarını emreder. Sahâbîler antlaşmanın şartlarını Müslümanların aleyhine buldukları için isteksiz davranırlar; hiçbiri kalkıp da bu emri yerine getirmez, o emir verdikçe yüzüne bakarlar. Buna çok üzülen ve hatta kızan Hz. Peygamber hanımı Ümmü Seleme'nin çadırına girerek durumu ona anlatır ve danışır. Ümmü Seleme şunları söyler:

'-Ey Allah'ın Elçisi! Sen çıkıp kurbanını kes, başını tıraş et. Onların hepsi sana uyacaktır.' Peygamberimiz Ümmü Seleme'nin tavsiyesini yerine getirir. Sahabe de duyguları ile hareket etmeyi bırakır ve ona uyar.'

www.dinibil.com

Araba sürme yasağının İslam'la alakası yok!

Araba sürme yasağının İslam'la alakası yok!

Efendimiz (sav) Hazretleri Mekke’de Müslümanların maruz kaldıkları can, mal, namus emniyetsizliklerinden şikayet edip ümitsizleştikleri sırada, şu mealde bir gelecek açıklamasında bulunarak buyurmuş ki:

'Siz acele ediyor, ümitsizliğe kapılıyorsunuz. Şunu iyi bilin ki, ileride öyle mal, CAN, NAMUS EMNİYETİNİN SAĞLANDIĞI günler gelecek ki, bir KADIN Yemen’den kalkıp bindiği devesi üzerinde TEK BAŞINA Mekke’ye gelecek, Kabe’yi tavaf edip tekrar bineğine binerek tek başına memleketine dönecektir. Bu sırada yolda vahşi hayvandan başka hiçbir şeyden de korku ve endişe hissetmeyecektir!..'(Buhari, Menakıb, 25.)

Bi düşünün eskiden, makinaların/teknolojinin

olmadığı zamanda her şey insan gücüyle yapılıyordu.

Bu yüzden erkek ve kadın arasında iş bölümü vardı,

ağır olan işleri(ağır kılıçlarla savaşmak, yük taşımak, insan gücüyle inşaat vs) erkek yaparken kadın evle ilgilenip saatlerce çamaşır yıkıyor, ot süpürgeyle evi süpürüyordu vs arta kalan vaktinde de yine tıpla, ticaretle filan kas gerektirmeyen, yıpratmayan işlerde çalışıyordu vs yani ne kadar çok insan o kadar çok üretim, güç kazanç demekti devlet ve aileler için, bu yüzden çok çocuklu aileler gözdeydi, nufusu artıran bütün fırsatlar değerlendiriliyordu, nüfusun çoğalması baz alınıyordu o zamanki bütün devletlerde, mesela savaş-soykırım zamanı 1 erkek 1den fazla kadın kombosu azalan nüfusu telafi ederken 1 kadın 4 erkek kombosunun bir katkısı yoktu, bu yüzden şartlara göre evlilikler şekilleniyordu, ayrıca o zamanlarda kabileler arası savaşların engellenmesi için barış için kabileler arası evlilik önemli yer tutuyordu. Bu yüzden bu(polygami) sadece Müslümanlarda değil diğer inanç ve toplumlarda da yaygındı...

 ama şimdi gelişen eknoloji sayesinde kadın elindeki hafif silahla asker olabilir, çamaşır makinesinin düğmesine bastıktan sonra dışarda çalışmak için bebeklerini ihmal etmeden daha çok zaman bulabilir üstelik bu sefer tam tersine çok çocuklu olmak yük gelmeye başladı, insanların yerini alan makinelerden dolayı bu sefer istihdam için insan fazla gelmeye başladı. Teknolojinin yaygınlaşmasıyla birlikte bir çok şeye bakış açımız değişti, şartlar değişti, olayın özünü,amacını kaçırıp şekle takılı

kalanlar da geri kaldı...

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
feminen özellikleri yaşatma derneği. Yapıcı eleştiri+eleştiriye açık olmak+üretmek A bu arada, get a life. https://kozmikfrekans.blogspot.com.tr/2010/12/zihinlerde-reform-zaman.html?showComment=1509580858019&view=flipcard https://kozmikfrekans.blogspot.com.tr/2017/07/ust-bilinc-kadnn-gucu.html Yeni bakış açıları katabilecek ekşisözlük yazarları: https://eksisozluk.com/biri/do-diyez-minor Kuantum, Varoluş meseleleri filan http://dusunenmusluman.com/ https://eksisozluk.com/biri/mesut-bahtiyar Avrupa'daki gibi özgürlük anlayışını gayet güzel yansıtan bi yazar(ilginizi çekerse; üstelik Ateist birisi) bu da twitter adresi: https://twitter.com/mesutbahtiyar?protected_redirect=true https://eksisozluk.com/biri/mary-poppins İngiltere gözlemleri özellikle İngiliz edebiyatı-sineması filan https://eksisozluk.com/biri/edgarallanpoenunkuzgunu İronik mizah soslu yazıları (ironiden anlamayan okumasın)
Tüm içerikleri
right-dark
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
9
7
1
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
goofy

başarılı bir içerik olmuş ama arama sayfalarında bulunamaması kötü

Faffa

Teşekkür ederim

Faffa

Dinden konu açılmışken şu yorumumu da ekliyim: Yaratıcı / Tanrı / Kozmoz / Allah varsa neden kötüler, acılar var diye sorarsanız (ben de bi zamanlar sormuştum):

Faffa

Hayatın dinamiği(ilerleyişi için) için inişler çıkışlar lazım. Bi sanat eseri düşünün film, dizi veya kitap hatta bilgisayar oyunu, eğer o eserde kötü adamla... Devamını Gör

Faffa

“bin altmış yedi senesi rebiu’l-ahir sonlarında bir gün kulların çokluğunu, fakat abidlerin azlığını, zahidlerin nadir olduğunu, ariflerin de yani ariflerden... Devamını Gör