Nasıl Bir Bakış Açısına Sahipsin?

Olaylara nasıl yaklaşıyorsun, nasıl yorumluyorsun, nasıl düşünüyorsun? Bu kısa testimizi çözerek bir fikir sahibi olabilirsin.Sen olaylara gerçekçi yaklaşıyorsun. Senin için veriler, araştırmalar, analizler önemli. Bir şeyin kabul edebilmen için sana onun ispatlanması gerekiyor. Sen hayatı somut yaşayan birisin, dokunmalı, koklamalı, duymalı ve görmelisin, kısacası gözünle gördüğüne bile iyice araştırdıktan sonra emin oluyorsun. Bu gerçekçi yaklaşım seni zaman zaman, özellikle iş hayatı, okul hayatı söz konusu olduğunda bir hayli yoruyor. Ama sen bundan vazgeçemezsin çünkü senin dünyaya bakış açın gerçek penceresi. Yalanlara, oyalamalara, ertelemelere, bahanelere asla tahammül edemiyorsun. Bu yönünle biraz mükemmelliyetçiliğe de yaklaşıyorsun. Bazen çevrendeki insanlar senin bu realistliğinden sıkılıyor, yoruluyor ama etraflarında senin gibi her şart altında doğruları söyleyen birinin olmasından da son derece memnunlar. Kısacası sen 'kral çıplak' diye bağıran çocuksun.Sen olaylara kimsenin bakmadığı ya da bakmaya cesaret edemediği bir pencereden bakıyorsun. Herkesin göremediği, belki de görmek istemediği söyleri bulup ortaya çıkarmada senin üstüne yok. Bu durum senin muhalif, gıcık, uyuz, vb. şekillerde algılanmana sebep oluyorsa da sen bunu gıcıklık olsun diye değil, öyle gördüğün için yapıyorsun. En aykırı, en değişik gözlemler hep senden çıkıyor. Bu sebeple iş hayatında çok başarılısın veyas olacaksın. Çünkü kimsenin dillendiremediği öneriler, göremediği çözümler, akıl edemediği fikirler hep senden çıkıyor. Ancak bunları söylemekte sıkıntıların var, eğer üzerindeki çekingenliği atarsan, fikirlerini özgrce, korkusuzca dile getirmeyi başarırsan gelecekte çok farklı yerlerde olacağını söylemek kehanet olmaz. Kısacası sen herkesin bakıp geçtiği hama tasında suyun kaldırma kuvvetini gören Arşimet'sin.Sen belki de herkesin gördüğü ama hepsinin aynı sonuca ulaştığı bir olaydan çok farklı sonuçlar çıkarmayı beceren, olayı yorumlama biçimiyle öne çıkan yaratıcı birisin. Bir başka deyişle herkesle aynı verileri, bilgileri alıyor, aynı gözlemleri yapıyor ama çok farklı değerlendirmelere, çok farklı sonuçlara ulaşıyorsun. Çünkü sen olaylara kendi yorumunu katmaktan çekinmeyen, kendi tecrübelerini olayları yorumlama biçimine eklemlemekten imtina etmeyen birisin. Bunu farklı, değişik, vs. olmak adına yapmıyorsun, senin yaratıcı kişiliğinin bir yansıması bu. Sen satır aralarını, alt metinleri okuma konusunda uzmansın. İnsanların söylediklerinin ötesindeki anlamları görme, anlatılanın bir safha ilerisini anlama konusunda son derece başarılısın. Kısacası sen 'o balık değil resim' diyen Picasso'sun.Senin olaylara bakışın tamamen sana özgü. Her şeyi kendine göre, kendinden bir şeyler katarak, kimsenin aklına hayaline gelmeyecek şekilde yorumluyorsun. Senin tüm görüşlerin, fikirlerin, vs. tamamen özgün şeyler. Bu her zaman sizi ön plana çıkarıyor, özgür fikirlerinizi duymak insanların hoşlarına gidiyor. Eğer hayal gücünüzü kullanabileceğiniz bir ortamdaysanız, bu yönde bir eğitim aldıysanız çok şanslısınız ancak bu yönünüzü kısıtlayan bir iş kolundaysanız veya bunu kullanamayacağınız bir bölümde okuyorsanız işiniz maalesef zor. Çünkü hayal gücünüz sizin her şeyiniz. Bu hayal gücü gündelik yaşamınızda da sizi besleyen ana unsur, bu sayede çok seviliyor, insanlara pozitif enerji aşılıyorsunuz. Çevrenizdeki insanlar sizin bu neşenizden, pozitifliğinizden istifade etmek için neredeyse sırada. Son derece sosyal,aktif ve enerjik birisi olmanızın temelinde de bu hayalci kişiliğinizin katkısı büyük. Kısacası siz Peter Pan'sin.Sen 'bir de şöyle düşünsek mi?' diyen insansın. Olması gerekenin dışından bakabilen insansın. Asla çemberin içine sıkışıp kalmıyorsun, olaylara dışarıdan, sanki başka birinin gözlerinden bakmayı başarıyorsun. Bu sana son derece geniş ve farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Olayları yorumlarken asla tek kişilik düşünmüyorsun, kafanda birçok düşünce dolaşıyor ve sen bunları tek potada eritmeyi ustalıkla beceriyorsun. Bir ortamda, işte, evde, okulda, vs. her zaman öne çıkmayı başaran, dikkatleri üzerine çeken, takdir toplayan insansın. Bu senin doğalın, kesinlikle farklı olmak gibi bir kaygın yok. Seni tanımayan insanlar senin bu halini zorlama olarak algılama eğiliminde ama arkadaşların, dostların, ailen biliyor ki sen farklısın. Bunun kıymetini bilip, geliştiriyorsan harika bir iş yapıyorsun, bilmiyorsan da bu saatten sonra bileceğini umuyoruz. Kısacası siz 'Dünya mavidir, tıpkı bir portakal gibi.' diyen Paul Eluard'sın.Sen fikrini söylediğinde insanların 'nasıl ya?' dediği birisin. Kimsenin göremediğini değil, aklına dahi gelmeyeni görüyorsun. Bu sana verilmiş bir hediye aslında, çok uçlarda, çok kenarlarda geziyorsun. Bu zaman zaman, hatta çoğu zaman anlaşılmamana sebep oluyor, ama bu seni rahatsız eden bir durum değil zira anlaşılmak gibi bir kaygın yok. Sen hayatı kendi doğrularına ve kendi bildiğince yaşayan birisin. İnsanların senin hakkındaki düşüncelerini dinleyen ama onlara bağlı kalmayan birisin. Senin zincirlerin yok, seni bağlayan şeyler yok, bağımsız, özgürlüğüne düşkün, balanmayan birisin. Bu ikili ilişkilerinde sıkıntılar yaratsa da seni geröekten tanıyan insanlar bunu umursamayacak kadar seviyor seni. Sen 'yine de dönüyor' Galileo'sun.