onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Önceden Çin'de Kadınlar Neden Acı Çekmelerine Rağmen Ayaklarını Bağlardı?

Önceden Çin'de Kadınlar Neden Acı Çekmelerine Rağmen Ayaklarını Bağlardı?

Geçmişte Çin’de doğan birçok kız çocuğu, henüz küçük yaşlardayken acı verici bir gelenekle tanışıyordu. Aileleri, onların gelecekte iyi bir evlilik yapabilmesi için ayaklarını sıkıca bağlardı. Zamanla, bu uygulama sadece bir güzellik algısı değil toplumsal zorunluluk haline geldi. Ancak gelenek, kadınların hayatlarını büyük ölçüde etkiledi. Peki, ayak bağlama geleneği nasıl başladı ve neden yaygınlaştı?

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Ayak bağlamanın tam olarak ne zaman başladığı bilinmiyor ancak en yaygın hikayeye göre bu uygulama, Song Hanedanlığı döneminde (960–1279) popüler hale geldi.

Ayak bağlamanın tam olarak ne zaman başladığı bilinmiyor ancak en yaygın hikayeye göre bu uygulama, Song Hanedanlığı döneminde (960–1279) popüler hale geldi.

Rivayete göre İmparator Li Yu’nun gözdesi Yao Niang, dans ederken daha zarif görünebilmek için ayaklarını bağlamıştı.

Rivayete göre İmparator Li Yu’nun gözdesi Yao Niang, dans ederken daha zarif görünebilmek için ayaklarını bağlamıştı.

Onun küçük ve kavisli ayakları o kadar büyüleyici bulundu ki diğer soylu kadınlar da aynı görüntüye sahip olmak için ayaklarını bağlamaya başladı.

Eski Çin’de bir kadının evlenmesi, ailesinin geleceğini doğrudan etkileyen en önemli unsurlardan biriydi. Küçük ayaklar; bir kadının zarif, itaatkar ve asil olduğunu simgeliyordu.

Eski Çin’de bir kadının evlenmesi, ailesinin geleceğini doğrudan etkileyen en önemli unsurlardan biriydi. Küçük ayaklar; bir kadının zarif, itaatkar ve asil olduğunu simgeliyordu.

Bu yüzden aileler, kızlarının daha iyi bir evlilik yapabilmesi için henüz çocuk yaştayken ayaklarını sıkıca sararak büyümelerini engelliyordu.

Ayakları sadece 7-10 cm uzunluğunda olan kadınlar, "altın nilüfer" olarak anılıyor ve daha fazla rağbet görüyordu. Ancak süreç, korkunç acılarla doluydu.

Ayakları sadece 7-10 cm uzunluğunda olan kadınlar, "altın nilüfer" olarak anılıyor ve daha fazla rağbet görüyordu. Ancak süreç, korkunç acılarla doluydu.

Ayakları bağlanan kadınlar, yürümekte zorlanıyor, uzun mesafeler kat edemiyordu. Hareket kabiliyetlerinin kısıtlanması, onların ev işlerine ve ailelerine daha bağlı olmasını sağlıyordu.

Ayakları bağlanan kadınlar, yürümekte zorlanıyor, uzun mesafeler kat edemiyordu. Hareket kabiliyetlerinin kısıtlanması, onların ev işlerine ve ailelerine daha bağlı olmasını sağlıyordu.

Bu uygulama, kadınların ev dışındaki hayata katılmasını engelleyen bir kontrol mekanizmasına dönüşmüştü.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Kadınların bağımsız hareket edememesi, ataerkil düzenin bir parçası olarak görülüyordu.

Kadınların bağımsız hareket edememesi, ataerkil düzenin bir parçası olarak görülüyordu.

Küçük ayaklar bir statü göstergesi olarak kabul edilirken, aslında kadınları toplumsal hayatın dışına iten bir pranga görevi görüyordu.

Peki bu gelenek nasıl sona erdi? 19. ve 20. yüzyılda Çin’in modernleşme süreciyle birlikte ayak bağlamaya karşı tepkiler artmaya başladı.

Peki bu gelenek nasıl sona erdi? 19. ve 20. yüzyılda Çin’in modernleşme süreciyle birlikte ayak bağlamaya karşı tepkiler artmaya başladı.

Kadın hareketleri ve Batılı etkiler, bu uygulamanın kadınların sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini gün yüzüne çıkardı.

Kadın hareketleri ve Batılı etkiler, bu uygulamanın kadınların sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini gün yüzüne çıkardı.

20. yüzyılın başlarında Çin’deki reform hareketleri, ayak bağlamayı tamamen ortadan kaldırdı.

Bir zamanlar güzelliğin ve statünün simgesi olarak görülen ayak bağlama, bugün geçmişin en acımasız geleneklerinden biri olarak anılıyor.

Bir zamanlar güzelliğin ve statünün simgesi olarak görülen ayak bağlama, bugün geçmişin en acımasız geleneklerinden biri olarak anılıyor.

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

İlginizi çekebilir:

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
Sakarya Üniversitesi Almanca Mütercim ve Tercümanlık mezunuyum. Alt yazı tercümanlığı, sosyal medya içerik üreticiliği ve editörlük görevlerinde bulundum. Onedio'da yaşam ve genel kültür kategorilerinde içerik üretiyorum. Farklı kültürleri ve birbirinden ilginç hikayeleri okuyucularla buluşturmayı seviyorum.
Tüm içerikleri
right-dark
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
15
11
6
3
2
1
1
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
yoncatzn

Aşırı gerizekalı bir gelenek