Onlar Yoksa Eksiğiz! Her Sene Sabırla Heyecanla Beklediğimiz 11 Şey
Zaman su gibi akıp gidiyor… Takvimler değişse de bazı heyecanlarımız zamana yenilmiyor. Bazı anlar vardır ki kaç yaşına gelirsen gel içindeki çocuğun o heyecanını, midesindeki kelebeklerin aynı hızda kanat çırpmasına engel olamazsın. Son olarak ülkece Yaren Leyleğin Adem Amcanın kayığına konup konmayacağı ana kilitlendik. Bu hasret bugün son bulurken Yaren Leylek her sene içimizi kıpır kıpır yapan bir şeyleri sabırla ve heyecanla beklediğimizi gösterdi.
Bahsettiğim şeyler sadece içimizdeki romantik kediyi ortaya çıkaran şeyler değil elbette. Mesela fanatik sarı kırmızılı veya sarı lacivertli birisi için derbi günü, yaz tatilini iple çeken bir öğrenci için okulun son cuması veya çalışan için yılın zam ayı… Siz yoksanız bir eksiğiz!
İşte her sene sabırla beklediğimiz şeyler…
1. Yılbaşı

Yılbaşını heyecanla beklememizin pek çok nedeni var. Yeni başlangıç umudu, eğlenme ihtiyacı, gelecek için yeni kararlar alma, kış kasvetini dağıtan renkler… Yılbaşı herkes için ‘sil baştan’ hissiyatı yaratıyor. Yeni sene, yeni kararlar, yeni heyecanlar. O gün hepimiz yenilenmek isteriz, geleceğe dair yeni planlarlar belirleriz. “Bu sene yaptığım hataları bir daha yapmayacağım” yeminleri ederiz. “Yeni sene benim için yeni başlangıç” diyerek kendimize söz veririz. Hayatı sıfırlama isteğimiz, yeni yıla mutlu ve gülerek girme isteğimizden kaynaklı yılbaşını hep sabırla ve heyecanla bekleriz. O gün sadece kendimiz için yeni kararlar aldığımız bir akşam olmaz… Yıl nasıl başlarsa öyle gider mottosuyla sevdiklerimizle dolu sofrada belki de en çok kahkaha attığımız akşam olur. Zaten stres dolu hayatlarımız varken yeni yıla sadece sevdiklerimizle gülerek, eğlenerek girmeyi iple çekeriz. Yılbaşı aslında tüm güzel ve umut dolu isteklerimizi tatmin eden en büyük kolektif kutlamaların başında geliyor. Aynı zamanda tabi kış ve soğuk havadan dolayı evlere kapandığımız Aralık akşamında yılbaşının mutluluk ve sıcaklık hissi verdiği inkar edilemez. İşte bu nedenlerden dolayı her sene yılbaşını sabırla bekleriz.
2. Yeni yılın ilk saatleri... Viyana Filarmoni Orkestrası

Madem girişi yılbaşı ile yaptık yılbaşından ayrılmayan bir şey daha var: Viyana Filarmoni Orkestrası ve TRT. Yeni yılın ilk gününde televizyonlarınızı açtıysanız Viyana Filarmoni Orkestrası’nın yeni yıl konseriyle karşılaşmamanız olanaksız. Viyana Filarmoni Orkestrası 84 yıldır yeni yılık ilk saatlerinde ekranlarımızı süslüyor. Yılbaşının vazgeçilmezi olan orkestra yeni yılın ilk saatlerinde 90’dan fazla ülkede canlı yayınlanıyor. 1842 yılında kurulan Viyana Filarmoni Orkestrası’nın geleneksel yılbaşı konserini izlerken sadece sanat değil Avusturya kırlarına da doymuş oluyorsunuz… Performans sırasında Avusturya’ya dair görüntüler ekrana veriliyor. Yeni yılda bir yandan gülmelere doyarken bir yandan da bizi sanata doyuran Viyana Filarmoni Orkestrası’na da sevgi ve saygılar…
3. Eurovision

Bana X ve Z kuşağından birisini gösterin ki 'EVRİ VEY DET AY KEENNN' diye bağırmamış olsun! Ya da 'Tüvelv poyintt goo tuuuu' sözünü duyduğu an aklına Eurovision gelmesin! 1956 yılından itibaren hayatımızda olan Eurovision’a 30’u aşkın ülke katılıyor. Hayatımıza girmesi ise 1975 senesinde Semiha Yankı’nın yarışmaya katılmasıyla başladı. Nilüfer, Ajda Pekkan, Şebnem Paker, Kenan Doğulu, Can Bonomo, Hadise… ve daha birçok isim Türkiye’ye birincilik getirmek için yarıştı. Sertap Erener’in 2003 yılında Eurovision’da şampiyon olmasıyla yarışma adeta baştacımız oldu. Ta ki 2012 yılına kadar… Türkiye Eurovision’a son olarak 2012 yılında katıldı. TRT 2013 yılında kurallarda yapılan değişiklikler ve 'politik oylamaları' sebep göstererek Malmö'de gerçekleştirilen yarışmadan çekildiğini bildirmiştir.
Türkiye çekildi çekilmesine ama biz hala Eurovision'u takip etmeyi bırakmadık. Cazip gelen hem sanatçıların birbiriyle yarışması, hem hangi ülke hangi ülkeye kaç puan verdi merakı, hem de sahne şovları ve 'Bakalım hangi şarkı güzel' yorumları. Eurovision'u izlerken arkadaşlarıyla tüm akşam goygoyunu yapmayan var mıdır? Eurovision Şarkı Yarışması'nı izleyip de sahneye çıkan her ülkeye jüri edasıyla yorum yapmayan olmuş mudur hiç? Sanmam.
Eurovision’a katılmıyor olsak da yine “Bu sene hangi ülke nasıl şov yapacak?” Diye merakla bekliyoruz. Fark ülkelerin müziğini, kültürlerini izlemek için harika bir deneyim. Ülkeler birbirlerine oy yağdırırken bir yandan da dünyaya birlik ve dostluk mesajları verilerek müziğin evrensel oluşuna dikkat çekiliyor. Kendi ülkemiz yarışırken nefeslerimizi tutup izlerken yarışmadığımız zamanlarda da bir ülkeyi tutup onun kazanmasını istemek veya arkadaşlarla iddiaya girmek büyük keyif. Eurovision artık sadece TV ekranlarında değil Twitter, Instagram, TikTok gibi platformlarda da anında viral oluyor. Performanslar, puanlamalar, o meşhur “12 points go to…” anı dalga dalga yayılıyor.
4. Yaren Leylek

E tabi bugünün anlam ve önemine binaen bu içeriğimizde Yaren Leyleğe yer vermemek olmaz! Biliyorsunuz ki ülkece bir leylek sahiplendik. Adı: Yaren. Adem Amcanın Yaren'i... Bursa'nın Karacabey ilçesine bağlı leylekler köyü olarak bilinen, leyleklerin göç yolunda yer alan Eskikaraağaç köyünün sakinlerinden biri Yaren. Onu özel yapan ve tüm ülkede meşhur olmasına neden olan şey Adem Yılmaz ile dostluğu. Bölgede balıkçılık yapan Adem Yılmaz ve Yaren dostluğu 14 seneye dayanıyor. Yaren Leylek, her ay Mart ayında köye gelir ve istisnasız her seferinde Adem Amcanın kayığına konarak dostuna adeta 'Ben geldim' diye haber verir. Yaren Leylek gelince de hepimizin kalbine bahar gelmiş olur. Bugün de bahar geldi. Yaren Leylek, 14'üncü yılında da Adem Yılmaz'ı yalnız bırakmadı ve kayığına kondu. Ülkece hepimiz bu anları heyecanla beklerken elbette ki bu ebedi dostluk gözlerimizi doldurdu. Uzun yıllardır artık sadece Adem Yılmaz değil hepimiz Mart ayında Yaren Leyleğin yuvasına dönüşünü dört gözle bekliyoruz.
5. Marteniçka bileklikleri

E şimdi Yaren Leylek'ten bahsettik, 'Bahar' dedik öyleyse bahardan yine devam edelim. Karşımızda Marteniçka! Son yıllarda Mart ayıyla birlikte bileklerimiz marteniçkalar ile dolar. Balkan geleneklerinden biri olan baharın gelişi “Baba Marta” (Marta Nine) ile başlar. Marteniçka bileklikleri ise 1 Mart’tan itibaren bileklere takılan beyaz ve kırmızı yünden oluşan bir süstür. Bu bileklik yıl boyu sağlık, güç, mutluluk getirmesi amacıyla takılır. İnanışa göre marteniçka bileğe dilekler dilenerek takılır. Takan kişinin dileğinin gerçek olması için ise leylek sürüsü görmesi şart… Eğer leylek sürüsü görürseniz marteniçkanızı çıkarın, çünkü bilin ki dileğiniz gerçekleşecek!
Hadi bakalım leylek sürüsü aramaya!
6. Galatasaray-Fenerbahçe Derbisi

Her sene merakla beklediğimiz şeyler derken Galatasaray-Fenerbahçe derbisini -nam-ı diğer Kıtalararası Derbi- nasıl es geçelim? Galatasaraylı ve Fenerbahçeli taraftarlar her sene bu derbiyi iple çeker. '22 adam bir top peşinde koşturuyor' hiç demeyin çünkü bu maç diğer maçlara benzemez. Kimisi kalbini tutarak izler kimisi kalbi tutar diye hiç izlemez. Derbi heyecanı günler hatta aylar öncesinden başlar. O gün geldiği zaman da taraftarlar sabahın erken saatlerinden itibaren takımlarının mabed semtine gider ve akşam saatine kadar maçı heyecanla bekler. Bu aynı zamanda taraftarların aslında önemli bir sosyalleşme anıdır. Maç güzel geçsin diye elbet güne güzel başlanır. Gülünür, eğlenilir, yer, içilir, totemler yapılır. Sadece sarı-kırmızı veya sarı-lacivertli taraftarlar değil diğer takımlarda bu derbiyi nefesini tutarak izler. Kaos, kavga, takımların-taraftarların atışması, karşı takıma yapılacak taraftar koreografisi günler öncesinden konuşulmaya başlanır. Hatta o gün dışarda olmanız pek tavsiye edilmez. Ya kendinizi beste söyleyen taraftar kalabalığı arasında bulursunuz ya da trafikte.
7. Hafta sonuyla birleştirilen bayram tatilleri

Her yeni yıla girdiğimizde en çok merak edilen ve araştırılan konu bayram tatilleridir. Bayram tatili hangi tarihe denk geliyor diye araştırılır 4 gün mü olacak 1 hafta mı olacak tartışması yapılır. Bayram tatili 1 haftaya çıkarılırsa hele de hafta sonuyla birleştirip 9 güne çıkarılırsa kimse kimsenin keyfine değmesin valla! Hem öğrenciler için hem de çalışanlar için adeta bir nimet! Yoğun iş temposu, okul stresi, hayat yükü derken hepimizin bir molaya ihtiyacı var. Bayram da bu streslerden uzaklaşmak için iyi bir fırsat.
Telefonlar az çalıyor, çalışma grupları sessize alınıyor, maillere bakılmıyor; “Ben bu tatili hak ettim” duygusunu yoğun olarak yaşıyoruz. Metropollerde yaşayanlar için kaçış fırsatı olan bu tatiller hepimizin dört gözle beklediği bir zaman dilimi. Bir yandan uzun zamandır görmediğimiz sevdiklerimizi görürüz bir yandan da kalabalık aile sofralarının tadını çıkarırız. Hayat koşturmacası arasında arka plana attığımız kim varsa bayramda gönlünü almak için harika fırsat. Bir yandan bizi dinlendiren bir yandan da sevdiklerimizle bir arada olma fırsatı veren uzun bayram tatilleri bu nedenle her sene sabırla beklediğimiz şeylerden biri.
8. Şampiyonlar Ligi Finali

Futbol severler için akan suyun durduğu ana geldik: Şampiyonlar Ligi Finali! Şampiyonalar Ligi Finali’nin bu kadar önemli olmasının nedeni futbolun zirvesini temsil etmesi! Avrupa’nın en güçlü takımlarının tüm kozlarını paylaştığı bir arena bu final. Kazanan kıtanın en büyüğü unvanını alırken “Avrupa’nın Kralı” olarak anılıyor. Bu elbette bir takım kulübü için en prestijli başarılardan biri. Sadece takım için değil taraftar için de gurur kaynağı. Futbolseverleri ekrana kiltleyen Şampiyonalar Ligi Finali tüm dünyanın konuştuğu tek konu haline geliyor. Çünkü futbolseverler dünyanın en prestijli takımlarını ve efsane isimlerini bir arada izleme imkanı buluyor, “Ronaldo mu Messi mi?” Tartışmaları yeniden alevleniyor. Final günü futbol meraklıları için adeta bayram günü gibi. Tribünlerin coşkusu, futbolcuların performansı ekran başındaki milyonları etkiliyor. Futbol meraklısı bir partneriniz varsa ekranda da Şampiyonlar Ligi Finali varsa plan yapmamanız gerektiğini şimdiden hatırlatalım...
9. Oscar Ödülleri

Türkiye'de ayılıp bayıldığımız bittiğimiz pek çok yapım olsa da bir Oscar'ımız yok. Ancak bu Oscar Ödülleri'ni izlemediğimiz anlamına gelmiyor. Tüm dünyanın kilitlendiği Oscar Ödülleri'ne biz de kilitleniyoruz elbette. Hangi yapım, hangi yönetmen ödül almış veya kim şık kim rüküş bir numaralı gündemimiz oluyor.
Sinema dünyasının en prestijli ödülü olan Oscar Ödülleri bir film veya oyuncu için zirveye çıkmak anlamını taşıyor. Sadece sinema severlere değil moda meraklılarını da kırmızı halı yürüyüşleri unutulmaz an yaşatıyor. Hollywood ışıltısının zirve yaptığı gece ertesi gün kim şık kim rüküş tartışmaları alıp başını gidiyor. Oscar adayı veya kazanan filmler herkes için bir ‘izlenecekler listesi’ oluşturduğu da bir gerçek. Her yıl törende sahneye ödülünü almaya gidenlerin yapacağı konuşma da merakla bekleniyor. Politik duruşlar, sosyal mesajlar, toplumsal gündemler oyuncular aracılığıyla dünyaya duyuruluyor. Sadece hangi filmlerin kazandığı tartışılmıyor ünlü isimler tarafından sergilenen duruş da küresel tartışma alanını doğurmuş oluyor. Oscar, yıllarca konuşulacak olaylara da sahne oluyor. Leonarda DiCaprio’nun Oscar zaferi, Will Smith’in tokadı bu anlardan sadece birkaçı…
10. Maaş zammı

Kimi çalışan için kutlu ay kimi çalışan için ise istifa ayı. Parayı kim sevmez ki? Hele bir de verdiğin emek karşılığında aldığın paranın tadı başka oluyor. Şimdiler de emeklerimizin karşılığını alamadığımız bir gerçek ama her yıl maaş zam ayı geldiği zaman hepimizi bir stres alıyor. Çalışan zamları, emekli zamları yıl başladığı andan itibaren ülkenin en önemli gündemi oluyor. Uzmanlardan aylar boyunca yeni yeni tahminler geliyor. Birisi '500 lira zam yapılacak diyor, kimisi '10 bin lira zam yapılacak' diyor. Bize pinpon topunu izler gibi izlemek düşüyor. Çalışanlar arasında kimi zaman patronun kulağına gitmeyecek oran tahmini muhabbetleri yapılır, bazen de patronun kulağına su kaçırmak için sesli konuşulur. Herkes az çok ne kadar zam alacağını tahmin eder. Zam öncesi bir araya gelinip 'Acaba zam ne kadar olacak?' muhabbeti yapılırken zam günü herkes sus pus olur, çünkü yazılı olmayan bir kural vardır: Maaşını kimseye söyleme!
Kimisi için sevinç kimisi için hüzün ayı olan zam ayını iple çekmemizin nedenleri de bunlardan birkaçı...
11. ⭐️BONUS⭐️ Seçim

Türkiye'de yaşayan 7'den 77'ye her vatandaşın hatrı sayılır siyaset ve ekonomik bilgisi vardır. Bu bilgilere sahip olmamız siyasete veya ekonomiye ilgi duymamızdan kaynaklanmıyor; ne yazık ki ülkenin içinde bulunduğu durumdan kaynaklanıyor. Seçim bilgimiz, metrelik seçim pusulasını küçücük kağıda sığdırma yeteneğimiz ve bilgimiz konusunda diğer ülkelere ders verebilecek donanıma sahibimiz. Aman ha sakın kağıdı fazla yalamayın, bu sefer zarfınız oy pusulanız yırtılabilir, yırtılan pusula da geçersiz sayılır! Al sana Oy Verme Kuralları 101.
Seçim konuşmadığımız bir yıl hiç yok. Mesela normal şartlara göre genel seçimler 2028'de yapılacak. Ancak Türkiye'de hiç normal şart olur mu!? Normalliğe alerjimiz mi olduğu yoksa seçim bağımlılığı mı yaşıyoruz bilinmez ama şimdilerde erken seçim ihtimali konuşuluyor. Başka ülkelerde seçime katılım azlığı dikkatimizi çekerken Türkiye'de 'Oy kullanmayacağım ben ya' diye konuşan arkadaşlarımız şiddetle karşı karşıya kalabiliyor...
Oy kullanmanın bir adabı da var. Sabah erkenden uyanılır, sandıklar daha sıralara yerleştirilmeden okullara gidilip sıraya girilir. (Dedem seçim sabahları erkenden uyanır takım elbisesini giyerek saat 08.00'de oy kullanacağı sınıfın önünde beklerdi...) Çünkü ülke yönetiminde söz sahibi olmak öyle kolay iş değildir! Disiplin gerektirir, sorumluluk getirir. 'Sen görevini doğru ve layıkıyla yap ki seni temsil edecek parti de işini doğru yapsın' şiarıyla hareket edilir. Seçim zamanı bazı parti mensupları için hüzün bazı parti mensupları için de zaferdir. Kimi seçmen 'Bu ülkeden bi' cacık olmaz' sözleriyle öfkelenirken kimi seçmen tuttuğu takım şampiyon olmuş gibi kornalarla caddelere kutlamaya gider. Seçim zamanı goygoyları da bu anı sabırla beklememizin nedenlerinden biri. O gün yapılan espriler, goygoylar kolay kolay bulunmaz. Seçim Türkiye için sadece ülkenin kaderini belirleyen bir olay değil, 'görüşdaş'larımızla bir olma fırsatını sunan yegane gözbebeğimiz!
Peki sizin her sene merakla beklediğiniz şey nedir? Yorumlarda buluşalım!! 👇 👀
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Herhangi bir EU ülkesi için evet, bu dediklerin geçerli olabilir ama TR'de yılbaşı demek zam demek. Eurovision zaten katılmıyoruz. Marteniçka.. hadi ben bilm... Devamını Gör
🤢🤢🤮🤮
"Akıllı Sıralama" filtresinde tüm yorumlara ulaşamıyor olabilirsiniz.
Rahatsız edici veya saldırgan yorumlar, "Tarihe Göre" filtresi altında yer almaktadır.