Osmanlı Hanedan Üyesi Kenize Murad'ın CIA İlişkisi Ortaya Çıktı
Osmanlı hanedanı üyelerinin büyük kısmı yurt dışında birbirlerinden farklı hayatlar sürdü. Hayat onları farklı mesleklere ve kariyerlere götürdü. 5. Murad'ın torunu Kenize Murad da zorlu geçen çocukluk ve gençlik yıllarının ardından ünlü bir yazar oldu. Ancak İngiliz The Times'ın ortaya çıkardığı belgelere ve iddialara göre Murad bir dönem Amerikan istihbarat servisi CIA adına muhbirlik yapmıştı.
The Times'ın aktardığına göre ünlü yazar 1973 yılında CIA tarafından “UNPOLO/1” kod adıyla muhbir olarak görevlendirildi.

Babası olan ve Hindistan’ın bağımsızlığı için savaşan Müslüman Hint prensi Sacid Hüseyin Ali'yi 21 yaşında öğrenen ve annesinin erken ölümünün ardından zorlu bir çocukluk geçiren Murad yazarlığının yanında savaş muhabirliğiyle de biliniyor. V. Murad’ın kızı Hatice Sultan’ın kızı Selma Rauf Hanım Sultan’dan olan ve 1939 yılında Paris’te dünyaya gelen Kenize Murad'ın CIA öyküsü ise bir hayli ilginç.
Ünlü yazar gençlik yıllarında uzmanlık alanı olan Ortadoğu üzerine gazetecilik faaliyetleri yürütüyordu.

Amerikalı bir diplomat kendisine Çinli diplomatlar ve ABD'nin Yakındoğu hedefleri üzerine casusluk yapması için bir teklifte bulundu ve Murad da bu teklifi kabul etti. Kendisi tekliften bir ay sonra bu işi yapmaktan vazgeçtiğini bildiren bir mektubu CIA’ye gönderdi.
Ancak The Times'ın iddiasına göre Kenize Murad bu görevde 73-79 yılları arası olmak üzere 6 yıl devam etti.

Murad teklifi kabul etmesinin nedenini CIA'in sol görüşlü gazetecileri nasıl işe aldığını görmesi ve kitabı için malzeme çıkarması için olduğunu öne sürüyor. Ancak korktuğundan bu düşüncesinden vazgeçtiğini de belirtiyor. 6 yıllık muhbirlik kaydını ise bürokratik bir hata olarak yorumluyor.“Aptal olduğumu ve korkunç bir intikam riski almadan CIA hakkında yazamayacağımı fark ettim. Onlara, onlar için çalışabileceğime inandırarak bir oyun oynadığımı bile söylememeliydim. Hatta adamla yüzleşmekten bile korkuyordum, bu yüzden üzgünmüş gibi davranarak, yapabileceğimi düşündüğümü ama yapamadığımı söyleyen bir mektup gönderdim. Hayatımda hiçbir zaman bir Amerikan gizli servisi için çalışmadım veya çalışmayı düşünmedim.”
Ancak Times'ın ulaştığı belgede ilginç bir detay var.

1979’da İran’daki ihtilal sırasında Tahran ABD elçiliğinde bulunduğunun kanıtı olan belge kağıt öğütücüsüne atıldı. Sonrasında bu belge İranlı halı dokumacıları tarafından bir araya getirildi.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Bunların dedeleri vatanımızı ingilizlere fransızlara italyanlara yunanlılara bırakıp da kaçmadı mı? Şimdiki "osmanlı torunuyuz" diye geçinenler de aynı yolda.
Şaşırmadık :D Anadolunun köylüsü olarak hain ben çıkmayacaktım herhalde :d
Hanedan üyesi değildir. Aile üyesidir.