Günümüz Ekonomisinde önemli bir yere sahip olan İnsanların kazanmak için büyük uğraşlar verdiği paranın tarihi gelişimi yıllar öncesine dayanmaktadır.Para, mal veya hizmetlerin değişim aracı olarak tarih boyu kullanılan bir araçtır. Dilimize, küçük parça anlamına gelen Farsça “pare” kelimesinden geçmiştir. Lira ise, İtalyanca üzerinden, Latince terazi anlamına gelen “Libre” kelimesinden dilimize geçmiştir. Para, bir ülkenin egemenliğinin ve özgürlüğünün ifadesi olduğundan kendini güçlü hisseden ülkeler kendilerine ait para basarak egemenliklerini çevresine ifade etmiştir.Parayı ilk kullanan uygarlık Lidya uygarlığı olarak bilinmektedir. Frigyalıların yıkılması sonrasında M.Ö. 687 yılında, Anadolu’nun batısında Gediz ve Menderes nehirleri arasında, Kral Gigges hükümdarlığı altında (Lidya) adında bağımsız bir devlet kuruldu. Bu ülkenin başkenti günümüzde Manisa-Salihli civarında bulunmuş olan Sardes şehridir. Sardes, o dönemin en zengin şehirlerindendi. Lidyalılar Kral yolu olarak bilinen; Asya’dan gelen malların Ege Denizi’nden Avrupa’nın önemli limanlarına taşınması sayesinde yüksek miktarda gelir elde etmekteydiler. Lidyalılar dünyanın diğer bilinen devletlerin halklarıyla büyük ticari faaliyette bulunmuşlardı. Bu ticari faaliyetler sonucu kültürel, teknolojik ve ticari alanda büyük ilerlemeler kaydederek komşularına göre üstün konuma gelmişlerdi. Ticari faaliyetler önceleri mal değişimi aracılığıyla yapmaktaydı. Bu durum insanları belli zaman sonra pek tatmin etmemeye başladı. Lidya halkı kazandıkları ürünleri ve malları takas usulu ile değilde ellerinde kalabilecek ve biriktire bilecekleri bir şekilde olmasını istediler. Bunun sonucunda Kral Gigges tarihte ilk para olarak kabul edilen ve insanların birbiriyle ticaretinde değişim aracı olarak kullanılan araçlar üretmiştir. İlk paralar Lidya’nın başkenti Sardes şehrinin ortasında akan Pactolus (PAKTALOS) nehrinin alüvyonlarındaki altın, gümüş, alüminyum, nikel ve tunç karışımından yapılmış, üzerinde Lidya kralının arması olan kartal başı figürlü metal külçeler halinde üretilmiştir. Croesus (Karun)döneminde külçeler altın ve gümüş olarak ayrı ayrı basılmıştır. M.Ö. 700’lü yıllarda Asur hükümdarı Senherib döneminde basılmış gümüş külçeler bulunmuş olmakla birlikte bunlar herhangi bir yazılı kaynakta belirtilmemiştir. Lidyaların ürettiği paralar ünlü tarihçi Heradot tarafından kayıt altına alınmış olduğundan parayı Lidyalıların keşfettiği söylenmektedir.İslamiyette ilk para 639 yılında Hz. Ömer döneminde basıldı. Dünya üzerinde ilk kağıt para ise (banknot) 806 yılında Çin’de basıldı. Avrupada ise ilk kağıt para 1660 yılında İsveç/Stokholm’de basıldı ve kullanıldı. Bundan birkaç yıl sonra da İngiltere'de kağıt para kullanmaya başladı. Amerika Kıta’sında kağıt para 18. Yüzyılın başlarından itibaren kullanıldı.Osmanlı döneminde ilk para Orhan Gazi döneminde gümüş akçe olarak basıldı. Fatih Sultan Mehmet döneminde İstanbul’un fethinden sonra altın sikkeler basılmaya başlandı. Yine Fatih Sultan Mehmet döneminde dünyanın en büyük darphanesi İstanbul-Simkeşhane’de kuruldu. İlk başta, para basımı bu binada yapılmaktaydı. Sonrasında para basım işlemi daha güvenli olması amacıyla Topkapı Sarayı’nın içinde yapılmaya başlandı. Osmanlı döneminde, Abdülmecid tarafından 1840 yılında dolaşıma çıkarılan “Para yerine geçen kağıt anlamına gelen “Kaime-i Nakdiye-i Mutabereler kullanıldı. Bunlar banknot olmaktan ziyade hazine bonosu gibi faizli borçlanma senedidir.Birinci dünya savaşı sırasında, Osmanlı Hükümeti’nin, İngiliz-Fransız ortak kuruluşu Osmanlı Bankasından, kağıt para basma isteği geri çevrilmişti. Bunun üzerine hazinedeki altın ve Alman Bonoları karşılık gösterilerek, 1915 yılından itibaren Evrak-ı Nakdiye adına yeni banknotlar basıldı. Bunlar 1927 yılına kadar tedavülde kaldı.Cumhuriyetin ilk yıllarında Lira, Kuruş, Para adları verilen para birimleri kullanılmıştır. Para, Liranın kırkta birine denilmekteydi. 1924 yılında 100 paralık banknotların basıldığı söylenmektedir. Bunun yanında metal 10 para da basıldı. Para birimi olarak para Osmanlı devleti zamanından beri kullanılmaktaydı ve Cumhuriyetin ilk yıllarında da kullanımı devam etti. Tamamı gümüşten oluşacak şekilde basılan 5 ve 10 paralar Abdulhamit döneminde sadece %10 gümüş içerecek şekilde basılmaya başlandı. Bu paranın değeri çok düşük olduğundan da, değersiz olduğunu belirtmek amacıyla bunlar için Metelik kelimesi kullanıldı. Günümüzde de yaklaşık 160 çeşit para birimi tedavüldedir.
Yorum Yazın