onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Polisiye-Gerilim-Macera Kitap Tutkunlarına 8 Muhteşem Kitap Önerisi

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Polisiye-Gerilim-Macera Kitap Tutkunlarına 8 Muhteşem Kitap Önerisi

Ömer Sevimli
20.09.2015 - 17:58

Bir Japon atasözü der ki; ''Kitap ruhun ilacıdır'' . Kimimiz kitaplardaki aşka, kimimiz maceraya, kimimiz hüzüne kaptırır kendini. Ama macera romanlarının yeri ayrıdır. İşte Onedio ekibi olarak 10 adet sürükleyici Polisiye- Gerilim- Macera kitabı önerisi;

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

1) Kızıl Nehirler

1) Kızıl Nehirler

Kalbinize güvenmiyorsanız ya da ocakta yemeğini varsa, bu kitabı okumaya başlamayın. Grange'nin sınır tanımayan hayal gücü, sürekli artan gerilim, etkileyici karakterler, birbirinden korkunç cinayetler; hepsi daha ilk satırlardan itibaren size hükmedecek... 'Kızıl Nehirler' sadece Fransa'da 450 000 sattı ve 20 dile çevrildi. Soluk kesen bir tempo. İnsanı hemen saran bir hikaye. Çok gerçekçi şiddet sahneleri. İki sıradışı insanın çevresinde gelişen olaylar: biri enerji dolu, tecrübeli bir polis, diğeri sokaklardan gelme Mağripli bir çaylak... 'İnsanı daha ilk sayfalardan itibaren sarsan, altüst eden, yutan o kitaplardan biri. Sizi sürekli olarak gerilimin sınırlarında dolaştıracak; akkor haline gelmiş bir telin üzerinde yürüyormuş hissi verecek kusursuz bir thriller.' Hemen kitabın konusunu şöyle anlatayım, 

Fransa'da bir üniversite kasabasında işlenen sır dolu cinayetleri konu alıyor.Bu cainyetleri aydınlatma görevi Pierre Niemans adında cinayet dedektifine verilir.Bu dedektif çok agresif ve bazı olaylarda sert davrandığı için bu kasabaya sürülür.Ortağı ile bu cinayetleri aydınlatması için görevlendirilir.Kasabanın adı Guernon'dur.Kasabanın üniversitesi ise ilginç bir özelliğe sahiptir.Herkes birbiriyle evlenmektedir.Yani üniversitede çalışanlar genelde aralarında evlenmektedirler.Yalnız diğer bir özelliği ise üniversite öğrencileri de hep seçilmiş ve hertürlü organizasyonda birinciliğe oynamaktadırlar.Sayılarının az olması da sanki öğrencilerin bilim adına yetiştirildiğini göstermektedir.Birgün Üniversite'nin kütüphane sorumlusu dağlık bir alanda ölü bulunur.Bulunduğunda ise cenin pozisyonudadır ve bir kayalık alanın içerisine bırakılmıştır.Ayrıca cesedin gözleri büyük bir titizlikle alınmıştır ve ceset üzerinde adeta işkence yapılmıştır.Bazı uzuvları da kesilmiştir.Bu cesedi dağlık alanda spor yapan bir bayan bulmuştur.Daha sonra buna benzer cinayetlerde işlenmeye başlayınca konu ciddileşmiştir.Komiser Niemans ve Teğmen Abdouf açısından işlenen yeni cinayetler, yeni ipuçlarını da beraberinde getirmektedir. Öldürülen üç kurban da üniversite bünyesinde çalışmaktadır. Buradan yola çıkan kahramanlarımız, üniversite hakkında çok çarpıcı gerçekleri öğrenecekler ve kurbanların o kadar da masum olmadıklarını anlayacaklardır.

2) Hayvan Mezarlığı

2) Hayvan Mezarlığı

Mutlu bir aile ormanlık arazide büyük ve güzel bir ev satın alır ve gizemli olaylar hakkında konuşan komşuları vardır. Tabi o korku hikayelerinde olay evde geçiyordur ama burada arkadaki patikaya gidiyoruz; Hayvan Mezarlığına ve ötesine.

Louis Creed Maine Üniversitesi'nde çalışmaya başlayan bir doktordur. Kızı Ellie, oğlu Gage ve karısı Rachel ile birlikte  kredi borçlarının altına aldıkları evlerinde klasik bir aile yaşantısı sürmektedirler. Karşı komşuları olan Jud ve Norma aileye sıcak bir karşılama yapmıştır ama Louis kitabın sonlarında oraya hiç taşınmamış olmayı dileyecektir.

Stephen King'in okuduğum ilk romanıydı, çok mu korkunç hayır ama evde yalnızken ve gece saatlerinde okursanız bir de üstüne arada (nedense tam da korkunç sahnelerde) evden sesler geliyorsa fazlasıyla korkuyorsunuz. Akıcı bir dili var, en sevdiğim yanlarından birisi de karakterlerin iç sesleriyle konuştukları kısımdı. Yaşadıkları karşısında mantık kurmaya çalışıyor kahramanlar fakat aslında her şey önceden belirlenmiş gibi. Bana göre saçma kısımları da vardı ve bazı yerlerin ucu açık bırakılmıştı. Okuduğum ilk korku kitabı olduğundan olsa gerek o eksilerini görmezden geldim ve kitap bende 5 üzerinden 5 puan aldı.

Stephen King, o gerilim romanlarının efendisi, betimlemeleriyle olayları sanki bizzat izliyormuşsunuz gibi bir hava veriyor.

3) 22/11/63

3) 22/11/63

22 Kasım 1963'te, Dallas'ta üç el silah sesi duyuldu, Başkan Kennedy öldü ve dünya tarihi değişti. Peki, bütün bunları değiştirme şansınız olsaydı? Kendi kuşağının sosyal, kültürel ve politik meselelerini sindirmiş bir yazar olan Stephen King, bu mükemmel kurgulanmış gövde gösterisinde okuyucuları geçmişe uzanan inanılmaz bir yolculuğa çıkarıyor. 

Her şey Maine'deki Lisbon Falls kasabasında yaşayan ve fazladan iki kuruş kazanmak için sınavlara hazırlık derslerine giren 35 yaşındaki İngilizce öğretmeni Jake Epping'le başlıyor. Öğrencilerinden kompozisyon ödevi olarak hayatlarını değiştiren bir olayı yazmalarını isteyen Epping, nefesini kesen bir ödevle karşılaşıyor: Harry Dunning'in babasının elli yıl önce eline çekici alıp ailesini katlettiği gecenin tüyler ürpertici hikâyesi. O kompozisyonu okuduğu an, Jake için bir dönüm noktası. Tıpkı 1963'ün ABD tarihi için bir dönüm noktası olması gibi… Kısa süre sonra kasabadaki lokantanın sahibi ve Jake'in arkadaşı olan Al, ona bir sır veriyor: Deposu, aslında geçmişe, 1958'deki belirli bir güne açılan bir geçit. Ve Al, Jake'ten saplantı haline getirdiği görevi devralmasını, Kennedy suikastını engellemesini istiyor. Böylece Jake, George Amberson olarak Ike, JFK ve Elvis'in, büyük Amerikan arabalarının ve fiyonklu çorapların dünyasında, herkesin her yerde sigara içtiği bir Amerika'da yeni bir hayata başlıyor. Maine'deki Dunning ailesinin yaşadığı boğucu Derry şehrinden, Jake'in hayatının aşkıyla karşılaştığı Teksas'taki sevgi dolu Jodie kasabasına, Lee Harvey Oswald'a ve Dallas'a uzanan bu romanda; geçmiş, geçmiş olmaktan çıkıp gerilim ve heyecan dozu yüksek bir maceraya dönüşüyor. 

Zamanda yolculuk hiç bu kadar inandırıcı ve bu kadar ürkütücü olmamıştı!

4) Olasılıksız

4) Olasılıksız

Bir sabah, yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınızı düşünerek uyandınız. Bir saat sonra, onunla sokakta karşılaştınız. Sizce bu sadece bir tesadüf mü, yoksa çok daha farklı anlamı olabilir mi?Siz hiç Loto’da büyük ikramiye kazanmadınız. Ama birileri kazanıyor. Hem de sürekli! Onlar sizden daha mı şanslılar?Şans nedir gerçekten? İçinizde bütün paranızı kırmızıya yatırmanız gerektiğini söyleyen bir his var. Bu his bir öngörü müdür? Yoksa daha fazlası mı?Yolda gidiyorsunuz. Kafanızı çevirip yandaki küçük parka baktınız ve bir anda bu anı daha önce de yaşamış olduğunuzu hissettiniz. Evet, Deja Vu. Sizce nedir Deja Vu; Geçmiş mi, rüya mı, yoksa geleceği mi görüyorsunuz?Eğer siz de kontrölün kimde olduğunu merak ediyorsanız, ‘Olasılıksız’ tam size göre bir roman.__BİTİRMEK İÇİN YARINI, BAŞKASINA ANLATMAK İÇİN BİTİRMEYİ BEKLEMEYECEKSİNİZ.

‘Olasılıksız demek yetersiz kalacaktır. İnsanı adeta büyüsü altına alan bu hikayede, Adam Fawer, bilim, felsefe, entrika ve maceradan ortaya bir başyapıt çıkarmış.”

Clive Cussler__

5) Sisle Gelen Yolcu

5) Sisle Gelen Yolcu

Benliğin karanlık sularında dolaşan “bavulsuz yolcu”

Tren raylarında bulunan, hafızasını yitirmiş bir adam… Aynı yerde, bir bakım çukurunda çırılçıplak bir ceset... Ve olay üzerine polis tarafından çağrılan psikiyatr Mathias Freire… Polis, hafızasını yitirmiş adamı sorgulamak isterken, Mathias kendisinde de aynı kişilik hastalığı olduğunu fark eder. Acaba aranan seri katil kendisi midir?

Geçmişini hatırlamayan bir psikoloğa bir çok kez öldürme girişiminde bulunulur. Fakat neden? O hiçbir şey yapmamıştı ki. En azından öyle hatırlıyordu. Aslında geçmişle ilgili hiçbir şey hatırlamıyordu. Yapılan saldırılara bir anlam vermesi lazımdı. Bu yüzden de, geçmişiyle yüzleşmesi!

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

6) Mezarcı

6) Mezarcı

'Affet beni, Peder, günah işledim!'

İşte Tate, o bir dedektif. Christchurch'ün en yeni ve öldürmekten vazgeçmeyen psikopat seri katilinin izini sürmek üzere zorlu bir yarışa girişti. O, ölülerin bile güvende olmadığı dehşet dolu bir dünyaya istese de istemese de bulaştı. Katili bulmakta başarılı olamazsa yargılanacak tek kişi Tate'in ta kendisi olacak…

7) Nemesis

7) Nemesis

Çağdaş polisiyenin en etkileyici başkahramanlarından Harry Hole ile tanışın...

Oslo'da bir banka soygunu sırasında banka görevlisi öldürülünce, Dedektif Harry Hole soruşturmaya dahil olur. Harry, hiçbir iz bırakmayan soyguncunun peşindeyken, eski kız arkadaşı Anna'nın yemek davetini kabul eder. Akşam yemeğinin ertesinde kendi evinde uyandığında, son 12 saatte neler olduğunu anımsayamadığını fark eder. Anna ertesi gün ölü bulunur, çok geçmeden o geceden haberdar olan biri Harry'yi tehdit etmeye başlar. Harry Hole hem kendini temize çıkarmak, hem de devam eden banka soygunlarını durdurmak zorundadır.

8) Leyleklerin Uçuşu

8) Leyleklerin Uçuşu

Göçmen kuşlardır Leylekler. Her bahar Avrupa'ya gelir, yaz sonunda tekrar Afrikaya doğru yola çıkarlar. Ama bu yıl geri dönmeyecekler... Louis Antioche'un kayıp leyleklerin sırrını çözmek için çıktığı yolculuk kısa sürede kabusa dönüşür. Parçalanmış cesetler, nereden çıktığı belli olmayan katiller... Arayışı onu, Bulgaristan'daki Çingene mahallelerinden işgal altındaki toprakların güneşte kavrulan kibutzlarına, Orta Afrika Cumhuriyeti'nin balta girmemiş ormanlarından Kalküta'nın arka sokaklarına kadar götürecektir. Hatta cehenneme kadar...

Sınır tanımayan bir hayal gücü, kusursuz, bir kurgu tüyler ürpertici şiddet sahneleri, nefes nefese bir gerilim: Jean-Christophe Grange'yi bu tarzın zirvesine çıkaran, 'Kızıl Nehirler'i dünya çapında bir başarıya ulaştıran bu nitelikler, 'Leyleklerin Uçuşu'nda da var. 

Korkutucu bir yolculuk, şaşırtıcı bir kitap!

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam