onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Selahattin Demirtaş’tan "Korkma! Barış" Yazısı: "Bu Devlet Kürtlerin de Devleti"

Selahattin Demirtaş’tan "Korkma! Barış" Yazısı: "Bu Devlet Kürtlerin de Devleti"

Eski DEM Parti Genel Başkanlarından tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş, “Terörüsüz Türkiye” süreci ile ilgili bir yazı kaleme aldı. Demirtaş, QAD Barış Meydanı isimli internet sistesinde “Korkma! Barış” başlığı ile yayımlanan yazıda, “Türkiye Cumhuriyeti hem Türklerin hem Kürtlerin devletidir.” açıklamasında bulundu.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

“Terörsüz Türkiye” süreci, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarıyla başlamıştı.

“Terörsüz Türkiye” süreci, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarıyla başlamıştı.

Sonrasında DEM Parti heyeti ile İmralı’da tutuklu bulunan terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan görüşmüş ve Öcalan yazdığı mektup ile “Silahları bırakın” çağrısı yapmıştı.

Kürt siyasetçiler arasında önde gelen isimlerden olan ve Edirne Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş süreç ile ilgili geniş bir köşe yazısı yazdı.

Vatandaşlara seslenen Demirtaş, “Korkma! Barış” başlığını kullandı.

Vatandaşlara seslenen Demirtaş, “Korkma! Barış” başlığını kullandı.

“Bu temkinli olma halinin biri tarihsel, diğeri güncel iki nedeni var. Son yüz yıldır devletin Kürtlere yaptıkları, Kürtlerin devlete isyanları nedeniyle iki taraf da birbirine güvenmiyor, güvenemiyor. Bu, tarihsel neden.

Önümüzde önemli bir seçim ve anayasa değişikliği olasılığı var. Siyasi ittifaklar, kutuplaşmalar ve siyasi hesaplar nedeniyle de taraflar birbirlerine güvenmiyor. Bu da güncel neden.

Hiç kimsenin adına konuşma hakkım yok. Fakat “paradigma değişikliği” ile neyin kast edilmiş olunabileceğini yorumlama hakkım var. Şimdi izninizle, bu hakkımı kullanarak kendi görüşlerimi olabildiğince sade şekilde sizlerle paylaşmak istiyorum.”

“Kurtuluş Savaşı’nı Anadolu’nun Müslüman halkları başlattı”

“Kurtuluş Savaşı’nı Anadolu’nun Müslüman halkları başlattı”

'Geçen yüzyılın başında Anadolu’daki Müslüman halkların ortaklaşa yürüttükleri Kurtuluş Savaşı sonrasında kurulan yeni cumhuriyet Kürtleri dışlayınca, Kürtler buna tepki olarak isyan hareketlerine giriştiler. 1925’teki Şeyh Said isyanından, son isyan PKK hareketine kadar irili ufaklı 20’den fazla isyanla kendi yönetimlerini, devletlerini kurmaya çalışan Kürtler, bunda başarılı olamadılar.

Bu süre boyunca devlet de tümüyle bir “Türk devleti” şeklinde inşa edildi, güçlü ve büyük bir devlete dönüştü. Kürtler kendi bağımsız devletlerini kuramadılar ama asimilasyona, yok edilmeye karşı da direnip ayakta kalmayı başardılar. Aradan yüz yıl geçti ve Kürtler çeşitli nedenlerle Trakya’dan Anadolu’ya her şehre, her ilçeye dağılıp yerleştiler, buraları yurt edinecek kadar “yerli” hale geldiler.

Devlet de bu yüzyıl içinde, Kürt coğrafyası dahil olmak üzere Türkiye’nin en ücra köşesine kadar kurumsal varlığıyla girdi, yerleşti. Bazen zoraki, bazen mecburi, bazen gönüllü şekilde işleyen bu iç içe geçme hali öyle bir duruma geldi ki, artık Kürtleri Türklerden ve devletten, devleti de Kürtlerden ve Türklerden ayırmak, ayrıştırmak imkansızlaştı. Bu demografik, kültürel, ekonomik ve siyasi iç içe geçme durumunu Suriye, İran ve Irak’ta göremezsiniz. Oralarda halen bölgesel bir homojenlik söz konusudur. Oysa Türkiye sosyolojisi, bu yönüyle diğer üç ülkeden açık şekilde farklılık gösteriyor.”

“Öcalan ve Bahçeli büyük cesaret ortaya koymuştur”

“Öcalan ve Bahçeli büyük cesaret ortaya koymuştur”

Öcalan ve Bahçeli, bu cesareti ortaya koyarken büyük risk almaktan da çekinmiyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu iradenin arkasında durarak risk alıyor ve çözüme öncülük etmekten geri durmuyor. Aynı şekilde, Cumhuriyetin kurucu partisi CHP’nin Genel Başkanı Özel de tüm şerhleriyle birlikte çözümün parçası olmaktan çekinmiyor.

Her ne kadar hapiste de olsak, çok kısıtlı olanaklara rağmen bize düşen de barış için çalışmaktır. Barışın güzelliğine inanarak, birbirimize güvenerek ve en güçlü şekilde arkasında durarak gereğini yapmaktır.

Şimdi, bu yeni paradigmanın özüne değinip konuyu netleştirelim.

Kürtler kendi ayrı devletlerini kuramadılar, Türkiye’nin her yerine yerleştiler, Türkiye’ye entegre oldular. Devlet de Kürtleri eritemedi. O halde Kürtlerin devlet talebini, devletin de bölünme korkusunu ortadan kaldıracak yeni paradigmanın en açık kavramsal içeriğini ortaya koyalım.”

“Devlet Kürtlerin de devleti”

“Devlet Kürtlerin de devleti”

“Zaten öyle değil mi?” diyen Türklerin ya da “Bu asla mümkün olmayacak.” diyen Kürtlerin itirazlarını anlamaya çalışarak şunları eklemeliyim: Kürtler de kendi kimlikleri, dilleri, kültürleriyle Türkiye Cumhuriyeti’nin birinci sınıf yurttaşı, sahibi olacaklar. Geçmişteki gibi dillerini, kimliklerini saklamak zorunda kalmadan, fişlenmeden, ayrımcılığa uğramadan, korkmadan ve Kürt olarak, Kürt kalarak Türkiye Cumhuriyeti devletine entegre olacaklar. Bu konularda zaten önemli mesafeler de kat edildi.

Birçok Kürt’e bugün için yaralar ve acılar halen sıcakken inanılmaz geliyor olsa da yeni paradigma budur ve her Kürt artık duygu, düşünce ve eylem düzeyinde kendini buna hazırlamalıdır. Türk kardeşlerimiz de kaygılanmak yerine tüm güçleriyle bu sürece sahip çıkmalıdırlar.

Devlet de artık tekçi resmi ideolojiyi tümden bir kenara atarak Kürtlere tüm kapıları sonuna kadar açmalı; Kürtlerin diline, kültürüne, kimliğine saygı duymalı, bunları anayasal ve yasal güvence altına alarak eşit yurttaşlık temelinde entegrasyona zemin yaratmalıdır.

Benim yeni paradigmadan anladığım budur, Erdoğan’ın ve Bahçeli’nin arkasında durduğu irade de Özel’in “Kürtlere devlet vaat ediyorum.” söylemi de Öcalan’ın çağrısı da budur.”

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

“İnsan kendi devletine silah sıkmaz, devlet kendi vatandaşına zulüm yapmaz”

“İnsan kendi devletine silah sıkmaz, devlet kendi vatandaşına zulüm yapmaz”

'Bu nedenle Öcalan kesin ve kararlı bir tavırla PKK’ye kendini feshetme çağrısı yapmaktan çekinmedi. Çünkü insan kendi devletine silah sıkmaz, sıkmamalı. Devlet de kendi asli yurttaşına ayrımcılık, zulüm yapmaz, yapmamalı. Cezaevlerini tıka basa doldurmamalı, kapıları bir an önce açmalı.

Yeni Türk – Kürt ittifakı bu temelde şekillenip gelişecek ve bu yeni durum Suriye, Irak ve İran Kürtlerini de olumlu etkileyecek. Artık hiçbir Kürt, bulunduğu devletin de Türkiye’nin de karşıtı, düşmanı, tehdidi olmayacak. Türkiye gibi büyük ve güçlü bir devlet de esasında bütün Kürtlerin devleti olacak.

Bölgesel istikrarın, barışın, emperyal oyunları boşa çıkarmanın artık tek yolu budur. Suriye, Irak ve İran’da Kürtlerin hakları gelişecekse bu, Kürt – Türk ittifakıyla, Türkiye’nin dostluğunda ve güvencesinde olacak. Bu durum, Türkiye’yi de Kürtleri de Türkleri ve tüm bölge halklarını da büyütecek, güçlendirecek.

Artık kalıpları, ezberleri, korkuları yıkarak yeni olana doğru hep birlikte ilerleyeceğiz. Herkes buna hazır olmalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti devleti hepimizin devletidir, nokta. Bu anlamda Cumhuriyeti demokratikleştirme görevi de hepimizindir, nokta.

Gerisini el birliğiyle, gönül birliğiyle adım adım hep birlikte inşa edeceğiz çünkü artık silah, kan, acı aradan çıkmıştır. Önümüzdeki tek engel, eskiye olan bağımlılığımızdır; onu da cesaretle, yeni olana evrilteceğiz.

Barışla hepimiz, hep birlikte kazanacağız.'

Öcalan PKK kongresine bizzat katılacak mı?

Öcalan PKK kongresine bizzat katılacak mı?

“Katılın.” deseniz bile Öcalan bu koşullarda Kandil’e gitmez. Günümüz iletişim tekniklerinin sağladığı olanaklarla PKK kongresine mesaj gönderecektir. Ama bu sırada, İmralı’ya avukat ve heyet ziyaretlerindeki sınırlama kalkmış olmalı elbette.

Türkiye bölünmeye mi gidiyor?

Hayır, tam tersi oluyor. Demokrasisi, ekonomisi, huzuru ve refahı daha da büyüyecek bir Türkiye ihtimali doğuyor.

Türkler ve Kürtler neden aynı anda seviniyorlar?

Doğru ya, yüz yıldır aynı anda sevinip aynı anda üzülmeyi unuttuğumuzdan bu durum kimilerini iyice işkillendiriyor. Oysa bu süreç tam da budur; aynı anda kazanacağız, birlikte daha güçlü olacağız. Belki “tek millet” değil ama “bir millet” olacağız. Tıpkı nar gibi; sert kabuğumuz bizi dışa doğru korurken içeride nar taneleri gibi yan yana, uyumlu ve çok olacağız: birliğin içinde çokluk.

“Hiçbir pazarlık yapılmamıştır”

“Hiçbir pazarlık yapılmamıştır”

'Hiçbir aşamada anayasa değişikliği, seçim, ittifak gibi konularda tek kelime bile konuşulmamış, bunun pazarlığı edilmemiştir.

Bununla birlikte, demokrasinin temel ilkelerini referans alarak DEM Partinin de herkesle görüşme, siyasi ve seçim iş birlikleri yapma hakkı vardır, bu hak meşrudur, anasının ak sütü gibi de helaldir. Bunun için kimseden izin almasına da gerek yoktur, olmayacaktır.

DEM Parti demokrasi, insan hakları ve temel özgürlüklerden taviz verecek bir parti değildir. Dolayısıyla tüm görüşme, uzlaşma ve ittifakları da bu temelde şekillenir.

Yani demokrasi mücadelesi, arayışı ve inşası elbette kesintisiz sürecek çünkü Türkiye Cumhuriyeti devletini demokrasiyle taçlandırıp ikinci yüz yılında daha da büyütmek hepimizin görevidir.

Devleti birlikte kurduk, birlikte büyütüp birlikte yönetip birlikte demokratikleştireceğiz. Bu nedenle Türk’e, Kürt’e, tüm topluma sesleniyorum: Korkma! Barış.

Kaybettiğimiz tüm evlatlarımızın, şehit ve gazilerimizin hatıralarına bağlı kalarak birlikte kazanalım.”

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Bu haberler de ilginizi çekebilir 👇

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
Ankara Üniversitesi Tarih Bölümü’nde okuduktan sonra her zaman daha fazla ilgi duyduğum habercilik sektöründe çalıştım. Gazete ve internet sitelerinin çeşitli departmanlarında görev aldıktan sonra 2021 yılında beri Onedio’nun bünyesinde bulunmaktayım. Doğru ve yorumsuz şekilde Türkiye ve dünyadan haberleri sizlere ulaştırmak için buradayım.
Tüm içerikleri
right-dark
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
40
29
13
8
4
1
1
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Mert Ökten

terörist teröristtir.. bunun dini, milleti olmaz..

WantonNovelSMYRNA

Biri Şuna tarih öğretsin, Kurtuluş savaşı sonrasında kurulan TÜRK devleti mi dışladı sizi? Kurulmadan önce ki isyanlarınızı sayalım mı? Ne dersiniz? Bu süreç... Devamını Gör

WantonNovelSMYRNA

Valla asgari cüretiyle ay sonunu zor getirenin, aç kalmamak için ucuz ne kuyruğu varsa onun kuyruğunda bekleyen , kirasını zar zor ödeyen, her faturayı eline... Devamını Gör

Cengizhan Çetin

Cezaevlerinin kapılarını açalım diyo.... Bak bak bak,,, sinyale bak😅