Şimdiye Kadar İzlediğiniz Tüm Reality Şovları Cebinden Çıkaracak Sıcağı Sıcağına'da İşlenen En Sayko Olaylar
Müge Anlı'da izlediğimiz korkunç cinayetleri, Survivor ve Biri Bizi Gözetliyor evindeki gibi entrika dolu sansasyonel ilişkileri... Aklınıza gelebilecek izlemiş olduğunuz tüm reality şov programlarını unutun. Çünkü sizi 'babalarıyla' tanıştıracağız!
Aslında bu programı birçoğumuz biliyoruz. Hatta izlemiş olanlar bile vardır. Yaşı küçük olanlar da Sıcağı Sıcağına adını mutlaka oradan buradan duymuştur. 90'lı yıllara damgasını vuran bu program bir neslin travması olan bu program uzun süre akıllardan çıkmadı. Sektöre adeta bomba gibi düşen Sıcağı Sıcağına programı aslında kurgusal bölümlerden oluşuyor. Yani, en azından yapımda gerçek kişiler değil de oyuncular yer alıyor. Ancak programda işlenen konuların yaşanmış trajik olaylardan uyarlandığı belirtiliyor.
Sıcağı Sıcağına, aslında tarzıyla şimdilerde epey popüler olan kriminal türdeki reality şov televizyon programlarına benziyor. Tam da bu yüzden izlemesi oldukça tüyler ürpertici ve gözü takılan olursa da adeta anlatılan olay sizi içine alıyor.
İzleyicinin merak duygusunu tetikleyen programda gerçek yaşamdan alıntılanmış, ve tabii ki üzerine eklenerek hikayeleştirilmiş (en azından biz abartıldığına inanmak istiyoruz) bölümler yer alıyor. Her bir bölümde başka bir ilişki ağı, başka bir cinayet ya da kayıp vakası işleniyor.
Ama dediğimiz gibi öyle herkesin izleyebileceği türden bölümler değil. Gelin, programda neler yaşanmış ve en çarpıcı olaylar hangileriymiş ürpertici bir nostalji yolculuğuna çıkalım...
Sıcağı Sıcağına programı ülkemizin ilk reality şovuydu.
1993 yılında yayın hayatına başlayan Sıcağı Sıcağına programı yaşanmış trajik olayları dramatize ederek izleyicilere aktarmış ve bu yönüyle dikkat çekmişti.
İlk bölümü 5 Mayıs 1993 tarihinde Show TV'de yayınlanan programın ilk sezonu, 29 Aralık 1993 tarihine kadar devam etmiş ve toplamda 32 bölüm çekilmişti.
Sıcağı Sıcağına programını ilk bölümlerinde ünlü oyuncu Haluk Bilginer sunmuştu.
İlk kez ekrana geldiğinde izleyiciler Sıcağı Sıcağına programını Show TV'de Haluk Bilginer'in sunumuyla izlemişti. Ancak Bilginer, Sıcağı Sıcağına programını sunmayı kısa bir süre sonra bıraktı. Yerine Cem Kurtoğlu geldi.
Bilginer, bu programı sunduğu günler ile ilgili 'bir hata' olarak bahsediyor. Bilginer'in kariyeriyle ilgili olarak Sıcağı Sıcağına sunuculuğunu pek doğru bir karar gibi görmediği o günlerde program kamuoyunda büyük ses getirmişti.
Sıcağı Sıcağına yıllar sonra tekrar yayınlanmak istendi. Ama bu kez yasaklandı.
1994 yılında Cem Kurtoğlu'nun sunumuyla devam eden program, 1998 yılında bitti. Sıcağı Sıcağına yayınlandığı dönemde büyük ilgi gördü, reytinglerde üst sıralarda yer aldı ve birçok ödül kazandı.
2009 yılında Star TV’de Cem Kurtoğlu’nun sunumuyla tekrar başlatıldı ancak sadece ilk bölümü yayınlandıktan sonra yayından kaldırıldı.
Programın bölümleri 2012 yılından itibaren Cem Kurtoğlu tarafından YouTube'a yüklenerek izleyicilerle yeniden buluşturuldu.
Program, olayları sansürsüz ve gerçekçi bir şekilde ekrana yansıtarak izleyiciler üzerinde derin etkiler bırakmayı başardı.
Sıcağı Sıcağına'yı izlemek isterseniz, dediğimiz gibi YouTube üzerinden ulaşabilirsiniz. İzlerken herkes gibi sizin de fark edeceğiniz şekilde programın farklı bir tarzı var. Asla sansür yok!
Röportaj veren tanıklar sigara içiyor, kan vahşet demeden her şey ekrana veriliyor, çarpık ilişkiler ve daha fazlası biplenmeden anlatılıyor. Tüm bunlar başta garip gelse de daha sonra hikayeye kendinizi kaptırıyorsunuz ve 'Şimdi bu gördüklerimi ve duyduklarımı nasıl hafızamdan silebilirim?' diye düşünmeye başlıyorsunuz.
Sıcağı Sıcağına programı, RTÜK'ün henüz kurulmadığı bir dönemde yayınlanıyordu, bu da programın içeriğinin çok daha sansürsüz ve şok edici olmasına neden oluyordu.
Görüntülerde cesetler, kan ve şiddet tüm çıplaklığıyla ekrana yansıtılıyordu. Yaşanan olaylar, görgü tanıkları ve zanlılar tarafından olduğu gibi aktarılıyor, herhangi bir sansür ya da kısıtlama olmuyordu. Bu tarz yayınlar, izleyicileri hem şaşırtmış hem de büyük tepkilere yol açmıştı. Program, özellikle sansürsüz ve gerçekçi yapısıyla dönemin en tartışmalı yapımlarından biri haline gelmişti.
Anlatılan olaylar da öyle böyle değildi!
Örneğin, 1993 yılında yayınlanan bölümler arasında, 2. bölümde 'Büyükçekmece'de Vahşet', 'Oto Hırsızı Dehşet Saçtı', 'Bir Babanın Dramı', 'Yün Yumaklarının Yarattığı Mucize' ve 'Küçük Serkan'ın Acı Öyküsü' gibi başlıklar altında cinayet, oto hırsızlığı, intihar teşebbüsü, trafik kazası ve boğulma olayları işlenmişti.
Ayrıca, 28 Nisan 1993 tarihinde meydana gelen Ümraniye çöp patlaması hakkında gelişmelere de yer verilmişti.
Programın 9. bölümünde ise 2 Temmuz 1993 tarihinde yaşanan Sivas Katliamı ele alınmış ve bu trajik olayın perde arkası izleyicilere sunulmuştu.
Sıcağı Sıcağına'da gündeme gelen en tuhaf olaylardan bir tanesi meyhanede 2 arkadaşını öldüren adamın hikayesi.
1995 senesinde bir meyhanede 3 arkadaş arasında çıkan tartışma cinayetle sonuçlanmıştı. Sıcağı Sıcağına'da bu olay ele alındı. Arkadaş grubundan Nişan Serapyan, arkadaşı İshak'a ünlü oyuncu Rock Hudson'a benzediğini söylemişti.
Bir elinde silahı bir elinde de sigarası olan İshak Benlioğlu bu şakayı kaldıramayarak ilk önce Nişan Serapyan'ı daha sonra da Vahan Kartallıoğlu'nu öldürdü.
Sebep olarak ise Hudson'ın eşcinsel olmasını gösterdi. Bu ne garip iştir böyle? Rock Hudson'a benzeyen amca görselde...
Gerçek olduğuna inanamayacağınız bir diğer olay: Biz masumane anlattık ama tanıklar yayında küfür kıyamet ve ekrana cinayetin nasıl işlendiği, olay yeri vs açıkça gösteriliyor. Kesik baş cinayeti...
12 Nisan 1994'te Sıcağı Sıcağına ekibini arayan Güvercin Güzel isimli kadın, eşinin gece yarısı camı çalan kişiler tarafından 'bir kız kaçırma olayına karıştığı' gerekçesiyle götürüldüğünü ve bir daha geri dönmediğini gözyaşları içinde anlatıyor. Ancak olayın gerçeği çok daha farklı çıkıyor.
Kadın, kocasının bir hafta sonra telefonla arayarak 'yakında döneceğini' söylediğini belirtse de, yapılan soruşturma sonucunda korkunç gerçek ortaya çıkıyor. Meğer kadın, eşinin eve başka kadınlar getirdiğini ve kendisini dışladığını iddia ederek onu öldürmüş. Kocasının başını kesip el arabasıyla araziye taşıyan kadın, kafasını ise bir PTT çukuruna atmış. Olay, gece yarısı komşularından birinin el arabasıyla bir şey taşıdığını görüp ihbar etmesiyle açığa çıkıyor.
Kadın, programda kocasının kendisine sürekli ihanet ettiğini, Romen kadınlarla birlikte olup onu aşağıladığını, hatta isimlerini tek tek bildiğini söylüyor. Olay, dönemin en şok edici cinayetlerinden biri olarak kayıtlara geçiyor.
Annesi öldürülen çocuklarla cesedin yanında röportaj yayınlanmıştı.
1994 yılında Fatma Gözgür'ün iki adam tarafından öldürülmesi, Sıcağı Sıcağına programında büyük bir şok etkisi yaratmıştı. Katiller, Gözgür'ün altınlarını çalmak amacıyla evine girmiş ve kadını öldürmüşlerdi. Kadın öldükten sonra katiller, Gözgür'ün çocuklarını da tehdit etmişlerdi. Olayın ardından, Gözgür'ün kızı yaşananları kameralar karşısında anlattı.
Bu olay, Sıcağı Sıcağına programında tüm çıplaklığıyla yayınlandı. Evin darmadağın olmuş hali ve kadının cesedi, hiç bir sansür uygulanmadan izleyicilere gösterildi. Bu tarz görüntüler ve anlatımlar, programın sansürsüz ve şok edici yapısını bir kez daha gözler önüne serdi. Gözgür'ün kızının dramatik anlatımı ise izleyiciler üzerinde büyük bir etki bırakmıştı.
Ölüyü gösterip, "Bu kişiyi tanıyorsanız bizi arayın" anonsu geçilmişti.
Manisa Akhisar’da öldürülen ve parçalara ayrılarak bavula konan bir kadının cesedi, tamamen sansürsüz bir şekilde yayınlandı. Programın sunucusu Cem Kurtoğlu, cesedin kimliğini bulmak amacıyla izleyicilere 'Bu kişiyi tanıyorsanız bizi arayın' şeklinde çağrıda bulunarak haberi sonlandırıyordu. Görüntüler son derece rahatsız ediciydi ve bu tür içerikler, programın gerçekçi ve sansürsüz yapısının bir parçasıydı.
Bir başka rahatsız edici yayın ise, 15 yaşında öldürülen bir çocuğun cesedinin sudan çıkarılma anlarının açık bir şekilde ekranlara gelmesiydi. Bu tür yayınlar, hem izleyicileri hem de medyanın etik sınırlarını tartışmaya açmıştı.
İlişki sırasında kocasını öldüren kadın...
O dönemde Sıcağı Sıcağına programında yayınlanan bir diğer akıllara durgunluk veren olay, fantezi yapmak isterken kocasını boğarak öldüren bir kadının hikayesiydi. Kadın, soğukkanlı bir şekilde eşini nasıl boğduğunu anlatmıştı. Olayın tüm ayrıntıları, dramatik bir şekilde canlandırılarak izleyicilere aktarılmıştı.
Programın sansürsüz yapısı ve olayların detaylı bir şekilde işlenmesi, izleyiciler üzerinde derin bir etki bırakmıştı. Kadının suçunu ve öldürme şekliyle ilgili soğukkanlı açıklamaları, izleyicilerin tepkisini toplarken, aynı zamanda televizyon yayıncılığının etik sınırlarını da zorlamıştı. Bu tarz içerikler, dönemin medyasında büyük tartışmalara yol açtı.
Keşke okuduklarınızı unutmak için bir buton olsaydı. Yorumlarınızı bize yazmayı unutmayın!
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
İlginizi çekebilir:
Yorum Yazın
Evet gece başlıordu sanırım ışıkları kapatıp sinema izler gibi izliorduk ne psikopat mışız bizde yaw 😁