Siyasetçilerin Muhalifleri 'Vatan Haini' Diye Suçlamasına Yol Açan, Başımızdaki En Büyük Bela: Zırva Teorisi
Hayatın her alanında yalanlardan korunmayı öğrendik ama bize yalandan daha büyük zararlar veren, daha önce üzerine hiç düşünmediğiniz bir şey daha var.
Politikacıların yalan söylemesine alışkınız, hatta onların yalanlarını bilerek yine takip edenleri görmek bizi şaşırtmıyor bile.
Tabii gerçekleri isteğine göre yöneten bir 1984 evreninden bahsetmiyorsak...
TDK zırvayı "Saçma, saçma sapan, boş, anlamsız söz." olarak tanımlıyor, sözcüğün kökeni ise İngilizce'de, 100 yıl öncesinde.
Zırvanın nesini bu kadar abartıyorsunuz diye düşünüyorsanız buraya dikkat kesilin.
Durumun ciddiyetini gösterebilmek bir yalancı ve zırvalayan arasındaki farkı anlatalım. Yalan söyleyen kişi karşısındakini yalan olduğunu bildiği bir şeyi anlatarak ikna etmeye çalışıyor, amacı çıkarlarına ters düşen gerçeği gizlemek. Burada yeni bir şey yok.
Zırvalayan bir gerçeği örtmeye çalışmıyor çünkü onun gerçekle bir işi yok ama gerçeği gizleme gibi özel bir kaygısı da yok. Konuşurken bulunduğu ortamda, seçmeninin karşısında, dostlarının yanında onların duymayı istediği şeyi söylüyor sadece. Gerçeğe dayanma gibi bir kaygısı da yok, onu dinleyenlerin tatmin olması yeterli.
Zırvanın politikada çok fazla yeri olmadığını düşünenler Kuzey Kore'de halkın bir propagandayla futbol takımının Dünya Kupası'nı kazandığına inandığını hatırlatalım.
Sadece Kuzey Kore'de değil, dünyanın her yerinde zırvalar egemenliğini ilan etmiş durumda. Belki yalan söylenmiyor ama gerçeklikle hiçbir bağı olmayan vaatler, olaylar yaratılarak kişiler inandırılıyor. Zırvaların böyle büyük bir tehlike haline gelmesi kişileri bunların zırva olduğunu ikna etme sürecinde başlıyor. Yalan olmayan ama gerçeği de yansıtmayan sözleri nasıl eleştirebiliriz?
Dünyada iktidar olan popülizm buradan doğuyor.
Bu popülizm nereye mi götürüyor bizi? Fotomontaj olduğu bilinse de yine de verilen tepkilerin değişmediği fotoğraflara.
Bir düşünün, politik bir tartışmada kullanılan fotoğraf fotomontaj eseri ortaya çıkmış ve bu fotoğrafın orijinal olmadığı da ilan edilmiş. Zırvaların egemen olduğu çağda 'bu fotomontaj olsa bile...' diye başlayan cümleler duyuyoruz.
Yani delillerden ziyade hislerin önemli olduğu bir çağdayız.
Politikacıların onların zırva iddialarını ortaya çıkaranları vatan haini ilan etmesi, zırvaların gerçeklerden daha güçlü olduğuna bir kanıt.
Açıkçası bu yapılanlar işe yaramıyor diyemeyiz, siyaset bilimi zırvaların liderleri kahramana dönüştürdüğünü söylüyor. Ayrıca zırvalarla gerçeklerle karşılaştığında da lideri takip edenlerin bağlılık duygusunu artırmaktan başka bir işe yaramıyor.
Siyaset bilimci Hannah Arendt zırvaların gücünü ve gerçekliğin çağımızdaki çaresizliğini müthiş özetliyor:
'Totaliter rejimin ideal vatandaşı tam inanmış bir Nazi veya tam inanmış bir komünist değildir. Gerçekle kurguyu birbirinden ayıramayan, yalanla doğru arasındaki farkı bilmeyen, sıradan halktır.'
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Reisin fotosu niye yok
"Dünya bizi kıskanıyor." "Ekonomi uçuyor." vs.
Guantanamo soğuktur şimdi