Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Sizi Üzdük, Milliyet'i İstediğinize Satmaya Hazırım!
Sizi Üzdük, Milliyet'i İstediğinize Satmaya Hazırım!
Derya Sazak, Milliyet'in genel yayın yönetmeni olduğu 2013 yılında yaşadıklarını 'Batsın Böyle Gazetecilik' adlı kitabında anlattı: Gazetede Yiğit Bulut'u gördüm. Patron, 'Gazeteyle ilgisi yok, bize danışmanlık yapacak' dedi
T24
Milliyet gazetesinin genel yayın yönetmeni olduğu dönemde, Hasan Cemal ’in gazeteden ayrılmak zorunda bırakıldığı ve Can Dündar ’ın ardından köşesi kapatılmak üzere süresiz izne çıkarıldığı Derya Sazak , yaşadıklarını bir kitapta anlattı. Sazak, kitabına Başbakan Tayyip Erdoğan ’ın Milliyet’te yayımlanan “İmralı Zabıtları” başlıklı haberi savunduğu için Hasan Cemal’i işaret ederek dile getirdiği “Batsın senin gazeteciliğin!” sözlerine gönderme yapan bir başlık koydu. Sazak, 'Batsın Böyle Gazetecilik' adlı kitabında süreçte yaşadığı en üzücü olayın “Hasan Cemal'le 'veda'laşmak zorunda kalmak” olduğunu söyledi. “Süreç başka türlü yönetilebilir miydi” diye soran Sazak, “Evet. Hasan Cemal'i kaybetmemeliydik” yanıtını verdi.
Sazak, Milliyet’in sahibi Erdoğan Demirören ’in “İmralı Zabıtları” için Başbakan’a “Sizi çok üzdük. Milliyet'i hemen uygun gördüğünüz birine satmaya hazırım” dediğini aktardı. Sazak’ın aktarımına göre, Başbakan yanıt olarak Demirören’e “Alırken bana mı sorunuz da şimdi kime satacağınızı bana soruyorsunuz” dedi.
'Nagehan yazmasın, maaşını öderiz'
Can Dündar’ın Twitter hesabından paylaştığı alıntılara göre, Sazak, kitabında Akşam yazarı Nagehan Alçı ’nın Milliyet’te yazmaya başlamasını “Demirören’lere direnemediğim olay” olarak niteledi. Erdoğan Demirören ’in oğlu Yıldırım Demirören ’in Başbakan Erdoğan’a konuya ilişkin söz verdiğini ileri süren Sazak, Alçı’nın gazetede başlayacağını Erdoğan Demirören’e belirttikten sonra şu yanıtı aldığını aktardı: “Nagehan da kim? Yok kardeşim. Almayacaksın. Oğlumun verdiği sözler yüzünden Beşiktaş'ta 150 milyar batırdım. Böyle giderse bu gazeteyi yönetemem. Yıldırım birilerine söz vermiş, ama Nagehan'a Milliyet'te yazdırmak istemiyorum. Alacaksak bile bir süre maaşını öderiz, ama başlatmazsın.”
Demirören'den Arınç'a: Abbas'ı atacağım
Sazak, kitabında Demirören’in gazetenin yazarlarından Abbas Güçlü ’nün Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile tartışması üzerine Arınç’ı aradığını söyledi. Sazak’a göre, Demirören’in “Abbas'ı atacağını” söylemesi üzerine Arınç,'Gerek yok' dedi.
Sazak’ın Boyut Yayıncılık’tan çıkan “Batsın Böyle Gazetecilik” adlı kitabında yazdıklarına dair Can Dündar’ın Twitter hesabından attığı alıntılar sırasıyla şöyle:
Derya Sazak'ın Milliyet günlerini anlattığı kitabı çıktı:
- 'Batsın Böyle Gazetecilik'
Kovuluşumun öyküsünü okumak üzere koltuğa kuruldum.
Derya Sazak: 'Başbakan 'Batsın sizin gazeteciliğiniz' dedi. Gazete ölü evi gibiydi. Erdoğan Demirören, 'Hayatımda ilk kez bir haber yüzünden ağladım' dedi.'
Derya Sazak: 'Bakanı aradım, '75 yaşında bir adama ölümcül baskı yapıyorsunuz. Hayatını riske atıyorsunuz. Başına bir şey gelirse açıklarım' dedim.”
Demirören, İmralı haberi için Başbakan'dan özür diliyor: 'Sizi çok üzdük. Milliyet'i hemen uygun gördüğünüz birine satmaya hazırım.'
Başbakan bu öneriye bozuluyor: 'Alırken bana mı sorunuz da şimdi kime satacağınızı bana soruyorsunuz?'
Erdoğan Demirören, Milliyet'i satın aldıktan sonra gazetenin başına kimi getireceğini Başbakan'a sormuş. O da Akif Beki 'yi önermiş.
Erdoğan Demirören, Fikret Bila 'yı (Bila, Sazak'tan sonra Milliyet'in genel yayın yönetmeni oldu-T24) çağırıp sormuş: 'Bu üçünü de çıkarsak ne kaybederiz?'
'Bu üçü' dediği, Hasan Cemal, Derya Sazak ve ben...
Bursa'da Abbas Güçlü , ( Bülent ) Arınç 'la eğitim konusunda tartışınca Erdoğan Demirören, Arınç'ı arayıp “Abbas'ı atacağını” söylemiş. Arınç,'Gerek yok' demiş.
Derya Sazak: 'En üzücüsü Hasan Cemal'le 'veda'laşmak zorunda kalmamızdı. Süreç başka türlü yönetilebilir miydi? Evet. Hasan Cemal'i kaybetmemeliydik.”
Derya Sazak: 'Gazetede Yiğit Bulut 'u gördüm. Patron, 'Gazeteyle ilgisi yok, bize danışmanlık yapacak' dedi. Bir süre sonra Başbakan'a danışman oldu.”
Derya Sazak: 'Demirören'lere direnemediğim olay, Nagehan Alçı' nın gazeteye alınmasıdır. Meğer Yıldırım Demirören , 'Beyefendi'ye (Başbakan'a) söz vermiş. Erdoğan Demirören'i arayıp Nagehan'ı başlatacağımızı söyledim. 'Nagehan da kim? Yok kardeşim. Almayacaksın' dedi, bağırmaya başladı: ‘Oğlumun verdiği sözler yüzünden Beşiktaş'ta 150 milyar batırdım. Böyle giderse bu gazeteyi yönetemem. Kapatır ya da satarım. Yıldırım birilerine söz vermiş, ama Nagehan'a Milliyet'te yazdırmak istemiyorum. Alacaksak bile bir süre maaşını öderiz, ama başlatmazsın.’”
Bir törende Genelkurmay Başkanı Necdet Özel 'in ayakkabısının tabanını fotoğrafladık. Özel, Fikret Bila'yı çağırıp önüne bir kutu koymuş, “Bakın bakalım Fikret Bey, ayakkabının altı delik mi” diye sormuş. (Meğer bakanın evindeki, ikinci ayakkabı kutusu vakasıymış.)
Derya Sazak: ' Aslı Aydıntaşbaş 'ın Akif Beki ile programı gündeme gelince Demirören, ‘Aslı çıkmayacak’ dedi. 'Beyefendi' karşısında zorda kalacağını düşünüyordu.'
Derya Sazak: “( Mehmet Ali) Birand 'ın cenazesinde Erdoğan Demirören elini uzatınca Cemre Birand arkasını dönüverdi. Erdoğan Bey’in eli havada kaldı. Umur ( Birand ), 'Yürüyelim beyler' dedi.”
Derya Sazak: “O gün Demirören'ler üzgündü. Cleveland Clinic'te bir doktoru sordular. Aileden biri hasta sandım. Meğer Fetullah Gülen rahatsızlanmış.'
İmralı Zabıtları'nın yayımlanmasından sonra Derya Sazak'ın önce genel yayın yönetmenliğinden alınmasına, ardından köşesinin kapatılmasına uzayan süreçte neler oldu?