Skënderbeu - Beşiktaş Maçı İçin Yazılmış En İyi 10 Köşe Yazısı
Transfer karnesi - Uğur Meleke
Hamzaoğlu ve Pereira için yıkım olan ilk grup maçı haftası, Güneş için tam da istediği gibi gelişti doğrusu...
Şenol Hoca, Başakşehir’deki basın toplantısında 11’i hak eden bazı oyuncuları oynatamadığı için hayıflanmıştı; Cenk, Kerim ve Quaresma’yı dün gece sahaya sürüp rahatladı muhtemelen. Kerim şimdilik iyi bir yedek. Gökhan bu takımın ana arteri, yokluğu hissediliyor. Cenk’se bildiğiniz gibi: İlk bir saatin her anında var. Sahaya çıkıp skorer/asistan olarak tabelaya girmediği maç yok.
Güzel ve ciddiyetsiz! - Attila Gökçe
Olcay cezalı, Oğuzhan sakat, riske edilmiyor... Gökhan Töre kenarda. Ricardo Quaresma ile Kerim Frei iki kanatta rol kesiyorlar. Ortada Jose Sosa, önünde Cenk Tosun var. Şenol Hoca, Mario Gomez’i de kenarda oturtuyor. Arnavutluk temsilcisi Skenderbeu karşısında Beşiktaş yine de ağır basıyor.
Top kullanma yüzdesi 60’a 40... Beşiktaş sahanın efendisi. En az 7 gol pozisyonu var.
Quaresma, Cenk Tosun, tek golü atan Sosa kale ağzından inanılmaz goller kaçırıyor. Biraz gösteri yaparcasına, zaman zaman rakibe saygıyı sorgulatan, ciddiyetten uzak, tedirgin eden bir laubalilikle, eğlenerek oynuyorlar. Açıkçası dalga geçiyorlar.
En İyisi Rhodolfo’ydu - Ali Ece
İlk 20 dakika Beşiktaş bir sürü hazırlık pası yaptı. Ancak İskenderbey sanki maça 3-0 önde başlamış gibi bir kez bile Beşiktaş’tan topu kapmak için pres yapmadı, geriye gömülüp bekledi durdu.
Lakin güç dengelerini karşılaştırınca, Arnavut ekibinin oyun stratejisi açısından başka şansı da yoktu. Beşiktaş’ın asıl oyununu oynayıp güç farkını %100 sahaya yansıtması için erkenden golü bulması gerekiyordu. Beşiktaş’a geldiğinden beri çoğu zaman pas orkestrası şefliğinin yanı sıra bir nevi saha içindeki teknik direktör/hücum koçu gibi oyuna etki eden Sosa, gerekeni yapıp perdeyi erken açtı.
Mücadele değil, kalite farkı - Metin Tekin
Bu tip bir maç için hakikaten çok iyi futbol ortamı vardı. Karşılaşma Elbasan Arena'da harika bir zemin, harika bir atmosferde oynandı. Bu bir avantaj oldu Beşiktaş için...
Bu tip maçlar mücadele karakterli maçlardır. Burada farkı yaratacak olan asist ve gol vuruşu, yani kalitedir. Beşiktaş bir gol üretmeyi başardı, ikinci yarıda da 3-4 tane pozisyonu vardı Kartal'ın... Skenderbeu takımı da mücadelesini ortaya koydu ama farkı Beşiktaş yarattı.
Oyun anlamında da zaman zaman pozisyonlar verse de siyah-beyazlılar için Avrupa'daki oyun tatmin edici oldu...
İyi sonuç, kötü maç - Cem Dizdar
Futbolcu bonservisleri ve menacerlere fahiş paralar ödeyerek uluslararası listelerde ‘üst sıralar’da yer almak doğru ve izlenir futbol oynamaya yetmiyor ne yazık ki... Ancak bunun nedenlerini merak edenimiz de, anlayanımız da az!...
Bütün o böbürlü ifadeler sonucu daha kaç kere bitap halde kıyıya vuracağız da ayılacağız? Molde karşısındaki Fenerbahçe çok şey anlatıyor, anlayana... Skenderbeu karşısındaki Beşiktaş’ın oturmamışlığı da... Harcanan değil savrulan bu kadar paranın karşılığında bu rakipleri yenebilmek şaşırtıcı olamaz. Ancak tuhaf olan şu, tersi kimseyi şaşırtmıyor; yani mağlubiyet...
Her şey rüzgar gibi gelişiyor - Feyyaz Uçar
Tempo artırmakta becerili Beşiktaş için pozisyona girmek kolay. Defans arkasına atılan herhangi bir koşu, bir ara pası ya da kafayla indirilen bir top Beşiktaşlı oyuncuların kaleciyle karşı karşıya kalmaları için yeterli. Çünkü rakibin müdahale için zamanı yok.
Rüzgar gibi gelişiyor her şey. Son vuruş becerisi de gerçekleşirse mutlu son kaçınılmaz oluyor. Yannda Necip varken defansif yükü azalan Atiba, bu maçta rahat. Dinlenme koşusu yapar gibi. Quaresma’nın istekli oyunu Skenderbeu defansı için büyük tehlike. Oyunun başında kaçırdığı golü unutturma çabasıyla sahada basmadık yer bırakmadı. Çok şey yapma arzusu bazen top kaybına sebeb oluyor. Basit oyun onu da rahatlatacak, Beşiktaşı da.. Ama süslemeyi de beceriyor. Kazandıkça sorun yok..
Buna da şükür diyelim - Ahmet Çakır
Galatasaray ve özellikle Fenerbahçe'nin yaşadığı yıkım sonrasında “Beşiktaş da onlara katılır ve üçte üç yapmış oluruz” gibisinden tatsız espriler yapılıyordu.
Gerçi Arnavut takımları karşısında çok iyi bir bilançomuz vardı ama son dönemde bu ülke futbolunun olağanüstü yükselişi de görmezden gelinebilecek gibi değildi.
Yine de İskenderbey takımının toplam değeri Siyah Beyazlıların herhangi bir futbolcusundan daha fazla değildi. Uluslararası alanda tanınmışlığı bir yana bırakın, şunu alıp da Beşiktaş'ta oynatsak denilebilecek tek oyuncusu bile yoktu.
Avrupalı Beşiktaş - Fatih Doğan
F.Bahçe İstanbul'da Molde'ye yenildi sesi Arnavutluk'tan duyuldu! Sonucu öğrenen Siyah-Beyazlı takım, futbolcular 'Biz de bir kazaya uğramayalım' düşüncesiyle psikolojik otokontrol yaptı.
Sezon başından bu yana oluşan ofansif alışkanlığının dışına çıktı. Bu tablonun oluşmasında rotasyonun ve Necip'le 4-2-3-1'e dönmesin etkisinden de bahsedebiliriz. Ancak cezalı Olcay'ın yerine Quaresma, Gomez'in yerine Cenk, Gökhan'ın yerine Kerim, Tosic'in yerine İsmail'in oynadığı bir takımda bütün dağınıklığı rotasyona fatura edemeyiz.
3 yıla saygı - Mehmet Ayan
Ekran başına oturanların çoğunun aklında henüz biten Molde faciasının soru işaretleri vardı. Artık herkes biliyor ki, adı/ülkesi ne olursa olsun, sistemi olan bir oyuncu grubu futbolun gereklerini yapabiliyor. Yeter-gerek şart disiplinli uygulama.
Skënderbeu bunlara rağmen zayıf bir takım görüntüsü verdi. Tabii utları, gol girişimleri oldu. Ancak Beşiktaş’ın Atilla Gökçe ustanın deyimiyle ‘taşlaşmaya başlayan savunması’nı aşamadı. İyi niyetle kendi futbol geleceklerini kurmaya uğraşacak bir topluluk görüntüsünden uzağa gidemediler. Özellikle savunma ardına atılan toplarda zor durumda kaldılar. Bunda savunmacı kalitelerinin düşüklüğü kadar Beşiktaş’ın nitelikli oyuncularının etkisi vardı.
Gerçekten üzüldüm - Turgay Demir
Günümüz futbolunda teknik adamların takımlara yaptığı katkı tarihsel ortalamanın çok üzerinde! Çünkü futbol artık bir anlamda insan yönetme sanatı haline geldi… Para, pul belli standardın üzerindeki tüm kulüplerde var, yıldız oyuncu konusunda da bu kulüplerin birbirlerinden çok farkları yok. Geriye kalıyor o parayı doğru kullanıp kurulan kadroları iyi yönetmek, şişkin egolar arasından adalet terazisinin ayarını bozmadan hak edene forma vermek.
Bunu en kötü yapanlardan biri Slaven Bilic'ti, en iyi yapanların başında ise Şenol Güneş geliyor…
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!