Son Çalışmalar Ortaya Koydu: Uykusuzluk ve Uyku Apnesi Demans ve Felç Riskini Artırıyor Olabilir!
Yapılan son çalışmalara göre uyku apnesi ve yeterli uyku almamak, beyindeki beyaz madde/beyin dokusu anormallikleri ile ilişkili olabileceği ortaya çıktı. Gelin detaylara birlikte bakalım. 👇
10 Mayıs'ta yapılan bir çalışma, üst boğaz kaslarının uyku sırasında gevşediği ve hava yolunu tıkadığı Obstrüktif Uyku Apnesi (OSA) adı verilen bir durumu inceledi.
Ciddi uyku apnesi ve derin uyku evrelerinde geçirilen sürenin azalması, daha önce her biri alzheimer hastalığı veya genel bilişsel gerileme riskinde artışla ilişkilendirilen bu iki biyobelirteçle ve felçle ilişkili olduğu bulundu.
Çalışma, yaş ortalaması 73 olan 140 obstrüktif uyku apnesi hastasını içermekteydi.
Tüm katılımcılar iki biyobelirteçten biri için tarama yapıldı, ancak sadece 103'ü ikinci belirteç için tarandı. Genel olarak, grup hafif, orta ve ciddi uyku apnesi hastalığı olan kişiler arasında nispeten dengeli bir şekilde dağılıyordu ve çalışma süresince çoğu kişinin bilişsel bozukluğu yoktu.
Araştırmacıların beyin taramalarında aradığı biyobelirteçlerden biri beyaz madde/beyin dokusu hiperintensiteleriydi.
Çalışmanın yazarı olan Nöroloji Yardımcı Doçenti Dr. Diego Carvalho:
'Beyin beyaz maddesinde sıklıkla görülen parlak noktalar yaşlanma ve vasküler hastalıkla birlikte ortaya çıkar. Bu, beyaz maddede hasar alan bölgeleri temsil eder.'
İkinci biyobelirteç olan "korpus kallozumun genu kısmının fraksiyonel anizotropisi" ise, suyun beyin hücreleri veya aksonglar aracılığıyla nasıl akış gösterdiği ile ilgili.
Carvalho'nun belirttiğine göre, bu su akışındaki değişiklikler, aksong hasarına bağlı olup vasküler hastalığın erken bir işareti olabilir.
Korpus kallozum, beyin yarımkürelerini birbirine bağlayan ve organın en yoğun beyaz maddesini içeren sinir lifleri demetidir.
Polisomnografi kullanarak, yani uyku çalışması sırasında toplanan çeşitli verileri kullanarak, araştırmacılar yavaş dalga uyku süresi daha az olan katılımcıların beyin MRG'lerinde her iki tür biyobelirteçten daha fazla etkilendiklerini tespit ettiler.
Ayrıca, ciddi obstrüktif uyku apnesi (OSA) hastası olan kişilerin, hafif veya orta düzeyde OSA hastası olanlara göre beyaz madde anormalliklerinden daha fazla etkilendiği görüldü.
Araştırma, uyku apnesi, derin uyku ve beyaz madde anormallikleri arasındaki ilişkileri ortaya koyuyor, ancak bu uyku farklılıklarının anormalliklere sebep olup olmadığını veya beyaz madde farklılıklarının uyku üzerinde etkili olabileceğini belirleyemiyor.
Aynı zamanda, uyku ve beyaz madde anormalliklerinin birbirini etkileyebileceği ve kötü uyku kalitesi ile daha kötü beyin sağlığı arasında bir kısır döngü oluşturabileceği de söyleniyor.
Bryce Mander:
'Bence bu en olası sonuç'
Çalışmanın bir kısıtlılığı, polisomnografi verilerinin katılımcıların sadece ilk birkaç saatlik uyku süresi için toplanmış olması çünkü insanların uyku düzenleri gece ilerledikçe farklılık gösterebilir.
Uyku çalışması sonrasında uyku apnesi kriterlerini karşılayan herkes, hava yolunu açık tutmaya yardımcı olan CPAP cihazı yoluyla bir tedavi aldı.
Carvalho, bu 'tedavi aşaması' verilerinin dâhil edilmediğini belirtti çünkü insanların CPAP'ye nasıl tepki verdiğinde farklılıkların veriyi karmaşıklaştırabileceğini ifade etti.
MRG'ler ve polisomnografi, ortalama olarak yaklaşık bir buçuk yıl arayla alındı, ancak araştırmacılar her bir veri türünü yalnızca bir noktada topladı; bu da hastaların beyinlerinin ve uyku düzenlerinin anlık görüntülerini sunuyor.
Zamanla nasıl değişebileceğini göstermiyor. Ayrıca, çalışma katılımcıları takip etmedi ve bunlardan hangilerinin demans geliştirebileceği gözlemlenmedi.
Mander, gelecekteki araştırmaların uyku apnesinin, en çok rüya görülen uyku evresi olan REM uykusuna etkisini ve bunun beyni nasıl etkileyebileceğini incelemesi gerektiğini belirtti. (Yavaş dalga uyku, REM dışı uyku evrelerinde meydana gelir.)
Ancak, yeni çalışma, 'uyku apnesi ve uyku bozukluğunun bilişsel gerileme ile nasıl ilişkilendirilebileceği' konusunda önemli fikirler sunmaktadır, dedi.
Yorum Yazın