Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Son Yıllarda Görülen En Büyük 8 Yağma
Türk Dil Kurumu’na göre ‘ birçok kişinin zor kullanarak ele geçirdikleri malı alıp kaçması ‘ olan yağma son yıllarda giderek popülerlik kazanıyor. Yağmayı ‘ihtiyaca yönelik’ ve ‘isyancı ‘olarak ikiye ayırmak gerekir belki de.
‘İhtiyaca yönelik’ yağmalar çok çalışıp az para kazanan yani dünyanın çoğunluğunu oluşturan kitleler tarafından gerçekleştirilir. Doğal afet, ekonomik kriz gibi kıtlığın-parasızlığın yaşandığı ama süpermarketlerin depolarında bol miktarda gıda maddesinin olduğu dönemlerde yaşanır ve çalınanlar da uzunca bir süre insanları idare edecek mallar ( temel yiyecek maddeleri ) olur. Devlet otoritesinin sarsıldığı anlarda sayısı hızla artan eylemler kitleseldir. Yağmacılar kendisini yasadışı bir şey yapıyormuş gibi hissetmez, genellikle rahattır. İçinde bulundukları toplum Batı toplumları gibi yüzünü hep otoritelere dönmediğinden yağma meşrudur. Yüzler kapanmaz, kitlenin bir bölümü yağmacılara engel olmaya çalışmaz, onları durdurmaya çalışan tek güç sistemin kolluk kuvvetleridir. Kendisini ait hissettiği ve belki kendisinin de o işi yaptığı küçük dükkân sahiplerine dokunmaz. Hiçbir duygusal yakınlığı bulunmayan uluslar arası bir süpermarkete gider.
İhtiyaca yönelik yağmalara yönelik 2001 Arjantin Ekonomik Krizi, 2013 Filipinler Haiyan Tayfunu sonrası, 2013 Arjantin Cordoba şehri polis grevinden doğan otorite boşluğu, 2014 Meksika Odile Kasırgası sonrası, 2014 Şili Depremi sonrası, 2014 Ukrayna İç Savaşı. Türkiye’den de 1999 depremi sonrası ve 2009 İstanbul İkitelli sel afeti sonrası yağması örnek gösterilebilir.
‘İsyancı’ yağmalar dünyanın gelişmiş ülkelerinin ezilen, kendisini o ülkenin sistemine-toplumuna ait olmayan-hissetmeyen, gelecek güzel günlere inanmayan gençleri tarafından yapılır. Nihilist bir karakter dahi taşıdığı söylenebilir. Bu gençlerin önemli bir kısmı zaten normal zamanlarda marketlerden çalar, otobüse-metroya para vermez, kıyafetlerin alarmını söküp çantasına atıp çıkar. İsyan, kitlesel direniş gibi dönemler içlerindeki ezileni öldürmek için de bir fırsattır. Bu isyanlarda reklamlarda görüp özendiği ama sahip olamadığı malları ( elektronik eşyalar, şık kıyafetler vs. ) yağmalar genellikle. Aynı zamanda makine gibi çalışan sıkıcı toplumda heyecanlı bir şeyler yapmanın keyfini de duyar. Fakat içinde bulunduğu ülkenin toplumu (Batı Avrupa, Kanada, ABD…) kuralların dışına çıkamayacak şekilde eğitilmiştir. Kural dışı her şeyi medyanın da yardımıyla terörize eder, meşruiyet zemini yoktur. Eylemciler rahat değillerdir, yüzlerini kapamak, çok hızlı ve dikkatli olmak zorundadırlar. Kendisini o toplumun hiçbir kısmına ait hissetmediğinden ufak bakkallardan dahi yağma yapabilir ki zaten normal zamanlarda da o bakkallardan çalıyordu.
İsyancı yağmalara örnek 2005 Fransa Kuzey Afrikalı göçmenlerin harladığı Paris İsyanı, 2011 İngiltere göçmenlerin öncülük ettiği Londra İsyanı, 2014 ABD Ferguson İsyanı örnek verilebilir. Türkiye’den de Kürt göçmenlerin İstanbul-Adana-Mersin gibi şehirlerdeki isyanları ve kitlesel eylemler sırasında süpermarketleri-kıyafet mağazalarını yağmalayan bazı otorite tanımaz arkadaş grupları.
Yorum Yazın