Sporting Lizbon - Beşiktaş Maçı İçin Yazılmış En İyi 10 Köşe Yazısı
UEFA Avrupa Ligi H Grubu son maçında Beşiktaş, Sporting Lizbon'a 3-1 mağlup oldu ve Avrupa'ya veda etti.
Aldırma Kartal - Gökhan Dinç
Beşiktaş'ın sezon başından bu yana en çok zorlandığı 45 dakikayı İstanbul'da oynanan maçın ilk yarısında yaşatan Sporting Lizbon'un, Jose Alvalade Stadı'nda sergileyeceği performansı merak ediyordum.
Maça inanılmaz hızlı başlamışlardı İstanbul'da. Ama beklendiği gibi olmadı dün gece.
Zaman zaman üstün oynuyor gibi olsa da, Beşiktaş daha fazla pozisyon buldu ve tehlikeli oldu ilk yarı.
Sosa bir hafta harika işler yapıyor, sonraki hafta ise sahada yok...
Böyle gitmez - Sinan Vardar
Gerçek olan şu, maç bitti ve Beşiktaş elendi. İnanın inanamadım ve ne yazacağımı bilemedim.
Maçın 3'te 2'lik bölümünde harika oynayan Beşiktaş basit savunma hatalarıyla Avrupa'ya veda etti.
Beşiktaş büyük takımsa ve 90 dakikanın büyük bölümünde rakibine üstünlük sağlıyorsa böyle yenilmemeli ve Avrupa'ya bu kadar erken veda etmemeli...
Fatura ağır - Feyyaz Uçar
kinci yarıda Sosa yoruldu, tüm takımın hatasını kapatan Atiba’nın hatası telafi edilemedi. Fatura ağır beyler. Pozisyon yokken gol oluyor. Tolga, ne zaman kaleyi terk etmeyi öğrenecek! Yazık oluyor...
Kara Kartal cesur oyunuyla maça hakim başladı. Defansın önde kurulması ve orta sahadaki pas alışverişi güzel. Rakip defans çaresiz. Ataklarımızı, dikkatsizce kaldığımız ofsayt pozisyonları kesiyor. Bir de son pas ve vuruşlardaki beceriksizliğimiz. Hele Olcay’ın kaçırdıkları saç baş yolduran cinsten. Önde yapılan presle kazanılan toplar var. Sosa ve Gomez’in alan daraltması rakibin geriden oyun kurmasını engelledi....
Teşhis var tedavi yok! - Cem Dizdar
Ligde ‘tempolu oynayan’ takım olarak anılan Beşiktaş, Lizbon’daki ilk yarıda ‘olgun takım’ hüviyetiyle sahadaydı. Kendi liginin lideri Sporting’i kalesinden uzak tutarken de, topu ele geçirdiğinde rakip alana inerken de dengeli ve hesaplıydı. İlk yarının göze en çarpan oyuncusu ‘çalışkan Olcay’ topla ilişkisinde biraz daha gelişkin olsa Beşiktaş’ın soyunma odasına iki farkla gitmiş olması kimseyi şaşırtmazdı. Bilinir, futbol bir ‘an’ oyunudur ancak aynı zamanda ‘alan boşaltma’yı başarmayı/planlamayı da içerir, ki gol atılabilsin. İlk devre savunmada kusursuza yakın oynayan Beşiktaş, bu ‘an’ı Sporting çıkarken İsmail’in kaptığı topla yakaladı...
İyi insan başka iyi kaleci başka - Ali Ece
Maçın ilk 60 dakikasında Beşiktaş’ın oynadığı oyun Şenol Güneş’in sezon başında tarif ettiği ideal futboldu: Rakip ne kadar zorlu olursa olsun, önde basıp top kaparak hücum sürekliliğini sağlayan mücadeleci estetik ofansif futbol.
İlk 45’te Beşiktaş aslında golü çok önce atabileceği pozisyonlar da geliştirdi. Bu pozisyonların tamamı da rakipten kapılan toplar sonrası geliştirilen hızlı tek paslar sonucu oluştu...
Moral kondisyon - Mehmet Ayan
Harika ilk yarının hakkını vermek gerek öncelikle. Gomez’in şanssızlıkları, Olcay’ın sevimli beceriksizlikleri, Sosa’nın komutan katına yeniden kurulması, Atiba ve Ozzie’nin dinamizmi... Ama illa ki Quaresma.. Klasına yakışan oyun ortaya koydu. 4-5 pozisyonda ‘aslını’ anımsattı. Sol tarafı çok iyi kullandı. Kural, taktik değildir ama 4-2-3-1 oyununda kanatlar ilk 20-25 dakika sonrası değişir. Sağdaki sola, soldaki sağa geçer. Dün gece ilk yarı böyle olmadı. Çünkü ikisi de ( Olcay-Q7) harika oynayıp rakibi şaşkına çevirdi.
Eski günlerdeki gibi! - Metin Tekin
İlk yarıyı bir kenara koyarsak her şey ikinci yarıda başladı. Bizim adımıza da güzel gelişti.
Ricardo Quaresma bana göre Beşiktaş'a geldiği günden beri en güzel işlerinden birini yaptı ve harika bir trivela pası ile Gomez'e harika bir gol attırdı. İlk yarının resmine de bakınca sanki bu gol bize erkenden 'Bu işi bitirecez' dedirtti. Ama öyle bir 10 dakika oynandı ki... Uluslararası arenada tıpkı eski günlerdeki gibi bir anda hiçbir şey yapamaz hale geldik. Ve 10 dakika sonunda skor Sporting: 3 - Beşiktaş:
1 oluverdi. Yani 'Turu nasıl kaybettik?' sorusunun cevabının karşılığı şu oldu: Aynen eski günlerdeki gibi!..
Önce gol, sonra şut - Uğur Meleke
Bu maçı doğru okumak için öncelikle sağlıklı bir Sporting okuması yapmak gerek: Jesus’un 6 yıl çalıştırdığı Benfica’dan ezeli rakiplerine geçişiyle lig şampiyonluğunu her şeyin üstünde tutan bir Sporting var şu anda. O yüzden de Avrupa Ligi’ni ikinci plana atıp, ilk 5 grup maçında genelde yedeklerle oynamıştı Lizbon ekibi. Ama son grup maçında galibiyetin tur anlamına geldiği bir durum oluşunca, ilk kez dün gece tamamen aslardan oluşan 11’le sahaya çıktılar. Ligde 11’de forma giyen aslardan Slimani şu ana kadar Avrupa’da hiç başlamamış, ideal savunma dörtlüsünden Pereira ve Naldo 2, Oliveira ve Jefferson birer kez 11’de çıkmışlardı sadece...
Bravo size! - Atilla Gökçe
Hepsini kutlamak gerekiyor. Öylesine güven veren baskılı bir ilk yarıyı oynadıktan sonra ikinci yarıda golü de bulup maçı bırakıveren, böylece futbolun hoş (!) ve fantastik sürprizlerinden birini Lizbon seyircisine yaşatan Beşiktaşlılar, gerçekten büyük iş (!) başardılar...
Hayal kırıklığı nasıl bir şeymiş, gösterdiler.
Şenol Güneş ve ekibinin haftalardır farkına varmadığı bir rahatsızlığı var...
Ah Tolga ah! - Selçuk Dereli
Beşiktaş, umutlu gittiği deplasmanda son bölümde yıkıldı. Oyunun ilk yarısı ve ikinci devrenin ilk 15 dakikası ne yaptığını bilen, rakip kaleye kolayca giden ancak attığı bir golün dışında skoru arttıramayan bir görüntüsü vardı siyah-beyazlıların. Yani kısacası Sporting Lizbon, son bölümde yakaladıklarını gole çevirdi, Beşiktaş ise bulduklarında cömert davrandı. Portekiz ekibinin bulduğu gollerde çabası vardı ama Beşiktaş savunması ve kaleci Tolga’nın hataları kabul edilemezdi...
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!